Atasözleri Sözlüğü (20)

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Atasözleri Sözlüğü (20. Sayfa)

ölürse yer beğensin, ölmezse el beğensin :
çocuğun öldüğünde iyi anılması, yaşarken de beğenilir bir kişi ol ...
ön tekerlek nereye giderse art tekerlek de oraya gider :
küçükler büyüklerin izinde gider, her işte onları örnek tutarlar.
önce baldın, pekmez oldun; şimdi para etmez oldun :
davranışlarına dikkat etmeyen kişinin attığı her yanlış adım, say ...
önce can sonra canan :
insanlar bencildir, önce kendilerini, sonra yakınlarını düşünürle ...
önce iğneyi kendine batır, sonra çuvaldızı ele :
başkasına zararı dokunacak bir davranışı yapmadan önce iyi düşün, ...
önde giden yorulur, arkada kalan soyulur :
olumlu veya olumsuz konularda aşırıya kaçmak seni zor durumda bır ...
önünde ardında gidilmez :
arkadaşlığına güvenilmez.
önüne geleni kapar, ardına geleni teper :
arsız, huysuz, geçimsiz kimseler için kullanılan bir söz.
öpmeye niyeti olmayan 'yanağın nerede' diye sorar :
bir işi yapmaya niyeti olmayan, istek duymayan kişi, bunu davranı ...
öpülecek el ısırılmaz :
saygı gösterilmesi gereken kimse incitilmemelidir.
padişahın bile arkasından kılıç sallarlar :
kendisinden çekinilen kimsenin yüzüne karşı kimse bir şey söyleme ...
pahalı alan aldanmaz :
ucuz olan mal çabuk eskir, pahalıya alınmış gibi olur.
palamut çok biterse, kış erken olur :
kimi olaylar onu izleyecek olayların da habercisidir.
papaz her gün pilav yemez :
1) bir insanı hep aynı hileyle kandıramazsın; 2) insan zaman zama ...
para ile değil, sıra ile :
herkes sırasını beklemek zorundadır.
para ile imanın kimde olduğu bilinmez :
kimin ne kadar parası bulunduğunu, kimin ne kadar Tanrı?ya yakın ...
para isteme benden, buz gibi soğurum senden :
kişi, kendisinden para isteyen kimseden uzak durmak ister.
para parayı çeker :
elde para bulunursa onunla yeni paralar kazanılır.
para peşin, kırmızı meşin :
her işin karşılığı anında ödenmelidir.
paran çoksa (borcun yoksa) kefil ol, işin yoksa şahit ol :
tanıklık boş oturan kimselerin, kefillik ise parası çok olan kims ...
paran gitti mi diye sormazlar, işin bitti mi diye sorarlar :
yapmak istediğin işi yapabildinse bu uğurda harcadığın paralara a ...
paran varsa cümle âlem kulun, paran yoksa tımarhane yolun :
zengin olana herkes hizmet eder, fakir olana ise kimse yüz vermez ...
paranın gittiğine bakma, işinin bittiğine bak :
yapmak istediğin işi yapabildinse bu uğurda harcadığın paralara a ...
paranın yüzü sıcaktır :
para çekicidir ve geri çevrilemez.
parası (akçesi) ucuz olanın kendisi kıymetli olur :
parasını esirgemeyen, cömert kimseyi herkes el üstünde tutar.
parayı araya değil, paraya vermeli :
parayı gerekli yere harcamalı.
parayı veren düdüğü çalar :
para harcadığında insan istediğini elde edebilir.
parayı zaptetmek deliyi zaptetmekten zor :
elindeki parayı çarçur etmeyip tutmasını bilmek herkesin yapamaya ...
parayla dost bulunmaz :
para kazanmayı bildiği hâlde dost kazanmayı bilmediği için sevilm ...
paşa gönlü bilir :
ne yapacaksa yapsın, kendisi bilir.
pazar, ilk pazardır :
satılacak mala ilk olarak kaç para değer biçildiyse satıcı buna r ...
pehlivan, kispetinin yağından bellidir :
bir insanın işini bilip bilmediği çalışma biçiminden anlaşılır.
pek yaş olma, sıkılırsın; pek de kuru olma, kırılırsın :
hüner gerektiğinde uysal, gerektiğinde sert olmayı bilmektir.
pekmez gibi malın olsun, Antakya'dan sinek gelir :
malı güzel olan kimse için müşteri kaygısı yoktur, onun malına uz ...
