eng

Atasözleri Sözlüğü (2)

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z
2. Sayfa
ağaç yaş (fidan) iken eğilir :
insanlar küçük yaşta kolay eğitilir.
ağaç yeşert meyve getirsin, oğlan büyüt ekmek getirsin :
erkek evlat meyve veren ağaç gibidir, günü gelince evin geçim yük ...
ağaçtan maşa olmaz :
yeteneksiz, beceriksiz kimse önemli işlerde kullanılamaz.
ağaçtan maşa, abdaldan paşa olmaz :
yeteneksiz, beceriksiz kimse önemli işlerde kullanılamaz.
ağalık (beylik) vermekle, yiğitlik vurmakla :
sözü geçer bir adam olmak istersen herkese yardımda bulunacaksın, ...
ağanın alnı terlemezse ırgadın burnu kanamaz :
işveren işçisi ile birlikte çalışmazsa işçi işe var gücüyle sarıl ...
ağanın eli tutulmaz :
zengin olarak düşünülen kişiden anılmaya değer bir bağış beklenir ...
ağanın gözü ata tımardır :
iş sahipleri denetimlerini sürekli yaparlarsa işler yolunda gider ...
ağanın gözü öküzü (ineği) semiz eder :
ana babalar çocuklarına, mal sahipleri de mallarına iyi bakarlars ...
ağanın gözü, yiğidin sözü :
çalışanlarını gereği gibi yöneten ve çalıştıran kişi iyi bir yöne ...
ağanın malı çıkar, uşağın canı :
bir afeti önlemek için işveren malını, işçi de canını feda eder.
ağaran baş, ağlayan göz gizlenmez :
belirtileri meydanda olan yaşlılık ve izleri ortada duran üzüntü ...
ağası güçlü olanın kulu asi olur :
dişli birine dayanan, güvenen kişi herkese kafa tutar, kabadayıca ...
ağası güçlü olanın, kulu suçlu olur :
kuvvetli kimselerin suçları yanındakilere yüklenir.
ağası yiğit olanın etbaı sarhoş gezer :
dişli birine dayanan, güvenen kişi herkese kafa tutar, kabadayıca ...
ağılda oğlak doğsa ovada otu biter :
Tanrı her yarattığının rızkını verir.
ağır ağır demeli, çabuk çabuk yemeli :
yemeği çabuk yemelisin, dediğinin anlaşılabilmesi için de sözleri ...
ağır basar yeğni kalkar :
ağırbaşlı olan, herkesten saygı görür, ağırbaşlı olmayana ise kim ...
ağır git ki yol alasın :
bir işte başarılı olmak isteyen kimse, ağır ağır ama güvenilir ad ...
ağır kazan geç kaynar :
1) kalın kafalı insan bir konuyu zor anlar; 2) tembel olan işi ge ...
ağır ol da molla desinler :
ağırbaşlı davranan itibarlı olur.
ağır ol, batman gel :
ağırbaşlı ol ki el üstünde tutulasın.
ağır otur ki bey (ağa, molla) desinler :
ağırbaşlı ol ki büyüğümüz diye sana saygı göstersinler.
ağır taş batman döver :
ağırbaşlı insan kimsenin oyuncağı olmaz, onu yıpratmaya kimsenin ...
ağır taş yerinden oynamaz :
ağırbaşlı insan kimsenin oyuncağı olmaz, onu yıpratmaya kimsenin ...
ağır yongayı yel kaldırmaz :
ağırbaşlı kimseye ufak tefek olaylar etki edemez, zarar veremez.
ağız yemese, yüz utanmaz :
armağan alan, armağanı verenin isteğini yerine getirmemeye çekini ...
ağız yer, yüz utanır :
armağan alan, armağanı verenin isteğini yerine getirmemeye çekini ...
ağızdan burun yakın, kardeşten karın yakın :
insanın kendi yararı her şeyden önemlidir.
ağlama ölü için ağla diri için :
ölüp giden aslında dünyanın bütün dert ve sıkıntılarından kurtulm ...
ağlama ölü için, ağla deli için :
yakınlarından biri ölenin acısı zamanla küllenir ancak bir yakını ...
ağlamak para etmez :
üzülmenin yararı olmaz.
ağlamakla yâr ele girmez :
kişi çok sevdiği şeye yalnızca özlemini çekmekle kavuşamaz, onu e ...
ağlamayan çocuğa meme vermezler :
hakkını aramasını bilmeyen kimsenin işi görülmez.
