eng

Sinema ve Televizyon Terimleri Sözlüğü (17)

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z
17. Sayfa
ışık soğurucu :
Bakınız: soğurucu
ışık yayı :
Yeter gerilimli, doğru akımlı bir üretece bağlı iki elektrikucunu ...
ışık yayı kömürü :
Bakınız: kömür
ışık yayınması :
Bakınız: yayınma
ışık yaylı ışıtaç :
Işık yayı ilkesine göre çalışan ışıtaç çeşidi.
ışık yeğinliği :
Bakınız: yeğinlik
ışık yerleştirmesi :
Bakınız: yerleştirme
ışık! :
Bir görünçlüğün aydınlatılması için yönetmenin ışıkçılara verdiği ...
ışıkçı :
Baş ışıkçının yönetiminde çalışan, görünçlüğün aydınlatılması içi ...
ışıkeksiucu :
Üzerine ışık düştüğünde elektron yayan ışığaduyar özdekle sıvanmı ...
ışıkelektrik :
Işıkelektrik etkisi olayı.
ışıkelektrik etkisi :
Bir özdeğin, üzerine görünür ışıma, morötesi ya da kızılaltı ışın ...
ışıkelektriksel :
Işıkelektrik özelliği taşıyan.
ışıkelektron :
Işıkelektrik olayında, ışığın etkisiyle salıverilen elektron.
ışıkgözlü ışıkölçer :
Işık yeğinliğini ışıkgözüyle ölçen ışıkölçer çeşidi.
ışıkgözü :
Fotoışık etkisine dayanan ve üzerine bir ışık düştüğünde bunu ele ...
ışıkiletken ışıtaç :
Bazı özdeklerin ışık etkisiyle iletkenliklerinin ya da dirençleri ...
ışıkkesen :
1. Karanlık odalara girip çıkarken içeriye ışık sızmasını önleyen ...
ışıklama :
Çevirim sırasında, aydınlatılmış olan konunun görüntüsünün duyark ...
ışıklama genliği :
Bir duyarlıkölçümü eğrisinde, düz çizgiye rastlayan, görüntü yoğu ...
ışıklama ışıtacı :
Optik seslendirme dizgesinde duyarkat üzerine çeşitli yollardan v ...
ışıklama süresi :
Bir konunun görüntüsünün tam ve başarılı olarak duyarkata saptanm ...
ışıklama yarığı :
Optik seslendirme dizgesinde, aynalı galvanometreden gelen ışın d ...
ışıklı benek :
Bakınız: benek
ışıklılık :
Bir merceğin geçirebileceği en çok ışık niceliği. (Bağıntılı açık ...
ışıkölçer :
Çeşitli ışık koşullarına göre en uygun sonucun alınabilmesi için ...
ışıkölçümü :
Belirli bir ışık kaynağından gelen ışık yeğinliğinin ölçülmesiyle ...
ışıközü :
Işığın dalga yinelenimine göre belirli bir erke taşıyan öğesel ta ...
ışıkta takma :
Boş filmin alıcıya aydınlık bir yerde takılabilmesi durumu.
ışıkyayan ışıtaç :
Bazı özdeklerin, ışık etkisiyle elektron salması temeline dayanan ...
ışıldak :
Bir görünçlüğün aydınlatılmasında kullanılan, güçlü bir ışık kayn ...
ışıldama :
Herhangi bir cismin, yüksek sıcaklık (akkorluk) dışında herhangi ...
ışıldar :
Işıldama özelliği taşıyan (özdek).
ışıma :
Elektromıknatıs dalgalar biçiminde yol alan erke.
ışın demeti :
1. Belirli bir yönde yol alan ışınım. 2.(Özellikle) Işık ışınları ...
ışınım :
1. Herhangi bir kaynaktan herhangi bir ışın, dalga devinimi ya da ...
ışınır :
Işınırlık özelliği taşıyan (özdek).
ışınır görüntülük :
Bir eksiuç ışıtacının ya da almaç ışıtacının, iç çeperi ışınır öz ...
ışınır ışıtaç :
İç çeperi ışınır özdekle sıvalı, içindeki çok alçak basınçlı cıva ...
ışınırlık :
Bazı özdeklerin, Röntgen ışınları, morötesi ışınları gibi bazı da ...
ışıtaç :
Sinema ve televizyon çalışmalarının çeşitli aşamalarında, özellik ...
ışıtaç boynu :
Bakınız: boyun
ızgara :
Radyo ışıtaçlarında eksiuç ile artıuç arasına yerleştirilen ızgar ...