pekmezi küpten, kadını kökten al :
yiyeceği en uygun ortamından almak gerektiği gibi eş olacak kadın ...
perşembenin gelişi çarşambadan bellidir :
bir işin sonunun nasıl olacağı şimdiki gidişinden belli olur.
pilav yiyen kaşığını yanında (belinde) taşır :
bir şeyden yararlanmak isteyen kişi, bunun için gereken aracı eli ...
pilavdan dönenin kaşığı kırılsın :
yararlı bir şeyi elde etmek için sonuna kadar uğraşılmalı, direni ...
pulsuz iş, yolsuz iş :
karanlık işler çeviren, yasal olmayan yollara sapar.
rağbet güzel ile zenginedir :
güzellerle zenginler her zaman itibarlıdırlar.
rahat ararsan mezarda :
herkesin bir sıkıntısı vardır, bu sıkıntılar ancak ölümle biter.
rahvan at kendini yorar :
bir işi işgüzarlık ederek veya gereksiz yere üstünde durarak uzat ...
ramazanda yalan söyleyenin (oruç yiyenin) bayramda yüzü kara olsun :
bir sözün yalan olduğu, bir ödevin yapılmadığı bir süre sonra ger ...
rençber kırk yılda, tüccar kırk günde :
rençberin ancak kırk yılda kazanabileceği parayı, tüccar kırk gün ...
rüşvet kapıdan girince insaf (iman) bacadan (pencereden) çıkar :
işini herkese eşit davranarak yapmak zorunda olan bir görevli, ke ...
rüzgâr eken fırtına biçer :
herkesin zarar görmesine yol açacak işler yapan kimse, çok sert t ...
rüzgâr esemeyince yaprak oynamaz (dal kımıldamaz) :
her durumu meydana getiren bir etken vardır.
rüzgâra (karşı) tüküren, kendi yüzüne tükürür :
bilgi, beceri, fizikî güç gibi yönlerden kendisinden üstün olanla ...
rüzgârın önüne düşmeyen, yorulur :
genel gidişe ayak direten boşuna çaba harcamış olur, bir yere var ...
rüzgârlı havanın kuytusu, yağmurlu havanın uykusu :
rüzgârlı havada kuytu bir yer, yağmurlu bir havada da uyku tercih ...
sabah ola, hayrola :
sabah olsun, o vakte kadar iş belki düzelir.
sabah sürçen, geceye dek sürçer :
bir işe başladığı zaman beceriksizliği görülen kişinin bu durumu ...
sabahın kızıllığı akşamı kış eder, akşamın kızıllığı sabahı güz eder :
sabahleyin gökyüzünde görülen kızıllık, o akşam havanın kış gibi ...
sabahtan karnını doyuran, küçükken evlenen aldanmamış :
yapılacak iş için gerekli gücün elde edilebilmesi için sabahleyin ...
sabanın tutağına yapışan el aç kalmaz :
çiftçilik yapan veya çalışan aç kalmaz.
sabır acıdır, meyvesi tatlıdır :
sabır zor bir iştir ancak güzel sonuçları vardır.
sabırla koruk helva olur, dut yaprağı atlas :
sabretmesini bilen kişi olmayacak gibi görünen işlerde bile başar ...
sabreden derviş muradına ermiş :
beklemesini bilen kimse sonunda amacına ulaşır.
sabreyle işine, hayır gelsin başına :
bir işi yaparken acele etmez, sabrederseniz hayırlı sonuçlara var ...
sabrın sonu selamettir :
karşılaştığı güçlükleri sabırla yenmeye çalışan kimse, sonunda ba ...
saç sefadan, tırnak cefadan uzar :
insan keyifli olursa saçı, dertli olursa tırnağı uzar.
saçın ak mı kara mı, önüne düşünce görürsün :
acele etme, sonucun ne olduğunu biraz sonra anlarsın.
sade pirinç zerde olmaz, bal gerektir kazana; baba malı tez tükenir evlat gerek kazana :
hakkıyla yararlanılacak bir şeyin meydana gelmesi için birtakım ö ...
sadık dost akrabadan yeğdir :
candan dost akrabadan daha hayırlı olur.
sağ (sağlam) baş yastık istemez :
sağlam insan durup dururken yatmak istemez eğer istiyorsa hasta o ...
sağ olsun da dağ ardında olsun :
uzakta olan sevdiklerimize günün birinde kavuşabiliriz yeter ki y ...
