|
Atasözleri Sözlüğü (23)
Atasözleri Sözlüğü (23. Sayfa)
-
uşağı işe koş, sen de ardına düş
:
-
çocuk kendisine ısmarlanan işi yapamayacağından işi buyuran kimse ...
-
utananın oğlu kızı olmamış
:
-
bir şeyi elde etmek için çalışmalı, tembel tembel oturmamalıdır.
-
utanma pazar, dostluğu bozar
:
-
taraflar birbirine ne denli yakın da olsalar bir alışverişte açık ...
-
utanma pazar, mideyi bozar
:
-
taraflar birbirine ne denli yakın da olsalar bir alışverişte açık ...
-
uyku durak yok
:
-
dinlenme imkânı yok.
-
uzak menzile yavaş gitmeli
:
-
zaman alacak işler aceleye getirilmemelidir.
-
üç göç, bir yangın yerini tutar
:
-
bir yerden başka bir yere taşınırken bazı eşya kırılır, dökülür, ...
-
üçlenmemiş eken, olmamış eker
:
-
gerekli koşullarını yerine getirmeden bir işe başlayan kişi oluml ...
-
ürümesini bilmeyen köpek sürüye kurt getirir
:
-
beceriksiz kimselerin iyilik yapayım derken zarara yol açtıkların ...
-
ürüyen köpek ısırmaz
:
-
bağırıp çağırarak başkalarını korkutmak isteyen kimseden zarar ge ...
-
üşenenin oğlu kızı olmamış
:
-
bir şeyi elde etmek için çalışmalı, tembel tembel oturmamalıdır.
-
üşüntü köpekler mandayı paralar
:
-
birlikten güç doğar.
-
üvey, öz olmaz; kemha, bez olmaz
:
-
bir çocuk ne denli sevilse, ilgi görse de öz annesindeki şefkati ...
-
üveye etme, özünde bulursun; geline etme, kızında bulursun
:
-
öz evladı bir gün öksüz kalırsa başkalarının ona kötü davranmasın ...
-
üzüm üzüme baka baka kararır
:
-
her zaman bir arada bulunan, arkadaşlık eden kimseler birbirlerin ...
-
üzümünü ye de bağını sorma
:
-
yararlandığın şeyin nereden geldiğini araştırma.
-
vakit, nakittir
:
-
zaman çok değerlidir, boş yere harcanmamalıdır.
-
vakitsiz öten horozun başını keserler
:
-
her söz yerinde ve zamanında söylenmelidir, zamansız ve yersiz sö ...
-
var eli titremez
:
-
varlıklı kimse, uzun boylu düşünmeden hayırlı işlere yardım eder.
-
var evi kerem evi, yok evi verem (elem) evi
:
-
varlıklı ailenin durumu konuk ağırlamaya, gereken yerlere yardım ...
-
var ne bilsin yok hâlinden
:
-
varlıklı olan, yoksulun ne denli sıkıntı içinde bulunduğunu bilme ...
-
var varlatır, yok söyletir
:
-
varlık, kişiye yüksekten atma ve varlığını artırma gücü verir; yo ...
-
vardığın yer körse, sen de bir gözünü kapa
:
-
girdiğin çevrede rahat etmek istiyorsan sana ters gelse bile çevr ...
-
varını veren utanmamış
:
-
kendisinden bir şey istenen kimse elinde ne varsa onu verebilir; ...
-
varışına gelişim, tarhana aşına bulgur aşım
:
-
sen bana ne kadar değer verir, yakınlık gösterirsen benden de o ö ...
-
varlığa darlık olmaz
:
-
zengin olanın gücü her şeye yeter.
-
-
varsa (var mı) pulun herkes kulun; yoksa (yok mu) pulun dardır yolun
:
-
zengin olana herkes hizmet eder, fakir olana ise kimse yüz vermez ...
-
vasiyet ölüm getirmez
:
-
üzülecek bir durum meydana gelirse ne yapılacağını şimdiden karar ...
-
ver yiğidi yiğide, Mevla rızkın yetire
:
-
iki gencin evlenmesini kolaylaştırınız, Tanrı rızıklarını verir.
-
ver yiyeyim, ört uyuyayım; gözle, canım çıkmasın
:
-
başkalarının sırtından geçinmeye alışmış kişi en hayati sorunları ...
-
veren el, alandan üstündür
:
-
yardımını esirgemeyen, eli açık olan kimseye herkes saygı gösteri ...
-
veren eli herkes öper
:
-
yardımını esirgemeyen, eli açık olan kimseye herkes saygı gösteri ...
-
veresiye (borca) şarap içen, iki kez (kere) sarhoş olur
:
-
veresiye alışveriş eden iki kez sarsılır; malı aldığı zaman bir s ...
-
verirsen doyur, vurursan duyur
:
-
yaptığınız iş, amacın gerçekleşmesini sağlayacak nitelikte olmalı ...
-
verirsen veresiye, batarsın kara suya
:
-
veresiye verdiğinde alanların borçlarını ödememeleri durumunda se ...
