eng

Sinema ve Televizyon Terimleri Sözlüğü (20)

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Sinema ve Televizyon Terimleri Sözlüğü İçerisinde Arama

Sinema ve Televizyon Terimleri Sözlüğü (20. Sayfa)

kimyasal kararma :
Kararmanın işlemelikte kimyasal işlemle elde edileni.
Kinemacolor :
Alıcının merceği önünde kırmızı ve mavi-yeşil süzgeçli bir çarkın ...
Kinopanorama :
SSCB'de geliştirilen bir çember görüntülük işlemi. (Bunun daha ge ...
Kino-Vario :
Doğu Almanya'da geliştirilen çok resimli işlem. (Üç gösterici, gö ...
Kiralama :
Bir filmin belirli bir süre kullanılması için oynatımcıya verilme ...
kiralama sözleşmesi :
Kiralamanın koşullarını belirten sözleşme.
kiralama tutarı :
Bir filmin kiralanması için ödenen para.
klistron :
ÇYY'de (30 cm - 1 mm dalga uzunluklarında) elektromıknatıs ışınım ...
Kodachrome :
1935'te ABD'de Eastman Kodak üretimliğinin piyasaya sürdüğü, bugü ...
Kodacolor :
ABD'de Eastman Kodak üretimliğinin 1928'lerde 16 mm'lik film olar ...
Kodak büyük 8 :
Büyük 8 mm'lik filmin piyasaya ilk kez çıkarılan çeşidi (1965).
kokulu film :
Görüntülükteki görüntülere ilişkin kokuları da çeşitli yöntemlerl ...
kollu alıcı :
Düzeneği, elle döndürülür bir kolla devinime geçen eski yapı alıc ...
koltuk :
1. Sinemada, oturacak yer birimi olarak kullanılan terim. 2.Sinem ...
koltuk sayısı :
Bir sinemadaki koltukların tümü, dolayısıyla bir sinemanın alabil ...
koltuk sırası :
Bakınız: sıra
koni :
Almacın, boyun ile görüntülük bölümü arasında yer alan bölümü.
konu :
1. Sinema ve televizyon alıcısının, fotoğraf aygıtının merceğinin ...
kopma :
Filmin herhangi bir nedenden dolayı ikiye bölünmesi.
korku filmi :
Korkunç kişilere, varlıklara, olaylara yer veren, ürkütücü görünç ...
korsan yayaç :
Genellikle herhangi bir ülkenin karasuları dışındaki bir tekneden ...
Koruma :
Filmin bozulmasını önlemek amacıyla alınan önlemlerin tümü.
korunak :
Filmin yanıcı, çabuk bozulma özelliği göz önüne alınarak, çeşitli ...
korunaklama :
Filmlerin kısa ya da uzun sürede korunması, saklanması amacıyla, ...
koruyucu kılavuz :
Filmin, çeşitli kuşakların ucuna takılıp çeşitli aygıtlarda kulla ...
koşut gelişim :
Birbiriyle ilişkisi bulunan, ayrı ayrı zaman ve yerlerde ortaya ç ...
koşut kaydırma :
Alıcı ile konu arasındaki uzaklık değişmeksizin gerçekleştirilen ...
koşut kurgu :
İki ya da daha çok olgu ve bunların parçalarının birbiri ardından ...
kovalama :
Devingen filmlerde, özellikle serüven, kovboy, güldürü filmlerind ...
kovboy filmi :
ABD'nin Atlas Okyanusu kıyısından içerilere, batıya doğru göç sır ...
koyulaştırıcı :
Koyulaştırma banyosunun temel kimyasal özdeği. (Genellikle amonya ...
Koyulaştırma :
İyi bir görüntü veremeyecek kadar zayıf olan bir filmin, kimyasal ...
koyulaştırma banyosu :
Koyulaştırmayı gerçekleştirmek amacıyla, açındırılmış filmin geçi ...
Kömür :
Işık yayı oluşturmakta kullanılan, özel yapıda, çubuk biçiminde k ...
kömürlü ışık yayı :
Sinema işliklerinde ve göstericilerde ışık kaynağı olarak geniş ö ...
kömürlü sestoplar :
Gerilim uygulanan bir kömürün direnci değiştirilerek ses imi sağl ...
köprü :
1. Verici bir yayaçla ortak bir besleme kablosu ve dalgalıktan ya ...
kösnül film :
Aşkı ve buna bağlı olarak cinselliği, insan yapısının ve yaşamını ...
köşegen :
Almaçların görüntülük boyunu belirtmekte temel alınan öğe.
köşegen çevrinme :
Alıcı merceğinin, görüntü çerçevesinin köşegenleriyle çakışacak b ...
köşegen kaydırma :
Alıcının, öne ve yanlamasına kaydırma arasındaki ortalama devinim ...
köşegen yapıştırma :
Filmin, kenara dikey olmayacak biçimde yapıştırılması.
kötü adam :
Filmlerde, izleyiciye sevimsiz gelen, filmin kahramanıyla çekişme ...
kötü çekim :
Günlük çekimler arasından asıl filmde kullanılmaya yeterli görülm ...
kötü film :
Hiçbir sanat değeri taşımayan, düşük nitelikte film başarısız fil ...
kukla filmi :
Kuklaların canlandırmayla devindirilmesine dayanan film çeşidi.
kulaklık :
İşlikte, düzlükte, çalışan kimseler arasında içiletişimi sağlamak ...
kulaklık yuvası :
Bazı sesli aygıtlarda (ses aygıtı, almaç, vb.), sesi dışarıya ver ...
