eng
Dil Bilgisi Terimleri Sözlükleri
Bilim Terimleri Sözlükleri
Teknik Terimler Sözlükleri
Sanat Terimleri Sözlükleri
Spor Terimleri Sözlükleri
Hukuk Terimleri Sözlükleri
Ekonomi Terimleri Sözlükleri
Eğitim Terimleri Sözlükleri
Çevre Terimleri Sözlükleri
Sağlık Terimleri Sözlükleri
Sosyal Terimler Sözlükleri
Tarihi Şahsiyetler
Sarı Sayfalar
Sinema ve Televizyon Terimleri Sözlüğü (15)
#
A
B
C
Ç
D
E
F
G
H
I
İ
J
K
L
M
N
O
Ö
P
R
S
Ş
T
U
Ü
V
Y
Z
Sinema ve Televizyon Terimleri Sözlüğü İçerisinde Arama
Sinema ve Televizyon Terimleri Sözlüğü (15. Sayfa)
görünmez ek
:
Ek yerlerinin basım sırasında görünmemesi durumu.
görüntü alanı
:
Alıcının durumu, alıcı ile konu arasındaki uzaklık, odak uzunluğu
...
görüntü bozumu
:
Bakınız: bozum
görüntü çağrışımı
:
Bakınız: çağrışım
görüntü çerçevelemesi
:
Bakınız: çerçeveleme
görüntü denetliği
:
Denetliğin görüntü için olanı. Ses denetliği karşıtı.
görüntü dondurma
:
Dondurulmuş görüntü sağlama işi.
görüntü düzenlemesi
:
Bakınız: düzenleme
görüntü eni
:
Görüntülüğe yansıyan görüntünün genişliği.
görüntü eşlemi
:
Henüz ses eşlemiyle birleştirilmemiş görüntü kuşağı.
görüntü ikonoskopu
:
İkonoskop ışıtacın, duyarlığı daha geliştirilmişi.
görüntü iş eşlemi
:
Yalnız görüntü taşıyan iş eşlemi.
görüntü kurgusu
:
Görüntü kuşağında gerçekleştirilen kurgu.
görüntü kuşağı
:
1. Yalnız görüntü taşıyan kuşak. 2.Sesli filmde, kuşağın sese kar
...
görüntü negatifi
:
Alıcıda kullanıldıktan ya da pozitif görüntüyle işlemden geçirild
...
görüntü öğeleri
:
Bir sinema ya da televizyon görüntüsünü oluşturan belli başlı öğe
...
görüntü pozitifi
:
Pozitif görüntü taşıyan kuşak.
görüntü saptama
:
Televizyon görüntülerinin herhangi bir amaçla ileride kullanılmak
...
görüntü ve ses negatifi
:
Görüntü ile sesin aynı negatif üzerinde birleştirilmişi.
görüntü yönetmeni
:
Alıcı devinimlerinin düzenlenmesinden, görünçlüğün aydınlatılması
...
görüntüleme
:
1. Belirli bir konuyu, buna en yatkın görüntüler içinde tasarlama
...
görüntülük
:
1. Göstericinin, üzerine görüntüleri yansıttığı, filmin izlenmesi
...
görüntülük boyu
:
Bakınız: boy
görüntülük eni
:
Görüntülüğün, yatay uzun kenarıyla ya da yükseklik ve eniyle birl
...
görüntülük parlaklığı
:
1. Bir gösterici, filmsiz olarak çalıştırıldığında, göstericiden
...
görüntü-ortikon alıcı
:
Görüntü-ortikon ışıtaçlı alıcı.
görüntü-ortikon ışıtacı
:
Özellikle dışarı çalışmalarda kullanılan son derece duyar alıcı ı
...
görünür ışık
:
İzgenin gözle görülebilir bölümünde (1012 kHz) yer alan dalgalar,
...