-
vermeyince (vermemiş) mabut, neylesin Sultan Mahmut
:
-
Tanrı, rahat bir yaşam veya yetenek kısmet etmemişse kulun elinde ...
-
vurduğunu öldür, yedirdiğini doyur
:
-
yaptığınız iş, amacın gerçekleşmesini sağlayacak nitelikte olmalı ...
-
vücut kocar, gönül kocamaz
:
-
kişi ihtiyarlar ama gönlü taze kalır, sevgisi eksilmez.
-
ya bu deveyi gütmeli ya bu diyardan gitmeli
:
-
buranın şartlarına uymalı veya buradan ayrılmalı.
-
ya deve ya deveci (deve üstündeki hacı)
:
-
ilerisi için verdiğim sözden korkmuyorum, o zamana kadar şartlar ...
-
ya devlet başa ya kuzgun leşe
:
-
sonunda büyük bir başarıya ulaşmak için yok olma tehlikesi bile g ...
-
yabancı koyun kenara yatar
:
-
bir topluluğa yeni katılan kimseyi çevresi hemen aralarına almaz, ...
-
yabancı kuşun başı kanadı altında olur
:
-
bir topluluğa yeni katılan kimseyi çevresi hemen aralarına almaz, ...
-
yad elde beylik sürmeden, yurtta züğürt gezme yeğdir
:
-
gurbete düşmüş bir insan, ne denli varlık içinde bir yaşam sürüyo ...
-
yağ yiyen köpek tüyünden belli olur
:
-
durup dururken yaşama düzeyinde bir yükselme olan kişi, kendisind ...
-
yağına kıymayan çöreğini yoz (kuru) yer
:
-
bir iş için gerektiği kadar fedakârlıkta bulunmayan kişi sonucun ...
-
yağmur yağsın da varsın kerpiççi ağlasın
:
-
yağmurdan yararlanacakların sayısı zarar göreceklerden daha fazla ...
-
yakın (hayırlı) dost (komşu) uzak (hayırsız) akrabadan yeğdir (iyidir)
:
-
ilgi ve iyiliklerini görmekte olduğumuz komşu ve dostlarımız, hiç ...
-
yalancının evi yanmış, kimse inanmamış
:
-
yalan söylemeyi huy edinen kimsenin sözlerine, gerçeği söylediği ...
-
yalancının mumu yatsıya kadar yanar
:
-
söylenen söz yalansa durum çok geçmeden anlaşılır.
-
yalnız kalanı kurt yer
:
-
yardımcısı bulunmayan kişi, kendini tehlikeden koruyamaz.
-
-
yalnız öküz çifte (boyunduruğa) koşulmaz
:
-
iki kişi ile yapılması gereken bir işi tek kişi ile yapmaya kalkı ...
-
yalnız taş, duvar olmaz
:
-
nasıl bir tek taş ile duvar örülmezse insan da tek başına önemli ...
-
yalnızlık, Allah'a mahsustur (yaraşır)
:
-
insan ancak toplumsal dayanışma ve iş bölümü içinde rahat ve huzu ...
-
yaman komşu, yaman avrat, yaman at; birinden göç, birin boşa, birin sat
:
-
komşun kötü ise başka bir yere göç, eşin geçimsizse ayrıl, atın a ...
-
yanık yerin otu tez biter
:
-
kişinin yüreğini yakan acı, az zaman sonra küllenir, yerini yeni ...
-
yanlış hesap Bağdat'tan döner
:
-
ortaya çıkan bir yanlışlık çok geç de olsa düzeltilebilir.
-
yanmış harmanın öşrü alınmaz
:
-
önce verimli iken kazaya uğramış olan şeyden, artık gelir, verim ...
-
yapı taşı yerde kalmaz
:
-
değerli kimse boşta kalmaz, kendisine bir iş verilir.
-
yapı taşı, yapıdan (yerde) kalmaz
:
-
değerli kimse boşta kalmaz, kendisine iş verilir.
-
yâr beni ansın bir koz ile, o da çürük çıksın
:
-
bir dostun verdiği armağan küçük ve değersiz olsa bile verilen ki ...
-
yar, yakıldığı gün tozar
:
-
bir felaket meydana geldiği anda büyük bir tepki ve panik yaratır ...
-
yara sıcakken sarılır
:
-
bir acıyı dindirmek için gereken yardım hemen yapılmalıdır.
-
yaralı kuşa kurşun sıkılmaz
:
-
birinin düşkünlüğünden yararlanarak ondan öç almak doğru değildir ...
-
yarası olan gocunur (gocunsun)
:
-
bir işte sorumlu aranırken kusuru olan kimse telaşa düşer.
-
yârden mi geçersin, serden mi?
:
-
insan ne kendinden ne de sevdiklerinden kolay kolay vazgeçemez.
-
yarım elma, gönül (hatır) alma
:
-
armağan küçük de olsa gönül almaya yeter.
