eng

Sinema ve Televizyon Terimleri Sözlüğü (9)

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z
9. Sayfa
delik :
Filmin ya da mıknatıslı kuşağın çeşitli sinema araçlarında düzenl ...
delik aralığı :
Birbirini izleyen iki deliğin yatay eksenleri arasındaki uzunluk.
delikli film :
Çeşitli sinema aygıtlarında, geçişi kolaylaştırmak amacıyla tek y ...
delikli görüntülük :
Arkasındaki sesyayardan sesin salona geçebilmesi için üzerinde bi ...
delikli mıknatıslı kuşak :
Mıknatıslı ses kuşağının delikli olanı. (Genellikle ölçün mıknatı ...
Delrama :
Görüntüyü sıkıştırmak, sonra da yaymak için, sıkıştırmaç yerine, ...
demir oksit :
Mıknatıslı kuşakların üzerine çekilen ve mıknatıslama işleminin g ...
deneme çekimi :
Güç bir çekime hazırlık olmak üzere herhangi bir görünçlüğün film ...
deneme eşlemi :
Bir basımda ilk elde edilen, kertelemesi yapılmamış, basım yanlış ...
deneme filmi :
Yeni bir oyuncuyu sınamak üzere çevrilen kısa film parçası.
deneme oynatımı :
Yeni çevrilmiş bir filmin izleyici üzerindeki etkisini anlamak üz ...
deneme parçası :
Duyarlık ölçümünde kullanılmak üzere alıcıya takılan filmlerin uc ...
deneme sineması :
Bakınız: sanat sineması
deneme yayını :
1. Yeni kurulan bir televizyon vericisinin yayın niteliğini araşt ...
denemelik :
Görüntü sertliğini ölçmek için bir duyarlıkölçere konulan film pa ...
denet :
İşlemelikteki çalışmaları tamamlanmış bir filmin herhangi bir sak ...
Denetçi :
Gösterim odasında filmi izleyerek görüntülerinin, sesinin, rengin ...
denetim sesyayarı :
Televizyon yayını ya da film gösteriminde ses niteliğini izlemeğe ...
denetleme :
Bir filmin, yürürlükteki yasalara aykırı yönü ya da sakıncaları o ...
denetleme belgesi :
Bir filmin denetlemeden geçtiğini, serbestçe oynatılabileceğini b ...
denetleme kurulu :
Filmleri denetlemek amacıyla belirli kişilerden oluşan resmi, yar ...
denetlemek :
Denetleme işini gerçekleştirmek.
denetlenmiş eşlem :
1. Denetleme kurulunun denetleme işini yapmakta kullandığı eşlem. ...
denetleyici :
Denetleme kurulu üyesi.
denetlik :
Bir televizyon yayınında görüntü ile sesin niteliğini izlemek, gö ...
deneysel film :
Sinemada, alışılmışın dışında yenilikler deneyen film çeşidi.
dengeleme süzgeci :
Yapma ışığa göre hazırlanmış filmi gün ışığında ya da gün ışığı i ...
dengeleme yolu :
Mıknatıslı ses yolu bulunan filmlerde, iki kenar arasında kalınlı ...
deniz altı alıcısı :
Deniz altında film çevirebilecek yapıda alıcı.
deniz altı sineması :
Deniz altındaki görünçlükleri çevirmekle uğraşan sinema kolu.
deniz altında çevirim :
Deniz altında gerçekleştirilen çevirim.
dergi-film :
Haber filmlerinin haftalık siyasal dergi özelliğini taşıyan çeşid ...
derinlemesine görüntü :
Özel bir mercek düzeni ve aydınlatma yardımıyla, tiyatro görünçlü ...
derinlemesine kaydırma :
Alıcının çevirim sırasında belirli bir konuya yaklaşması ya da bu ...
derinlik :
1. Bir görüntünün, çekimin, görünçlüğün seyircide uyandırdığı üçb ...
derişik zaman :
Herhangi bir görünçlük çevrilirken, gereği olmayan zaman parçalar ...
derleme eşlemi :
Çevrilen her filmden devletin ilgili kurumunda saklanmak üzere ye ...
derleme film :
Daha önce çevrilmiş belgesel türdeki filmlerin kurgu yardımıyla b ...
Desibel :
1. Aynı nitelikte iki güç arasındaki ilişkiyi ölçmeye yarayan bir ...
destan filmi :
Sinemada destan türünün özeliklerini taşıyan film. Toplumların ul ...
destekleyici izlence :
Bir sinema izlencesinde baş filmin yanı sıra gösterilmek üzere ha ...
destekleyici müzik :
Görüntülerin yanı sıra, bu görüntülerin etkisini artırmak amacıyl ...
devingen :
1. Devingen ayrım, çekim, film, kurgunun yarattığı etki, nitelik. ...
devingen ayrım :
Devingen çekimlerin birbirini izlemesinden oluşan canlı ayrım. Du ...
devingen çekim :
1. İçinde devinimin, gerilimin, çatışmanın ağır bastığı çekim. 2. ...
devingen film :
Başından sonuna dek devingen çekimlerin, devingen ayrımların birb ...
devingen kurgu :
Gerek dış öğelerinin (kısa çekimler, hızlı kurgu, gittikçe hızlan ...
devinim :
1. Bir film kuşağında sese karşı görüntü bölümünü belirtmekte kul ...
devinim evresi :
Filmin çeşitli sinema aygıtlarındaki aralı devinimi sırasında pen ...
devinimde uyuşum :
İki ya da daha çok çekime bölünmüş devinimin, kesiksiz, akıcı biç ...
devinimli bakımlık :
Filmin üzerindeki resimleri, gösterici gibi devinimli görüntü ola ...
devinimli örtü :
Üzerindeki görüntüler, devinimli bir örtü işlevi üstlenen, örtülü ...
devinimli örtülü film :
Bezem ile devinimli varlığın negatifinin alıcıda aynı zamanda eld ...
devinimsiz bakımlık :
Buzlu cam üzerinde bir büyüteç taşıyan, devinimli görüntü oluştur ...
devinimsiz örtülü film :
1. Devinimsiz örtüyle iki kez kullanılmış film. (Bu film hilesi, ...
devinimsiz örtülü görüntü :
Devinimsiz örtülü film hilesinin televizyonda iki alıcının çıkışl ...