ağlar gözden, sahte sözden kendini sakın :
kendini acındıranlardan kork.
ağlarsa anam ağlar, başkası (kalanı) yalan ağlar :
insanın sıkıntısını yürekten paylaşan yalnızca annesidir, diğerle ...
ağlatan gülmez :
başkalarına zulmeden kimsenin kötülüğü yerde kalmaz, kendisine dö ...
ağlayanın malı gülene hayretmez :
birinden haksız olarak alınan mal, alana yarar sağlamaz.
ağlayıp da gözden mi olayım? :
meseleyi büyütüp sıkıntıya girmek gereksiz.
ağrılardan göz ağrısı, her kişinin öz ağrısı :
herkesi en çok ilgilendiren kendi derdidir.
ağrısız baş mezarda gerek :
herkesin bir sıkıntısı vardır, bu sıkıntılar ancak ölümle biter.
ağustosta beyni kaynayanın zemheride kazanı kaynar :
yazın çalışan kışın rahat eder.
ağustosta gölge kovan zemheride karnın ovar :
elinde fırsat varken geleceğini sağlamaya gayret göstermeyip eğle ...
ağustosta yatanı, zemheride büvelek tutar :
elinde fırsat varken geleceğini sağlamaya gayret göstermeyip eğle ...
ağustosun yarısı yaz yarısı kıştır :
ağustos ayının ortalarında yaz sıcakları azalır, serinlik başlar.
ağzı eğri, gözü şaşı ensesinden belli olur :
bir kişinin tutum ve davranışları, o kişide birtakım eksiklikler ...
ağzına bir zeytin verir, altına (ardına) tulum tutar :
yaptığı küçük iyiliklere karşılık büyük çıkar bekler.
ağzına vur, lokmasını al :
yumuşak huylu kimseye her istenilen kolaylıkla yaptırılabilir.
ağzından hayır çıkmazsa bari şer söyleme :
lehte konuşmuyorsun, hiç olmazsa aleyhte de konuşma.
ağzını açacağına gözünü aç :
dikkatli ol, uyanık ol.
ah alan onmaz :
kötülük ettiği için beddua alan iflah olmaz.
ah yerde kalmaz :
kötülük cezasız kalmaz.
ahbap kusuruna bakan ahbapsız kalır :
dostların ufak tefek kusurlarına bakmamak gerekir.
ahlatın iyisini ayılar yer :
kendilerine yakışmayan güzel bir şeyi eline geçirenler için kulla ...
ahlatın iyisini dağda ayılar yer :
kendilerine yakışmayan güzel bir şeyi eline geçirenler için kulla ...
ahmağa yüz, abdala söz vermeye gelmez :
ahmağa gereğinden çok ilgi gösterir, abdala gereğinden çok söz ha ...
ahmak gelin yengeyi halayığı sanır :
ahmak kimse kendisini koruyup gözeten kişiye hizmetine verilmiş b ...
ahmak misafir ev sahibini ağırlar :
başkalarının görev ve yetkilerine karışmak ahmaklıktır.
ak akçe kara gün içindir :
çalışarak kazandığımız para, dar zamanımızda bizi sıkıntıdan kurt ...
ak göt (don, bacak) kara göt (don, bacak) kara geçit başında (hamamda) belli olur :
bir iddiadaki doğruluk ancak deney veya sınav sonucunda belli olu ...
ak gün ağartır, kara gün karartır :
mutlu bir yaşayış kişiyi dinç kılar, mutsuz bir yaşam ise yıpratı ...
ak koyunu gören içi dolu yağ sanır :
bir şeyin dış görünüşüne bakarak içinin de öyle olduğunu sananlar ...
ak koyunun kara kuzusu da olur :
iyi bir ailenin çocuğu kötü de olabilir.
ak köpeğin (itin) pamuk pazarına (pamuğa, pamukçuya) zararı vardır :
kötü şey, görünüşte iyi şeye benziyorsa iyi şeyin değeri azalır.
akacak kan damarda durmaz :
kişi, alın yazısında olanla kesinlikle karşılaşır.
akan su yosun tutmaz :
tembel tembel oturan kimse hantallaşır, iş yapma yeteneğini yitir ...
akara kokara bakma çuvala girene bak :
iyi, kötü deme; mal ve para biriktir.
akarsu çukurunu kendi kazır :
bir şeyi yapma isteği ve gücü bulunan kimse, uygun bir çalışma yö ...