kule :
Verici dalgalığın elden geldiğince geniş bir alana yayında buluna ...
Kuleşov deneyi :
Sovyet yönetmeni ve kuramcısı Lev Kuleşov'un, kurgunun temel işle ...
Kung-fu filmi :
Uzak Doğu'nun bireysel savunma sanatları olan Kung-fu (Çin) ile k ...
kurgu :
1. Bir filmin çevrilişi sırasında elde edilen filmler arasında se ...
kurgu aygıtı :
Kurgunun çeşitli işlemlerini gerçekleştirmekte kullanılan ve bakı ...
kurgu eşlemesi :
Kurgu sırasında, resmin ve bu resimle ilgili sesin yan yana, aynı ...
kurgu eşlemi :
Kurgu çalışmalarında kullanılan eşlem.
kurgu masası :
Kurgu işinde kullanılan ve kurgu çalışmalarını kolaylaştıracak ay ...
kurgu negatifi :
Kurgu işinde kullanılan negatif film.
kurgu odası :
Kurgu işlerinin yapıldığı bu iş için özel donatımı, araç ve gereç ...
kurgu pozitifi :
Filmin ince kurgusu yapıldıktan sonra elde edilen pozitif.
kurgucu :
1. Kurgunun gerçekleştirilmesinden sorumlu kimse. TV. 2.Mıknatısl ...
kurgulama :
1. Kurguyu gerçekleştirmek için yapılan çalışma. 2.Bir filmin çev ...
kurgulamak :
Kurguyu, kurgulamayı gerçekleştirmek. Kurgu, kurgulama eylemi.
kurmak :
Zemberekli alıcılarda, motoru çalıştıran zembereği kurulu duruma ...
Kurutma :
1. İşlemelikteki çalışmaların sonunda ıslak filmin nemini giderme ...
kurutma aygıtı :
İşlemeliklerde kullanılan ve kurutma işini daha çabuk ve özdevini ...
kurutma dolabı :
Açındırma aygıtlarının, filmin kurutulmasına ayrılmış bölümü.
kurutucu :
Kurutma işini yöneten kimse.
kuşağa alma :
Bakınız: mıknatıslı görüntü saptama
kuşak genişliği :
Bir televizyon yayınında, verici yayınının kapsadığı yinelenim ku ...
kuşaklı sestoplar :
Döner sarmalı sestoplar gibi çalışan, ancak ondan farklı olarak, ...
kuşaklı yapıştırma :
Filmin zamk yerine yapıştırıcı kuşak (seloteyp) kullanılarak yapı ...
kuşaklı yapıştırma aygıtı :
Kuşaklı yapıştırmayı gerçekleştiren yapıştırma aygıtı.
kuşaktan yayın :
Mıknatıslı görüntü kuşağına alınmış bir izlencenin yayını.
kutu :
1. Makaraların korunması, saklanması, sıralanması için yerleştiri ...
kutucuk :
1. Alıcı ya da göstericiye doğrudan doğruya takılmak üzere öncede ...
kutucuklu görüntü aygıtı :
Mıknatıslı görüntü aygıtının kutucukla çalışan, kutucuklu televiz ...
kutucuklu gösterici :
Özellikle 8 mm'lik ve büyük 8 mm'lik göstericilerde, kutucuğun ay ...
kutucuklu ses aygıtı :
Ses aygıtının kutucukla çalışan çeşidi.
kutucuklu televizyon :
İçinde, önceden doldurulmuş mıknatıslı görüntü kuşağı bulunan ya ...
kuvars :
Kırılcaları, çok yüksek yinelenimlere erişen basınç elektriği üre ...
kuvars ışıtacı :
Dingin bir atmosferde tuzverenleri (iyot ya da brom) kullanan, uf ...
Kuvvet :
Bir cismin durma ya da devinim durumunu değiştiren dış etken. (SI ...
kuyruk sapması :
Optik eksen üzerinde yer almayan konunun görüntüsünde ortaya çıka ...
küçük görüntülük :
Sinemanın büyük görüntülüğü karşısında televizyonun küçük görüntü ...
küçük ışıldak :
100-200 W gücünde ışıldak.
küçültme :
Bir filmin, optik basım yoluyla, kendinden daha ufak boyda bir fi ...
küçültme aygıtı :
Küçültme işini gerçekleştiren optik basım aygıtı çeşidi.
küçültme basımı :
Küçültme işlemi için yapılan basım.
küçültme işlemi :
Küçültme işi için başvurulan çalışmaların tümü bunun için uygulan ...
küçültmeci :
Küçültme çalışmalarını yöneten kimse.
küçültülmüş film :
1. Küçültme işlemine uğramış (film) 2.Küçültme işlemiyle elde edi ...
kültür filmi :
İzleyicinin genel bilgi düzeyini yükseltmek amacıyla ve belirli b ...
küme ışıldak :
Birden çok akkor ışıldağın sıra halinde yansıtıcı bir kutu içine ...
kümeleme :
Film yapımını kolaylaştırmak amacıyla, aynı bezem içindeki çekiml ...
lambert :
Parlaklık birimi, (Santimetrekarede 1 lümen yayan düzgün bir yans ...
laser :
İzgenin görünür ışık ya da buna yakın bölümünde çalışan, dalga uz ...
Lawrence ışıtacı :
Renkli televizyon almacında kullanılan bir ışıtaç çeşidi.
Loca :
Sinemalarda salonun dip bölümünde sıralanan, bazen yanlara doğru ...
lokomotif :
(a.) Sinema Değersiz, kötü filmlerin sürümünü sağlayabilmek için, ...
lüks :
SI aydınlatma birimi: Metrekareye 1 lümen.