|
|
Hukuk Terimleri Sözlüğü (4)
Hukuk Terimleri Sözlüğü (4. Sayfa)
-
Ehl-i hibre
:
-
Bilirkişi
-
Ehl-i vukûf
:
-
Bilirkişi
-
Ekalliyet(akalliyet)
:
-
Azınlık
-
eklenti
:
-
Bir konutun veya bir binanın kullanılış amaçlarından herhangi bir ...
-
Ekser
:
-
Daha ziyade; en çok; çoğu; çoğunca
-
Ekseriyet
:
-
Çoğunluk
-
Ekseriyeti ara
:
-
Oy çokluğu
-
Elfaz
:
-
Kelimeler; sözler
-
Elîm
:
-
Elemli; kederli acılı
-
El-yevm
:
-
Bugün; şimdi; halen
-
Emlak Vergisi
:
-
Konusu bina ve arazi olup, bu bina veya arazi malikinin, intifa h ...
-
Emlâk-i sirfe
:
-
Yeri ve üzerinde binalar ve ağaçları mülk olan taşınmaz mallar
-
Emr-i makzî
:
-
Hükme bağlanmış iş
-
Emtea
:
-
Ticaret konusu her türlü mal
-
emtia
:
-
eşya, mallar.
-
Emval
:
-
Mallar; mülkler
-
Emvâli menkule
:
-
Taşınır mallar;taşınabilir mallar
-
Enfüsi
:
-
Öznel; subjektif
-
Enkaz
:
-
Bina yıkıntıları; yıkıntı; moloz; eski hayvanların bakiyeleri
-
Envai mesalih
:
-
İşlerin çeşitliği
-
Erbaa
:
-
Dört
-
Erbâb
:
-
Ehil; becerikli; muktedir; yetenekler; sahipler; malikler
-
Erbâb-ı vukuf
:
-
Bilirkişiler
-
Esbab-ı mucibe
:
-
Gerekçe; gerektirici sebepler
-
Eshâb
:
-
Sahipler; bir şeyin malikleri
-
esham
:
-
Pay senedi; hisse senedi
-
-
Eslem
:
-
En selâmetli; en emin; en doğru; en sağlam
-
esnaf
:
-
İster gezici, ister bir dükkan veya bir sokağın belli bir yerinde ...
-
Eşcar
:
-
Ağaçlar
-
Eşhas
:
-
Şahıslar; kişiler; kimseler
-
Eşkâl
:
-
Biçimler; suretler; tarzlar
-
Etfal
:
-
Çocuklar, sübyanlar.
-
evkaf
:
-
Vakıflar
-
Evleviyet
:
-
Tercihli; haydihaydi; öncelikle
-
Evrâk
:
-
Yapraklar; kağıtlar; arşiv
-
Evrâkı müsbite
:
-
İspat edici belgeler; tesbit edici yazılar; tapu kütüğünü tamamla ...
-
evsaf
:
-
Nitelikler
-
Evsafı mümeyyize
:
-
Belirgin nitelikler
-
Evvelâ
:
-
Birinci olarak; herşeyden önce; ilk önce
-
Evvelemirde
:
-
Herşeyden evvel; işin başlangıcında; ilk iş olarak
-
Ezcümle
:
-
Özellikle; özet olarak; sözün kısası; toplucası
-
Ezmân
:
-
Zamanlar, vakitler; anlar; çağlar
-
Fâhiş
:
-
Aşırı; ağır; çok fazla
-
Fariğ
:
-
Bir şeyi veya hakkı başkasına devreden; ferağda bulunan; feragat ...
-
farz
:
-
Zorunlu; baş koşul; boyun borcu; çok gerekli; varsayma
-
Fâsıl
:
-
Ayıran; bölen
-
Fâsıla
:
-
Aralık; ara
-
Fasl etme
:
-
Halletme; neticelendirme
-
Fehime
:
-
Anlayış
-
FEK
:
-
Kaldırma; bir hukuki sınırlamanın kaldırılması; sona erdirme; bit ...
-
Fer' î
:
-
Bağımlı; ekli; eklentili; ikinci derecede olan
-
-
Ferâgat
:
-
Vazgeçme; el çekme; dinlenme
-
FERAĞ
:
-
Devir; devretme; bir hakkı birine geçirme; mirî veya vakıf arazin ...