ızgara etkisi :
1. Görüntü-ortikon, vidikon çeşidi ışıtaçlardaki ızgaranın iyi ye ...
İç :
1. Kapalı yerlerde geçen görünçlükleri içine alan çekim. 2.İşlikt ...
iç dalgalık :
Almacın içine yerleştirilmiş dalgalık çeşidi.
iç direnç :
Bir devrenin, dalgalı akımın geçişine gösterdiği direncin ölçüsü. ...
iç direnç dönüştürgeci :
İç dirençleri birbirine uymayan elektronik aygıtları ya da dalgal ...
iç içe film çevirme :
(Türkiye'de) Bir film çevrilirken, aynı çevirim takımından, aynı ...
iç kurgu :
Çeşitli uzunluklarda ve niteliklerdeki çekimlerin belirli bir düz ...
içbükey görüntülük :
Bazı geniş görüntülük işlemlerinde kullanılan ve izleyiciden yana ...
içeri dalgalığı :
Almacın bulunduğu yapının içinde ya da doğrudan doğruya almacın y ...
içeride çevirim :
İşlikte ya da kapalı herhangi bir yerde gerçekleştirilen çalışma. ...
içeriksel onarım :
İçinden kimi bölümleri eksik ya da değiştirilmiş olan bir filmi, ...
içiletişim :
Bir televizyon yayını sırasında, yayına katılanlar arasında gerek ...
içinden konuşma :
Görüntülükte görünen bir kimse konuşmadığı halde, aklından geçenl ...
içkili sinema :
Batı Almanya'da, film gösterilirken içki ve yiyecek servisi de ya ...
içten gürültü :
Gürültünün, çerçeve içindeki bir kaynaktan çıkması durumu. Dıştan ...
içten ses :
Sesin, çerçeve içindeki bir kaynaktan çıkması durumu. Dıştan (ses ...
iğneli yüzey :
Alexandre Alexeieff ile Claire Parker'in geliştirdikleri ve 125x1 ...
iki film :
İkili izlenceyi oluşturan filmler.
iki gözle görme :
Nesnelerin iki gözle algılanması.
iki ışıtaçlı alıcı :
İki ışıtaçtan oluşan renkli televizyon alıcısı.
iki kulakla işitme :
Seslerin iki kulakla algılanması.
iki makaralık film :
İki makara uzunluğunda (yaklaşık 600 m) film. (Sinemanın ilk döne ...
iki üç tarama :
Saniyede 24 resimlik filmi, 60 alanlı ABD televizyon yayın ölçünü ...
ikiboyutlu :
1. Yalnız eni ve boyu olan, derinliği bulunmayan. 2.Görüntülüktek ...
ikili çekim :
İki kişiyi göğüs çekiminde gösteren görüntü.
ikili gösterici :
İki ayrı boydaki filmi gösterebilen yapıdaki gösterici (örneğin 8 ...
ikili izlence :
İki uzun filmin yer aldığı izlence.
ikili Malta haçı :
İki Malta haçının birlikte çalıştığı düzen.
ikilik :
İki kilovat gücünde toplayıcı ışıldak.
ikinci balkon :
Bazı büyük sinemalarda, alttan ilk balkonun üzerindeki balkon.
ikinci film :
İkili izlencedeki iki filmden önemsiz olanı.
ikinci kuşak :
ÇYY'de 87,5-100 MHz (3,43-3,00 m) arasında yer alan yinelenim kuş ...
ikinci oynatım :
Bir filmin, genel oynatıma girdikten sonra yeniden piyasaya sürül ...
ikinci oynatım sineması :
Genellikle her vakit ikinci oynatımı gerçekleştiren sinema sinema ...
ikinci rol :
Baş rol ve başlıca rolden sonra gelen rol.
ikinci takım :
Genellikle üstünyapımlarda, özel yetenek ve uzmanlık isteyen görü ...
ikinci takım yönetmeni :
İkinci takımın çalışmasından sorumlu yönetmen.
ikinci yardımcı :
Yönetmen yardımcısına bütün çalışmalarında destek olan kimse yöne ...
ikincil elektron :
Birincil elektronun, elektron çoğaltıcı bir yüzeye çarpması sonuc ...
ikincil yayım :
Elektrikuçlarının, öbür elektronlar çarpınca elektron yayma özell ...
ikiz film :
İki ülkenin yapımcılarının, kendi ülkelerinin ulusal film ölçüler ...
ikiz resim :
İkiz resim işlemindeki çift resimden her biri.
ikiz resim işlemi :
Her resmin birbirinin aynı fakat ayrı renkte ve hafifçe kaydırılm ...
ikizleme :
Aynı film parçasının alıcıda iki kez kullanılması. (Örtü ve dişi ...
iklimleme :
Sinema salonlarını, sinema ve televizyon ilişkilerini istenilen s ...
iklimleyici :
İklimlemeyi sağlayan aygıt ve düzen.
ikonoskop alıcı :
İkonoskop ışıtaçlı alıcı.
ikonoskop ışıtaç :
Havası boşaltılmış bir ışıtaç içindeki elektron topu ile mozaikte ...
ileriye atlayış :
Sinema anlatımında, şimdiki zamandan gelecek zamana geçiş gelecek ...
iletişim :
1. Kişiler arasında duygu, düşünce, bilgi, haber alış verişi. 2.B ...
iletişim uydusu :
Bakınız: uydu
ilk çevirim günü :
Bir filmin çevrilmesine başlandığı ilk gün. Çevirimin başlangıcı.
ilk eşlem :
Deneme eşlemindeki basım yanlışları düzeltildikten sonra elde edi ...
ilk oynatım :
Ön oynatım ile genel oynatım arasında yer alan oynatım.
ilk oynatım sineması :
Genellikle her vakit ilk oynatım yapan sinema sınıflamada ön sıra ...
im düzeyi :
Bir televizyon iminin, çıkış ve girişteki gerilimi. (Kusursuz bir ...
im ışığı :
1. Alıcının üstünde yer alan, yayında olan alıcıyı belirten kırmı ...