sağılır ineğin buzağısı kesilmez :
çıkar sağlamaya yardım eden kimseye veya şeye zarar gelmemesine d ...
sağır için iki kere keramet olmaz :
herkesin işitip öğrendiği şey, dikkatsiz kimse için bir daha söyl ...
sağır işitmez (duymaz) uydurur (yakıştırır) :
sağır, yanında konuşulan şeyleri işitmez ama konuşanların durumun ...
sağlık varlıktan yeğdir :
sağlıktan büyük zenginlik olmaz.
sahipsiz eve it buyruk :
kimsenin ilgilenmediği, benimsemediği sahip çıkmadığı işler üzeri ...
sakal bıyığa denk olmayınca berber ne yapsın? :
gelir gidere denk değilse durumu düzene koymaya çalışan kişi duru ...
sakal keçide de var :
sakal, kişiye değer kazandırmaz.
sakalım yok ki sözüm dinlensin :
ancak yaşlı kimselerin söz ve öğütleri dinlenir.
sakalla olaydı kişi, keçiye danışırlardı her işi :
sakal, kişiye değer kazandırmaz.
sakınılan göze çöp batar :
üzerine çok düşülen şeyler genellikle kazaya veya zarara uğrar.
sakla samanı, gelir zamanı :
gereksiz görülen şey ileride gerekli olabilir.
saksağan, danayı babası hayrına bitlemez :
bir kimse başkasına hizmet ediyorsa bunda kendisinin de çıkarı va ...
sana taşla vurana sen aşla (ekmekle, pamukla) var (dokun) :
sana sert davranana sen yumuşak davran.
sana vereyim bir öğüt, kendi ununu kendin öğüt :
kişi kendi işini kendisi yapmalıdır.
sanat altın bileziktir :
kişinin elindeki sanat, değeri hiç eksilmeyen bir servettir.
sanatı ustadan görmeyen (öğrenmeyen) öğrenmez :
kişi tek başına ne kadar çalışırsa çalışsın işin inceliklerini bi ...
sanatına hor bakan (sanatını hor gören) boğazına torba takar :
işini küçümseyen kişi istediği gibi para kazanamaz ve sonunda dil ...
sanatını hor gören boğazına torba takar :
işini küçümseyen kişi istediği gibi para kazanamaz ve sonunda dil ...
sandığına olmaz, sakındığına olur :
üzerine çok düşülen şeyler genellikle kazaya veya zarara uğrar.
sandıktaki sırtında, ambardaki karnında :
nesi varsa giyer, nesi varsa yer.
sap döner, keser döner, gün gelir hesap döner :
her şey zaman içinde planlandığı gibi gerçekleşmeyebilir.
sarhoşa dokunma, kendi yıkılsın :
kendi aklını beğenip başkasını dinlemeyen kimseyi gittiği yanlış ...
sarhoştan, deli bile korkar :
sarhoş olmak delirmekten de beterdir, sarhoş insan kendini denetl ...
sarhoştum aydım, böyle yaşamaktan caydım :
artık gerçekleri gördüm.
sarımsağı gelin etmişler de kırk gün kokusu çıkmamış :
insanlar kötü yanlarını kolay kolay belli etmezler, haklarında ya ...
sarımsağını hesap eden paçayı yiyemez :
küçük sakıncalarını düşünerek bir işe girişmeyen kişi, o işin kaz ...
sarımsak da acı ama evde lazım bir dişi :
gerekli olanın niceliğinden çok niteliği önemlidir.
sarımsak içli dışlı, soğan yalnız başlı :
anlaşan kimselerin birbirlerinden saklısı gizlisi yoktur, başkası ...
sarımsak yemedim ki ağzım koksun :
kötü bir iş yapmadım ki sonucundan korkayım, sorumlu olayım.
satılık ziftin olsun, Selânikten kel gelir :
işe yaramaz sandığın bir malı satılığa çıkarırsan akla gelmeyen y ...
say beni, sayayım seni :
sevgi karşılıklı olur, sen beni seversen ben de seni severim.
sayılı günler (gün) tez (çabuk) geçer :
bir işin yapılması veya gerçekleşmesi için konulmuş olan belli bi ...
sayılı koyunu kurt kapmaz (yemez) :
miktarı saptanarak bir kimseye teslim edilmiş olan eşya iyi korun ...
sebepsiz kuş bile uçmaz :
kılavuz ve yardımcı olmadan hiçbir iş başarılamaz.

Atasözleri Sözlüğü İçerisinde Arama