Hukuk Terimleri Sözlüğü (11)

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Hukuk Terimleri Sözlüğü (11. Sayfa)

Muvafık :
Uygun; yerinde
muvakkat :
Geçici; süreksiz
muvâzaa :
Danışıklı işlem
Muvâzene :
Denge
Muzâf :
İzafe edilmiş; bağlı; bağlanmış; katılmış; yönelik
Mübâdele :
Bir şeyin başka bir şeyle değiştirilmesi; değiştirme; değiş-tokuş ...
mübayaa :
Satın alma
Mübâyenet :
Birbirine zıt olan şeyler, kaideler, iddialar, hükümler arasındak ...
Mübâyin :
Zıt; aykırı; ters
Mübeyyin :
Gösterir
Mücâvir :
Komşu olan; yanında bulunan
Mücbir :
Zorlayıcı; zorlayan
Mücerred :
Soyut; genel
Mücmel :
Kısa ve öz olarak anlatılmış; açıklanmadıkça ne anlama geldiği an ...
Müctemian :
Topluca; toplu olarak
müdafi :
1. Savunucu 2. Ceza davalarında sanığı savunan avukat
Müdahalenin men'i :
Taşınır veya taşınmaz bir mala karşı yapılan maddi elatma veya sa ...
Müddea :
Davacının dava ettiği şey; dava konusu
Müddeaaleyh :
Davalı; hakkında dava açılan kişi
Müddeabih :
Dava konusu
Müddei :
Davacı; iddia eden kişi
Müddei aleyh :
Davalı; hakkında dava açılan kişi
Müddei umumi :
Savcı
müddeiumumiye :
cumhuriyet savcısı
Müebbet :
Sonsuz; süresiz
müeccel :
Vadeli; vadeye bağlanmış; zamanı henüz gelmemiş
Müeddî :
Tediye eden; eda eden; doğuran
Müesses :
Kurulmuş; kurulu; tesis edilmiş
müessese :
1. Kurum. 2. Evlilik, aile, ortaklık, mu¨lkiyet gibi köklu¨ bir y ...
Müessir :
Tesir eden; etkili; tesirli
Müeyyid :
Teyid eden; doğrulayan; kuvvetlendiren
Müeyyide :
Yaptırım; destek; hukuk kurallarının uygulanmasını sağlamak ve zo ...
müflis :
İflas eden kişi; mahkemelerce iflasına karar verilen kimsedir
mühür :
Bazı kişi ve kurumların, yaptıkları işlemi veya koruma altına ald ...
mükellef :
Vergi vermekle yu¨ku¨mlu¨ olan kimse veya kuruluş
MÜKELLEFİYET :
Yükümlülük; bir kimseye veya bir şeye yükletilen yüküm; görev
Müktesip :
İktisap eden; kazanan; edinen
Mülâhaza :
Düşünce; görüş
Mülâhazât :
Düşünceler
Mülhak evkaf(vakıf) :
Vakıf yöneticileri(mütevelliler) tarafından yönetilen ve Vakıflar ...
Mülk :
1. Devletin egemenliği altında bulunan toprakların bu¨tu¨nu¨, u¨l ...
Mülki :
Ülke ile ilgili; ülke yönetimine ilişkin
Mülkiyet hakkı :
Kişiye, kanunların öngördüğü sınırlar içinde, sahibi olduğu malda ...
Mültezem :
Gerekli görülen; kayırılan
mülzem :
Bağlı
Mümâselet :
Benzeme; benzeyiş; andırma
Mümasil :
Örnek; misâl; benzeyen; andıran
Mümellek-ün-leh :
Kendisine bir şey temlik olunan kimse
Mümellik :
Temlik eden; mülk olarak veren kişi
mümessil :
Temsil eden; temsilci
mümeyyiz :
Sezgin; temyiz eden; iyiyi kötüden ayırma yeteneğine (temyiz gücü ...
Mümtâz :
Üstün; ayrıcalıklı; imtiyazlı
Mümteni :
Çekinen; imtina eden; olamaz;
Mün'akit olmak :
Bir sözleşmenin kurulması; akdin oluşması; üzerinde anlaşma yapıl ...
münâzaa :
Uyuşmazlık; çekişme; anlaşmazlık
Münaziünfih :
Niza konusu; uyuşmazlık konusu olan şey; dava konusu
Münbais :
Doğan; ileri gelen
Müncer :
Sonuçlanan; şu veya bu sonuca varan
Mündemic :
İçinde bulunan; (içinde)yatan
Münderecat :
İçerik; kapsam; içindekiler
Münferiden :
Tek tek; ayrı ayrı; tek başına
Münfesih :
İnfisah etmiş; bozulmuş; dağılmış
münhal :
boş, görevlisi bulunmayan
Münhasır :
..ye özgü; ..ye ayrılmış; ..ye mahsus; sınırlanmış; ayrılmış
Münkasem :
Bölünmüş
Münkati :
Kesilen; kesilmiş; kesik; aralıklı
münkir :
İnkar eden
Münselip :
Kaybetme, keybeden
Müntakil :
İntikal eden; geçen
müntehap :
şeçilen,seçilmiş bulunan
Müntehî :
Nihayet bulan; sona eren; son; en son; bir şeyi tamamlayan
müracaat :
1. Başvuru. 2. Danışma. 3. Bilgi sahibi olmak için bir kaynağı ku ...
Mürâdif :
Eş anlam; aynı anlam
Mürafaa :
Sözlü duruşma; genellikle Yargıtay'da veya İdare Mahkeme’lerinde ...
Müraselât :
Gönderilen şeyler; mektuplar; yazışmalar
Mürettep :
Tertip edilmiş; düzenlenmiş
Mürtebit :
Bağlantılı; ilişkili; ilgili
Mürtefi :
Kaldırma kaldırılmış
mürtehin :
Rehin alacaklısı; ipotek hakkına sahip
Mürur hakkı :
Geçit hakkı
Müruru zaman :
Zaman aşımı; bir davanın açılması veya hükmün yerine getirilmesi ...
Müsaade :
İzin; yardım; uygun olma; serbestlik
Müsadere :
Zoralım; bir kimsenin taşınır veya taşınmaz bir malının, kendi is ...
müsamaha :
Hoş görme; göz yumma; tolerans tanıma
müsâvât :
Eşitlik
Müsavi :
Eşit; eş düzeyde; aynı seviyede
MÜSECCEL :
Tescilli; yazılmış; kayıtlı; damgalanmış
Müspet edim :
Borçlunun, belli bir şeyi yapmak ya da vermek şeklinde olumlu bir ...
Müstacel :
İvedi; tez; hemen yapılması gerekli
Müstacelen :
İvedi olarak; acele olarak
Müstaceliyet :
İvedilik; acil olma hali
Müstagallât-ı mevkufe :
Hayır kurumlarına gerekli geliri sağlamak üzere vakfedilmiş malla ...
Müstehak :
Hak eden
Müstehik :
İstihkak sahibi; hak kazanmış; haketmiş; layık
Müstelzim :
Gerektirici; doğurucu; sonuç doğurucu
müstemir :
sürekli, kesintisiz
Müstemiren :
Sürekli,aralıksız
Müsteniden :
Dayanarak; bir şeye dayanarak; delil göstererek

Hukuk Terimleri Sözlüğü İçerisinde Arama