görüş açısı
:
Bakınız: açı
görüş alanı
:
1. Bir alıcı merceğinin kapsadığı alan. 2.Alıcının görüş açısının
...
görüş çizgisi
:
Bir sinema salonunda koltukta oturan olağan boyda izleyicinin göz
...
görüş noktası
:
Bakınız: alıcı görüş noktası
görüşüm
:
1. Bir televizyon bildirmeni ya da alıcılı bildirmenin, herhangi
...
görüşüm filmi
:
Bir alıcılı bildirmenin herhangi bir olayla ilgili olarak kendi g
...
gösterici
:
Sinema filmlerini görüntülüğe yansıtarak izlenmesini sağlayan ayg
...
gösterici ayağı
:
Göstericinin, üzerine yerleştirildiği ve sallanmaksızın gösterim
...
gösterici hızı
:
Göstericide filmin pencere önünden saniyede belirli resim sayısıy
...
gösterici ışıtacı
:
Göstericide, film üzerindeki resimleri görüntülüğe yansıtmakta ku
...
gösterici ışıtaçlı televizyon
:
Yüksek gerilimli bir eksiuç ışıtacı yardımıyla televizyon görüntü
...
gösterici kömürü
:
Göstericide ışık kaynağı olarak kullanılan ışık yayının kömürü.
gösterici merceği
:
Göstericinin, güçlü bir ışık kaynağıyla aydınlatılan film üzerind
...
gösterici örtüsü
:
Çerçeve oranını değiştirmek üzere gösterici penceresine takılan ç
...
gösterici penceresi
:
1. Göstericide bir yandan merceğe, bir yandan gösterici ışıtacına
...
gösterici uzaklığı
:
Bakınız: uzaklık
gösterim arası
:
Bakınız: ara
gösterim ekseni
:
Gösterici merceği ekseninin görüntülük üzerine dek giden varsayım
...
gösterim eşlemi
:
Göstericide kullanılmak üzere hazırlanmış eşlem.
gösterim hakkı
:
Filmin gösterimini sağlayan hak.
gösterim izni
:
Bir filmin gösterilebileceğini belirten belge.
gösterim kılavuzu
:
Gösterimciye gösterimde yardımcı olacak bilgileri taşıyan kılavuz
...
gösterim makarası
:
Göstericiye takılmak üzere film sarılmış makara.
gösterim odacığı
:
Sinema salonunda görüntülüğün karşısındaki duvarın gerisinde yer
...
gösterim odası
:
1. İşliklerde iş eşlemlerinin gösterilmesine ayrılmış oda. 2.Göst
...
gösterim penceresi
:
Gösterim odacığının, görüntülüğün karşısına düşen ve göstericinin
...
gösterim süresi
:
1. Bir filmin başından sonuna kadar geçen aralıksız gösterim zama
...
gösterim yönetmeliği
:
Gösterimin hangi koşullar içinde yapılacağını, izlencenin nasıl v
...
gösterimci
:
Göstericiyi çalıştıran, gösterimlerin düzgün olarak yürüyüşünden,
...
gösterimci yardımcısı
:
Gösterimciye çalışmalarında yardımcı olan kimse.
göstermek
:
Bir filmi gösterici yardımıyla görüntülük üzerine yansıtarak izle
...
göz ışıtacı
:
Bazı elektronik araçlarda (radyo, ses aygıtı), ayarın tam olarak
...
göz yanılması
:
Gözün, belirli koşullarda, nesneleri olduğundan değişik algılamas
...
Gözetim
:
Mesleğe yeni başlayan, yapımcının tam güvenini taşımayan ya da ço
...
gözetleme deliği
:
Bir gösterim odacığından salona açılan ve gösterimcinin salonu ya
...
gözetmen
:
Gözetimle görevli kimse.
gözyeri
:
Bakacın, göz yerleştirilen bölümü.
gözyeri merceği
:
Gözyeri bölümünde bulunan mercek.
