Hukuk Terimleri Sözlüğü (15)

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Hukuk Terimleri Sözlüğü (15. Sayfa)

Tebeyyün etmek :
Saptanmak ; ortaya çıkmak; aydınlanmak
tebligat :
Bir hukuki işlemin yetkili makamca, ilgili kişinin bilgisine sunu ...
TECDİT :
Yenileme; tazeleme, açıkça anlaşılacak şekilde önceki borcun, yen ...
Tecezzî :
Bölünme; doğranma
Tecvîz :
Ceza verme; caiz görme
Tedabir :
Tedbirler önlemler
Tedarik :
Sağlama; temin etme
TEDAVÜL :
Sürüm; elden ele gezme; dolaşma; kullanılma
tedbir :
1. Önlem. 2. Hazırlık.
Tedip hakkı :
Ana babalara tanınmış çocuğa öğüt vermek, ihtirada bulunmak
Tediye :
Ödeme; bir borcun ödenmesi
Tedricen :
Azar azar; yavaş yavaş; aşamalı olarak
Tedvîn :
Hukuku birleştirmek amacıyla,hukukun bir dalı ile ilgili yasa hal ...
Teehhür :
Gecikme; sonraya kalma
Teemmül :
Düşünüp taşınma; etraflıca düşünme
Teessüs :
Kuruluş; kurulma; yapılma; yapılanma
Tefehhüm :
Anlamak; akıl erdirmek
Teferruat :
Ayrıntı; bölgesel töreye (örfe) veya malikin açık isteğine göre, ...
Teferruğ :
Satın alanın aldığı mülkün ferağ işlemini yaptırması, tapu kaydın ...
Teffiz :
Bkz. tefvîz
Tefhim :
Verilmiş olan kararın veya hükmün,duruşmada hazır bulunan tarafla ...
Tefrişat :
Döşeme araçları; bir yeri döşemek için kullanılan eşya
Tefvîz :
İhale; sipariş etme; havale etme; dağıtım; ısmarlama; bir taşınma ...
Tehâlüf :
Yargıcın iki tarafa da yemin vermesi; birbirine zıt olma
Tehir erteleme :
Ara verme
Tek taraflı irade beyanı :
Hukuki bir ilişkide taraflardan birinin, o ilişki bakımından hükü ...
Tekabül etmek :
Karşılamak; karşılık olmak
Tekaüd :
Emeklilik
Tekâyüd :
Birbirine hile yapma
tekeffül :
Birine kefil olma; kefalet verme; garanti etme
Tekemmül :
Tamamlanma; olgunlaşma
Tekevvün etme :
Yaratılma; meydana gelme
Telâfi :
Zararı karşılama; giderme; eksikliği giderme
telâhuk :
Birbirine katılma; yarışma; hakların yarışması
Telhîs :
Hülasa etme; özetleme; özet
Telif :
Yazma; uzlaştırma
Telif hakları :
Fikir ürünü eserler üzerinde yaratıcısının sahip bulunduğu haktır ...
telvis etmek :
Kirletmek
Temadi :
Sürüp gitme; süregelme; devamedegelme; sürme; uzama
TEMELLÜK :
Mülk edinme; kendine mal etme; sahip olma; sahiplenme; devralma
temerrüd :
Direnme; borcun ifasında gecikme, bir yükümlülüğün yerine getiril ...
temettü :
Kâr; kazanç payı; yarar
Teminat :
Bir antlaşmada taraflardan birinin sorumluluğu u¨zerine alması, i ...
Teminat akçesi :
Bir sözleşmenin kurulması için taraflardan birinin diğerine verme ...
Temlik :
1-devir 2- Bir malın veya hakkın, bir hukuki işlemle başkasına de ...
TEMYİZ KUDRETİ :
İyiyi kötüden ayırma ve makul biçimde davranışta bulunma yeteneği ...
Tenâküz :
Çelişki
Tenbih :
Uyarma; uyarı
teneffüs :
1. Solumak, nefes almak. 2. Temiz hava almak, dinlenmek için veri ...
Tenezzül :
İnme; alçalma; düşme; kendine aykırı gelen bir işi veya durumu ka ...
Tenkis :
İndirme; azaltma; eksiltme
Tenmiye :
Nemalandırma; artırma; işletme
Tensip :
Uygun görme
Tenvîrât :
Aydınlatma; ışıklandırma
Tenzil :
İndirtme; azaltma
Terâküm :
Birikme; biriktirme
Tercihe şayan :
Üstün tutulan; yeğlenen; tercih edilen
Tereke (terike) :
Miras bırakanın mirasçılarına geçen kalıtı; kalıt; mirasçılara ka ...
Terekküp etmek :
Oluşmak
Teressübât :
Tortulanmalar; dibe çökmeler; durulmalar
Terettüp etmek :
Düşmek; doğmak; ait olmak; sırası gelmek; gerektirmek
Terhin :
Rehin olarak verme; emanet bırakma
TERKİN :
Silme; çizme; resmi kütük veya defterde yazılı bulunan bir konunu ...
Termim :
Tamir etme; onarma; düzeltme; iyileştirme
Tersîmât :
Resmetmeler; resmini yapmalar; çizmeler
Tertip :
Sıra; düzen; düzenleme
Tesâhub :
Sahip çıkma; koruma
tescil :
Resmi kütük veya defterlere bir konunun (hakkın) yazılması, kayıt ...
tesellüm :
Teslim alma
Tesmiye :
Ad koyma; isimlendirme; belirleme
tesviye :
Sonuca bağlama; çözümleme; gereğini yapma; seviye; düzdüzeltme
Teşevvüş :
Karışıklık; kargaşalık
Teşmil :
Kapsamına alma; yayma
TEŞRİK :
yaptığı bir işe ortak almak
teşvik :
İsteklendirme, özendirme.
Tevakkuf :
Bağlı olma; durma
Tevarüs :
Bir kimseden miras kalma; mirasa konma; kalıtım yoluyla birinden ...
Tevdi etmek :
Vermek; bırakmak; sunmak
Teveccüh :
Yönelme; yakınlık duyma; sevgi
Tevellüt :
Doğum; doğma
Tevessül etmek :
Başvurmak; kalkışmak; girişmek
tevfik :
Uydurma; uygunlaştırma
Tevfikan :
Uyarınca; (ona) göre
tevhid :
Birleştirme
Tevkif :
Tutuklama
TEVKİL :
Vekil olarak tayin edilmiş kimsenin, vekillik yetkisini bir başka ...
Tevlit etmek :
Doğurmak
Tevliyet :
Vakfın işlerini yönetmek
Tevliyet davası :
Mütevellilik davası; vakfın işlerine bakma göreviyle ilgili dava
Tevsî' :
Genişleme
Tevsîk :
Belgelendirme
Tevzi :
Dağıtma
Tezâyüd :
Artış; çoğalma
Tezkere-i sâmiyye :
Sadrazamlık makamından yazılan tezkere
tezyif :
değersiz olarak gösterme, aşağılama
Tezyinat :
Süslemeler
tıbbi :
Tıpla ilgili.
toplu iş sözleşmesi :
İşçi sendikaları ile işveren veya işveren sendikaları arasında ya ...
trampa :
Bir malın başka bir malla veya bir hakkın başka bir hakla değişti ...

Hukuk Terimleri Sözlüğü İçerisinde Arama