eng
Dil Bilgisi Terimleri Sözlükleri
Bilim Terimleri Sözlükleri
Teknik Terimler Sözlükleri
Sanat Terimleri Sözlükleri
Spor Terimleri Sözlükleri
Hukuk Terimleri Sözlükleri
Ekonomi Terimleri Sözlükleri
Eğitim Terimleri Sözlükleri
Çevre Terimleri Sözlükleri
Sağlık Terimleri Sözlükleri
Sosyal Terimler Sözlükleri
Tarihi Şahsiyetler
Sarı Sayfalar
Sinema ve Televizyon Terimleri Sözlüğü (14)
#
A
B
C
Ç
D
E
F
G
H
I
İ
J
K
L
M
N
O
Ö
P
R
S
Ş
T
U
Ü
V
Y
Z
Sinema ve Televizyon Terimleri Sözlüğü İçerisinde Arama
Sinema ve Televizyon Terimleri Sözlüğü (14. Sayfa)
geliştirim
:
Özet ile ayrımlama arasında yer alan, özetin kırk elli sayfa için
...
Gemini
:
Sinema ile televizyon alıcılarının birlikte kullanılmasına dayana
...
Genç
:
1. Genç rolüne çıkan oyuncu. 2.Genç oyuncu.
Genç Alman Sineması
:
1962'de "Oberhausen Bildirisi"yle ortaya çıkan, 1966'dan başlayar
...
genç filmi
:
Gençler için özel olarak çevrilmiş ya da gençlerin ilgilenebilece
...
genç izlencesi
:
Gençler için hazırlanmış izlence.
Genç Sinema
:
Bakınız: Yeni Sinema
genç televizyonu
:
Gençler için izlence hazırlayan televizyon kolu.
genel bilgi filmi
:
Öğretici filmden daha az didaktik nitelikte olan, belirli bir kon
...
genel çekim
:
İnsanları geniş bir bezem içinde boylu boyunca gösteren çekim çeş
...
genel oynatım
:
Bir filmin ilk oynatımdan kısa süre sonra çeşitli sinemalarda ayn
...
genel oynatım sineması
:
Genellikle yalnız birinci oynatımlar gerçekleştiren sinema.
genel sınama
:
Alıcının, ışık kaynaklarının, sestopların devinimlerini, oyuncula
...
geniş (açılı) ışın
:
Açısı 45-90° olan ışın demeti.
geniş açılı mercek
:
Odak uzunluğu olağandan kısa olan, olağan mercekten daha geniş bi
...
geniş açılılar
:
Geniş açılı merceklerin oluşturduğu kümeye verilen ad.
geniş film
:
Eni, ölçün filmin eninden, yani 35 mm'den daha büyük filmlerin ge
...
geniş görüntülük
:
Olağan sinema görüntülüğünden daha büyük olan, filmin çerçeve ora
...
geniş görüntülük işlemi
:
Geniş görüntülüğün çeşitli yöntemlerle sağlanması. (Başlıca üç yö
...
genişlet!
:
Yönetmenin, alıcı yönetmenine alıcının yerini değiştirmeksizin da
...
genişlik
:
Almaçtaki resmin yatay uzunluğu.
genişlik ayarı
:
Almaç görüntülüğündeki resmin iki yanında siyahlık gözükmemesi, r
...
genişlik ayarı düğmesi
:
Genişlik ayarını sağlayan, genellikle almacın içinde yer alan düğ
...
genlik değiştirimi
:
Bir taşıyıcı dalganın yineleniminin değil genliğinin değiştirime
...
gerçek görüntü
:
Bir mercek ya da değirmi ayna yardımıyla oluşan ve bir görüntülüğ
...
gerçek odak
:
Yakınsak mercekte, ışığın kırıldıktan sonra birleştiği nokta.
gerçekçilik
:
Dışımızdaki dünyayı, nesnel bir tutumla yansıtmayı amaçlayan sine
...
gerçeküstücü film
:
Gerçeküstücülük akımının ürünü olan film.