Devre :
1. İçinden elektrik akımı geçen iletken yolun tümü. 2.Elektrikle ...
deyiş :
Bir sinemacının, televizyoncunun kendine özgü anlatım yollarının, ...
DIN duyarlığı :
Film duyarlığını belirtmek amacıyla Alman İşleyim Ölçünü'nce uygu ...
DIN ölçünleri :
Alman İşleyim Ölçünü'nce sinema ve televizyon alanında saptanan ö ...
Dış :
1. Açık havada geçen görünçlüklerin yer aldığı çekim bu anlamda, ...
dışarı dalgalığı :
Almacın bulunduğu yapının dışında, genellikle dama kurulan dalgal ...
dışarı donatımcısı :
Dışarıda çevirimlerde görünçlük donatımını sağlayan ve yöneten ki ...
dışarıda (canlı) yayın :
Yerleşik işliklerin dışında, doğal bezemler arasından yapılan can ...
dışarıda çevirim :
İşlik dışında, açık havada, doğal bezemler arasında gerçekleştiri ...
dışarıda çevirim görevlisi :
Dışarıda çevirimler için dışarı çevirim takımının çalışmasına ger ...
dışarıda çevirim takımı :
Dışarıda çevirimi gerçekleştiren çevirim takımı.
dışarıda çevirim yeri :
Dışarıda çevirim için seçilmiş, hazırlanmış yer.
dışarıda yayın takımı :
Dışarıda canlı yayını gerçekleştiren takım.
dışavurumcu :
Dışavurumculuk akımından olan sinema sanatçısı.
dışavurumculuk :
İlk Dünya Savaşı'ndan sonra Alman sinemasında ortaya çıkan bir ak ...
dıştan gürültü :
Gürültünün, çerçeve dışındaki bir kaynaktan çıkması durumu. İçten ...
dıştan ses :
Sesin, görüntüde bulunmayan bir kaynaktan çıkması durumu. İçten ( ...
diklik :
Bir sesin incelik ya da kalınlık derecesi. (Diklik, doğrudan doğr ...
Dimension-150 :
70 mm'lik filmin, çok değirmi bir görüntülükte gösterilmesi temel ...
dinleme :
1. Bir sesin, seslendirme ya da okuma sırasında, denetim amacıyla ...
dinleyici :
Televizyon ve radyo izlencelerini işlikte ya da almaçtan izleyen ...
dinot :
Elektron çoğaltıcılarda ikincil yayını gerçekleştirmekte kullanıl ...
dinot etkisi :
Görüntü ortikon ışıtacında, dinodun yüzeyindeki kusurlardan dolay ...
dinsel film :
Konusunu dinden alan, izleyicide dinsel duyguyu uyandırmayı, dins ...
dip :
Görünçlüğün gerisinde yer alan, geriye düşen yerler. Ön karşıtı.
dip bezemi :
Bir görünçlükte, dipteki bir aralıktan (pencere, kapı, vb.) ötede ...
dip fotoğrafı :
Dip bezemi olarak, kullanılan, son derecede büyültülmüş fotoğraf.
dip perdesi :
Dip bezemini örten perde.
diplik :
Oyuncuların gerisinde, son derece büyültülmüş fotoğraflardan ya d ...
diplik film :
Yapma ve canlı dip bezemi elde etmek üzere geriden gösterimde kul ...
Direk :
Verici dalgalığın elden geldiğince geniş bir alana yayında bulunm ...
diş :
Dişli makaralardaki çıkıntılardan her biri.
diş deliği :
Bakınız: delik
dişi örtü :
Bir örtünün tam ya da tama yakın bütünleyicisi olan saydamsız par ...
dişli başlık :
Üç ayak başlığının dişli çarklar yardımıyla çalıştırılan çeşidi.
dişli makara :
Alıcı, gösterici, açındırma aygıtı, vb. aygıtlarda filmin düzgün ...
Divcon :
ABD'de RCA ortaklığınca geliştirilen ve bilgisayarca depolanmış b ...
diyoptri :
Bir merceğin güç birimi. (Herhangi bir merceğin diyoptriyle gücü, ...
diyot ışıtacı :
Elektron yayan eksiuç ile bu uca göre pozitif güce eriştiğinde bu ...
diz çekimi :
Bir insanı dizinden ya da baldır ortasından yukarısına kadar çerç ...
dizem :
Bir film ya da televizyon izlencesinde, anlatımdan dolayı ortaya ...
dizi adı :
Bir film ya da televizyon dizisinin genel adı.
dizileme :
Kurguya hazırlık olmak üzere, bir gün içinde birikmiş çekimlerin ...
doğaçlama sineması :
1. Çevirimden önce herhangi bir hazırlık, sınama yapılmaksızın, h ...