-
yarım hekim candan eder, yarım hoca dinden eder
:
-
bir iş, uzmanına değil de o işten anlamayana yaptırılırsa istenil ...
-
yarınki kazdan bugünkü tavuk (yumurta) yeğdir
:
-
sağlanmış bir kazanç beklenen, umulan daha büyük bir kazanca feda ...
-
yaş kesen baş keser
:
-
çeşit çeşit yararları olan ağacı sadece odun sağlamak için kesen ...
-
yaş yetmiş iş bitmiş
:
-
yaşı ilerlemiş insandan fayda beklenmez.
-
yaşı at pazarında sorarlar
:
-
akıllı olmanın yaşla ilgisi yoktur, bazı küçükler büyüklerden dah ...
-
yaşın arasında (yanında) kuru da yanar
:
-
beğenilmeyen tutumlarından dolayı cezalandırılan kişiler yanında ...
-
yatan (hasta yatan) ölmez, eceli yeten ölür
:
-
hasta olan eceli gelmemişse ölmez; sapasağlam biri de eceli gelmi ...
-
yatan (yatar) aslandan (kurttan), gezen (yeler) tilki yeğdir (iyidir)
:
-
1) az güçlü olup çalışan, çok güçlü olup çalışmayandan daha başar ...
-
yatan ölmez, yeten ölür
:
-
hasta olan eceli gelmemişse ölmez; sapasağlam biri de eceli gelmi ...
-
-
yatanın yürüyene borcu var
:
-
1) çalışmayanın sürekli olarak çalışana borcu vardır; 2) çalışmay ...
-
yatsının faziletini güveyden sormalı
:
-
eskiden gerdeğe yatsı namazından sonra girildiğinden güvey için y ...
-
yavaş atın tekmesi yavuz olur
:
-
yumuşak huylu kimseler öfkelendiklerinde aşırı davranışlarda bulu ...
-
yavaş tükürüğün sakala zararı var
:
-
sert davranmak gereken durumlarda gevşek davranan kişi bu tutumun ...
-
yavru kuş, yuvada gördüğünü yapar
:
-
aile içinde edinilen görgü, eğitimin temelidir.
-
yavuz hırsız ev sahibini bastırır
:
-
biri, suçunu zarar verdiği kimseye yüklediğinde söylenen bir söz.
-
yayı, atıcısına vermeli
:
-
ülkenin yönetimine, bunu başarıyla yerine getirebilecek olanlar s ...
-
yaz yalan, kış gerçek
:
-
yazın yaşama koşulları kolay kışın zordur, tıpkı bunun gibi bazı ...
-
yaza çıkardık danayı, beğenmez oldu anayı
:
-
yetiştirdiğimiz, büyüttüğümüz gençler, bizi beğenmezler.
-
yazın araması, kışın taraması olmazsa herkes besler mandayı
:
-
iyi bir iş yapılmaya çalışılırken karşılaşılan sıkıntılara herkes ...
-
yazın başı pişenin, kışın aşı pişer
:
-
1) yazın güneş altında çalışan, ailesinin kışlık ihtiyacını kazan ...
-
yazın çalışan, kışın gülüşür
:
-
yazın çalışan kışın rahat eder.
-
yazın gölge hoş, kışın çuval boş
:
-
1) yazın keyifli yerlerde tembel tembel oturan kışın yiyecek bula ...
-
yazın gölge kovan, kışın karın ovar
:
-
yazın çalışmayıp keyif ve zevk ile vakit geçiren çiftçi, nasıl kı ...
-
yazın sıcakta terleyen, kışın soğukta üşümez
:
-
yazın çalışan kışın rahat eder.
-
yazın yorulmayan, kışın kurulmaz
:
-
yazın çalışan kışın rahat eder.
-
yedi adım yolun, bir yudum suyun hakkı vardır
:
-
iki insanın tanışıp kaynaşması ve aralarında bir dostluk bağı olu ...
-
yeğniyi yel alır, ağır yerinde kalır
:
-
hoppa züppe kimseler, hiçbir yerde barınamazlar; ağırbaşlı olanla ...
-
yel gibi gelen sel gibi gider
:
-
emek vermeden ele geçen para kısa zamanda çarçur olur gider.
-
yel kayadan ne koparır (alır, anlar, aparır)
:
-
sağlam karakterli kişiler, sağlam temele dayanan işler önemsiz et ...
-
yel üfürdü, sel (su) götürdü
:
-
mal birdenbire ve sebepsiz ortadan yok oluverdi.
-
yem istemez, su istemez
:
-
elde tutulması hiçbir külfet getirmez.
-
yemeyenin malını yerler (demine hu çekerler) (üstüne bir bardak su içerler)
:
-
pintinin yemeye kıyamayarak biriktirdiği malı, sağlığında gücünün ...
-
yemin etsem başım ağrımaz
:
-
gerçek olduğuna korkmadan yemin ederim.
Atasözleri Sözlüğü İçerisinde Arama
|