gerçeküstücülük
:
Çeşitli sanat dallarındaki gerçeküstücülüğün öncü sinema, soyut f
...
gereç
:
İletişimi sağlamakta kullanılan araçların tümü.
geri odak uzunluğu
:
Merceğin arka yüzü ile odak düzlemi arasındaki uzaklık.
geri odaklı mercek
:
Önde ıraksak, arkada yakınsak mercekler, bu ikisi arasında oldukç
...
geriden aydınlatma
:
Konunun, geriden aydınlatılması konunun, ışık kaynağı ile alıcı a
...
geriden gösterici
:
Geriden gösterimde kullanılan gösterici.
geriden gösterim
:
Gün ışığında gösterimi gerçekleştirmek, olağan gösterim yapılamad
...
geriden gösterim görüntülüğü
:
Geriden gösterimi gerçekleştiren ve bir yüzüne düşürülen görüntüy
...
gerilim düşmesi
:
Kent akımında çeşitli nedenlerden dolayı ortaya çıkan azalma.
gerilim düşürücü
:
Dönüştürgecin, akımı daha alçak gerilime çeviren çeşidi.
gerilim düzengeci
:
Bakınız: düzengeç
gerilim yükseltici
:
Dönüştürgecin, akımı daha yüksek gerilime çeviren çeşidi.
gerilimölçer
:
İki nokta arasındaki potansiyel farkını ölçen aygıt.
geriye dönüş
:
1. Bir filmin konusunun zaman içindeki düzgün ilerleyişini, zaman
...
geriye kaydır!
:
Alıcı yönetmenine, alıcıyı geriye kaydırması için verilen komut.
geriye kaydırma
:
Alıcının, konudan uzaklaşarak gerilemesi. Öne kaydırmanın karşıtı
...
geriye sarma
:
Kurgu, gösterim, okuma gibi çeşitli işlemler sırasında filmi, çeş
...
Gevachrome
:
Gevacolor'un 16 mm'lik alıcılarda kullanılan tek kuşak, evrilir b
...
Gevacolor
:
1953'te Belçika'daki Gevaert ortaklığınca piyasaya sürülen tek ku
...
gevreme
:
Filmin, jelatinindeki nemin ve esnekleştirici özdeğin yitimi sonu
...
gezi filmi
:
Herhangi bir ülkeyi tanıtmak, bir geziden izlenimleri aktarmak am
...
gezici gösterim takımı
:
Halkı eğitmek amacıyla gösterim yapabilecek biçimde donatılmış ar
...
gezici sinema
:
Çadırda, barakada, açık hava sinemalarında film göstermek üzere s
...
gezinek
:
İzleyicilerin gösterim başlarında ya da aralarında dinlendiği, si
...
Gider
:
1. Bir filmin gerçekleştirilmesi için harcanan paranın tümü. TV.
...
girimlik
:
Bir sinemaya girmek için ödenen para bilet parası.
giriş çekimi
:
Sonradan daha yakın çekimler yardımıyla ayrıntıları gösterilecek
...
girişlik
:
Sinemalarda salondan önce yer alan, genellikle gişelerin, tanıtıl
...
gişe
:
Sinema biletlerinin satıldığı yer.
gişe birincisi
:
Belirli bir süre içinde en çok gelir sağlayan film.
giydirici
:
İşliklerde baş kadın oyuncuların giyinmesine yardımcı olan kimse.
giyinme odası
:
Oyuncuların soyunup giyindikleri, makyaj yaptıkları oda.