-
Ferd
:
-
Tek; yalnız olan şey; eşi olmayan; tek olan sayı
-
Fesâd
:
-
Karıştırıcı; arabozucu; karışıklık; bozukluk; dolan
-
Fesh
:
-
Bozma; bozulma; dağılma; dağıtma; kapatma; kaldırma
-
Fesih
:
-
Devam etmekte olan bir hukuki ilişkiyi, tek taraflı olarak ve ile ...
-
fetret
:
-
zayıflık,uyuşukluk
-
fevk
:
-
Üst,üst dereceli, astın üstünde yer alan
-
Fevkinde
:
-
Üstünde; aşan
-
Fıktan
:
-
Yokluk
-
fırka
:
-
İnsan kalabalığı grubu; parti
-
Fıtrî
:
-
Tabii; yaradılışındaki; doğasındaki
-
Fi-i cârî
:
-
Geçer değer
-
Fiil ehliyet
:
-
Bir kimsenin, kendi eylemleriyle haklar ve yükümlülükler yaratmas ...
-
Filhakika
:
-
Hakikatte; gerçekte; doğrusu
-
Fi-l-vâki
:
-
-
Fuhûş
:
-
Haddini aşma; kötülük; namusa aykırı hareket
-
Fuzûlî
:
-
Boşuna; yersiz; lüzumsuz; haksız; boşboğaz; erkek adı
-
Fuzûlî işgal
:
-
Bir taşınmaz malı sahibinin izin ve rızası olmadan ele geçirmek
-
Fuzuli şâgil
:
-
Hukuken geçerli bir hakkı olmadan bir yeri işgal eden
-
Fürûht
:
-
Satma; satım; satış
-
gabin
:
-
1) bir sözleşmede tarafların karşılıklı edimleri arasında açık bi ...
-
Gaî (gaiye)
:
-
Gaye, maksat ve netice ile ilgili; amaca ilişkin
-
Gaip
:
-
Görünmeyen; hazır olmayan; yitik; yok olan kişi; kaybolan ve kend ...
-
Galle
:
-
Gelir; hasılat; yarar
-
-
Garaz
:
-
(garez)gizli düşmanlık; asıl maksat; erek; amaç; hınç
-
Garp
:
-
batı
-
Gars
:
-
Ağaç dikme
-
Gasıb
:
-
Başkasının bir eşya, para yada kıymetli malını elinden veya tasar ...
-
gasp
:
-
Başkasının bir eşya, para yada kıymetli malını elinden veya tasar ...
-
Gaybubet
:
-
Kaybolma; yokluk; göz önünde olmayış; yitiklik
-
Gayr (gayir)
:
-
Ayrı; başka; özge; artık; diğer; yabancı
-
Gayrı vazıh
:
-
Kapalı
-
Gayr-i melhûz
:
-
Beklenmedik; imkansız; olanaksız
-
Gayr-i mümkün
:
-
Olanaksız; imkansız
-
gayrimenkul
:
-
Bir yerden bir yere taşınması olanaksız (taşınmaz) mal.
-
Gayrimenkul mükellefiyet
:
-
Bir taşınmaz malikinin, sahip olduğu mülkü nedeniyle ve özellikle ...
-
Gayrimenkul tellallığı
:
-
Taraflar arasında (hiçbirine sürekli olarak bağlı olmaksızın), ta ...
-
geçici tescil
:
-
Halen varolup da uyuşmazlığa neden olan ayni hakların korunması a ...
-
geçit hakkı
:
-
Bir taşınmaz üzerinden başka bir taşınmaz malikinin geçebilmesi i ...
-
Genel idare
:
-
Bütün ülkeyi kapsayan idare olup "merkez teşkilatı" ve "taşra teş ...
-
Genel vekaletname
:
-
Bir kimsenin, kendi adına her türlü işi yapması için başka bir ki ...
-
Gerçek Kişi
:
-
İnsanlar.
-
Gerçi
:
-
Gerçekten; vakıa
-
Gıyâb
:
-
Hazır ve mevcut olmama; göz önünde bulunmama; uzaklaşma; kaybolma ...
-
Girift
:
-
Dolaşık; karışık; bir birinin içine girgin; tutma; yakalama
-
grev
:
-
İşçilerin aralarında anlaşarak veya bir kurulun kararına uyarak t ...
-
Gûna (gûne)
:
-
Türlü; gidiş; tarz; yol; sıfat
-
Güzeran
:
-
Geçici; geçen
Hukuk Terimleri Sözlüğü İçerisinde Arama
|