Grandeur
:
1929'da piyasaya sürülen, 70 mm'lik geniş filme dayanan ilk geniş
...
gri ölçeği
:
1. Duyarlıkölçümünde ve işlemenin denetiminde kullanılan, beyazda
...
gri süzgeç
:
Bakınız: yoğunluk süzgeci
gri taban
:
Tabanın yüzeyinden duyarkata yansıyan ışığın ağıl oluşturmasını ö
...
güç dağıtımlığı
:
Bakınız: dağıtımlık
güçlendirilmiş açındırma
:
Düşük ışıklanmış bir filmde görüntü yoğunluğunu düzeltmek amacıyl
...
güçlü ana ışık
:
Ana ışığın, bir görünçlüğün aydınlatılmasında geniş bir alanı iyi
...
güçlü çizgiler
:
Çerçeveyi altın sayıya göre yatay ve düşey olarak kesen çizgiler.
güçlü noktalar
:
Güçlü çizgilerin kesiştikleri noktalar.
güçsüzleştirici
:
Güçlü bir vericinin yakınındaki almaçlarda kullanılan ve televizy
...
güçsüzleştirilmiş kuşak
:
Bir aygıtın büyük ölçüde güçsüzleştirerek geçirdiği yinelenimlerd
...
güçsüzleştirilmiş yan kuşak
:
Vericinin kapsadığı kuşak genişliğinden tutum sağlamak amacıyla,
...
Güldürü
:
İnsanların, olayların, durumların gülünç yanlarını ele alan bunla
...
güldürü filmi
:
Yazındaki, tiyatrodaki çeşitli güldürü geleneklerini, sinemanın s
...
güldürü oyuncusu
:
Güldürülerde oynayan, başarı kazanan oyuncu.
gülüt
:
Asıl oyunlukta yer almayan, oyuncular tarafından doğaçlamayla yar
...
gülütçü
:
Bir filmin gülütlerini hazırlamakla görevli, gülüt yaratıcı kimse
...
gümüş bromür
:
Duyarkatın temel gereci olan, jelatin içinde düzenli olarak dağıl
...
gümüş çıkarma
:
Bir filmin işlenmesi sırasında saptama banyosunda kalan artık güm
...
gümüş halojenürleri
:
Jelatin içine kırılca biçiminde dağılarak duyarkatı oluşturan güm
...
gümüş klorür
:
Jelatin içine düzenli olarak dağılıp duyarkatı oluşturan gümüş kl
...
gün ışığı
:
1. Gündüzleri güneşin gönderdiği ışınlardan oluşan ışık. 2.Sinema
...
gün ışığı (boş) filmi
:
Gün ışığında kullanılan boş film çeşidi.
gün ışığı açındırma aygıtı
:
Gün ışığında açındırmayı sağlayan aygıt.
gün ışığı göstericisi
:
Gün ışığında gösterimi gerçekleştirebilen gösterici.
gün ışığı ışıtacı
:
İzgesel bileşimi, gün ışığınınkine yakın ışık veren ışıtaç.
gün ışığında gösterim
:
Gündüzün ışıkta yapılan gösterim.
Gündüz
:
Çekimin gündüz gerçekleştirildiğini ya da gündüz görünçlüğü olduğ
...
gündüz gösterimi
:
Gündüze rastlayan film oynatımı.
güneşlik
:
Alıcı merceğini zararlı ışınlardan korumak üzere mercek önüne tak
...
günlük çekim dizilemesi
:
Günlük çekimlerin birbirine eklenmesiyle yapılan kaba kurgu.
günlük çekim eşlemesi
:
Günlük çekimlerin ses ile görüntü kuşaklarının eşlenmesi.
günlük çekim gösterimi
:
Günlük çekimlerin incelenmesi, seçimi, ayıklanması amacıyla yapıl
...
günlük çekimler
:
Bir çalışma gününde çevrilmiş çekimler. (Bu çekimler aynı gün işl
...