Giysi
:
Bir filmde, izlencede kullanılan giyeceklerin tümü.
giysi çizelgesi
:
Bir film, bir yayın boyunca hangi oyuncuların, ne vakit, hangi gi
...
giysi korunağı
:
İşliklerde giysilerin korunduğu yer.
giysi yaratıcısı
:
Giysi örnekleri çizen, yeni giysi örnekleri yaratan kimse.
giysici
:
Giysiler üzerinde giysi yaratıcısıyla birlikte çalışan giysi örne
...
giysili film
:
Oyuncuların tarihsel giysileri kullandıkları ağırlık noktası, bel
...
giysilik
:
Sinemalarda salona girmeden önce palto, manto gibi üstlüklerin bı
...
gizli görüntü
:
Alıcıda kullanılan bir duyarkatta ışığın etkisiyle oluşan, fakat
...
gizli görüntü yeğinlemesi
:
Bir filmdeki gizli görüntüyü güçlendirmek amacıyla, bu görüntüyü
...
gizli sestoplar
:
Bir filmin çevrilişinde, bir izlencenin yayınında, başkalarınca g
...
gonk
:
Sinemalarda filmin başlayacağını, televizyonda saat ayarını belir
...
göç
:
Bakınız: göğüs çekimi
göğüs ayağı
:
Alıcıya destek sağlamak amacıyla ucu göğse dayanarak kullanılan b
...
göğüs çekimi
:
Bir insanı göğsünden başının üstüne kadar çerçeveleyen çekim çeşi
...
gök görüntülüğü
:
İşliği çember biçiminde saran ve uygun yolda aydınlatıldığında gö
...
gök süzgeci
:
Siyah-beyaz filmde, görünçlüğün geri kalan bölümünü etkilemeksizi
...
gölge
:
Almaç görüntülüğünde resmin temel konusunun hem bulunması gereken
...
gölge filmi
:
Varlıkların karaltılarından oluşan gölgelerin canlandırılmasıyla
...
gölgeler ve ışıklar
:
Bir görüntünün aydınlık ve loş bölümlerini, bunların görüntü için
...
gölgeli yazı
:
Kenarında asıl yazının gölgesini andıran uzantılar bulunan, üçboy
...
görme keskinliği
:
Gözün seçme gücü.
görmeden kiralama
:
Filmin daha çevrilmekteyken ya da alıcı tarafından izlenmeksizin
...
görsal-işitsel eğitim
:
Görsel işitsel araçların geniş ölçüde kullanılmasıyla öğrencileri
...
görsel
:
1. Görmeyle, görme duyusuyla ilgili. 2.Genellikle görüntüler ve g
...
görsel araçlar
:
Görsel-işitsel araçların görsel olanları. (Resimler (fotoğraf ve
...
görsel-işitsel araçlar
:
Hem görme hem işitme duyularını aynı zamanda etkileyen, görsel-iş
...
görsel-işitsel çağrışım
:
Görme ve işitme duyularının özelliklerinden yararlanılarak sağlan
...
görsel-işitsel karşısürüm
:
Filmin görsel öğeleriyle işitsel öğeleri arasında tam bir uyuşum,
...
görsel-işitsel kurgu
:
Kurguda filmin yalnızca görüntü bölümünün ele alınmasıyla yetinil
...
görsel-işitsel yöntem
:
Görsel-işitsel eğitimin gerçekleştirilmesinde başvurulan yollar.
görünç
:
1. Görülmeğe değer herhangi bir şey. 2.Bir filmin, bir televizyon
...
görünç işleyimi
:
Görmeğe ve işitmeğe dayanan irili ufaklı tüm sanat kollarını kaps
...
görünçlük
:
1. Bir ya da daha çok çekim içinde gerçekleştirilen, aynı kişiler
...
görünçlük çevresi
:
1. Bezemi, alıcıya göre, iki yandan çevreleyen kanatlar. 2.Bu kan
...
görünçlük donatımı
:
Bakınız: donatım
görünçlükleme
:
Belirli bir olguyu en iyi biçimde yansıtmak için görüntü öğelerin
...
görünen görüntü
:
Gözlemciye, belli bir noktada varmış gibi görünen, ama gerçekte h
...
görünen odak
:
Iraksak mercekte, ışığın kırıldıktan sonra ıraksadığı nokta. Gerç
...
görünge
:
Uzaydaki nesnelerin belli bir görüş noktasına göre, belli bir yüz
...
görüngesel bezem
:
Bezemin yalnız alıcıya yakın bölümünün doğal büyüklükte kurulması
...