akarsu pislik tutmaz :
bir insan ne kadar çok çalışırsa o kadar kötü düşünceden ve kötül ...
akarsuya inanma, eloğluna dayanma :
akışı ne kadar yavaş olursa olsun akarsuya girmek tehlikelidir, e ...
akçe akıl öğretir, don yürüyüş :
imkânların fazlalığı insanların iyi işler yapmasını kolaylaştırır ...
akı karası geçitte belli olur :
bir iddiadaki doğruluk ancak deney veya sınav sonucunda belli olu ...
akıl (göz) var, izan (mantık, yakın) var :
1) herhangi bir şey bilgiye ve mantığa dayalı olarak yapılmalıdır ...
akıl adama sermayedir :
bir kimsenin giriştiği işlerde en büyük yardımcısı aklıdır.
akıl akıl, gel çengele takıl :
bir sorunun nasıl çözümleneceğini düşünememe durumunda söylenen b ...
akıl akıldan üstündür :
bir kimsenin aklına gelmeyen bir çare, başka birinin aklına geleb ...
akıl için yol (tarik) birdir :
doğruyu bulmak için aklın izleyeceği bir tek yol vardır, bu yolda ...
akıl kişiye (adama) sermayedir :
bir kimsenin giriştiği işlerde en büyük yardımcısı aklıdır.
akıl olmayınca ne yapsın sakal? :
kişi yaşlandığında olgunlaşmayıp akılsız kalmışsa çocukça işler y ...
akıl para ile satılmaz :
delice iş yapan zenginler bulunduğu gibi akıllıca iş yapan fakirl ...
akıl yaşta değil, baştadır :
akıllı olmanın yaşla ilgisi yoktur, bazı küçükler büyüklerden dah ...
akıllar gelin olmuş, herkes kendininkini beğenmiş :
insan kendi aklını, düşüncesini başkasınınkinden üstün görür.
akılları pazara çıkarmışlar, herkes yine kendi aklını almış :
insan kendi aklını, düşüncesini başkasınınkinden üstün görür.
akıllı düşman akılsız dosttan hayırlıdır :
akılsız kimse iyi niyetli olsa dahi yaptığı işin ne gibi kötü son ...
akıllı düşününceye kadar deli çocuğunu (oğlunu) everir :
kendilerini akıllı sananlar çok kez akılsız diye tanınanlardan da ...
akıllı köprü arayıncaya dek deli suyu geçer :
atak kişi tehlikeyi göze alarak işe girişir ve çabuk sonuç alır.
akıllı oğlan neyler ata malını, akılsız oğlan neyler ata malını :
çocuk akıllı ise babasından mal kalsın diye beklemez, malı kendis ...
akıllı, sözünü akılsıza söyletir :
başkası adına konuşmak, insanın başını derde sokar.
akılsız başın cezasını (zahmetini) ayak çeker :
bir işte düşüncesizce davranan kişi her türlü olumsuz sonuca katl ...
akılsız köpeği (ahmak iti) yol kocatır :
iyice düşünülmeden, tasarlanmadan yapılmaya çalışılan iş sırasınd ...
akın (beyazın) adı (var), karanın (esmerin) tadı (var) :
beyaz tenli olanlar güzel sayılsa da gerçek güzellik ve şirinlik ...
akil isen açma sırrın dostuna, çünkü dostun dostu vardır, o da söyler dostuna :
bir sır en yakın dosta bile söylenmemelidir.
akla gelmeyen başa gelir :
insan ummadığı, düşünmediği şeylerle karşılaşabilir.
aklı başa yaş getirir :
deneyim, yıllar içerisinde elde edilir.
aklın yolu birdir :
iyi düşünüldüğünde ayrı ayrı kimselerce varılacak sonuç hep aynıd ...
aklına geleni işleme, her ağacı taşlama :
sonunu düşünmeksizin aklına eseni yapan, herkese sataşan kimse bu ...
aklınla rezil olursun, aklınla vezir olursun :
aklını iyi kullanan saygı görür, kullanmayan kendini küçük düşürü ...
akmasa da damlar :
çok değilse bile az çok bir gelir veya kazanç sağlar.
akraba ile ye, iç alışveriş etme :
alışverişte iki taraf da kendi çıkarını düşündüğünden iki dost ar ...
aksak eşekle yüksek dağa çıkılmaz :
eksik aletle sağlıklı iş yapılmaz.