eng
Dil Bilgisi Terimleri Sözlükleri
Bilim Terimleri Sözlükleri
Teknik Terimler Sözlükleri
Sanat Terimleri Sözlükleri
Spor Terimleri Sözlükleri
Hukuk Terimleri Sözlükleri
Ekonomi Terimleri Sözlükleri
Eğitim Terimleri Sözlükleri
Çevre Terimleri Sözlükleri
Sağlık Terimleri Sözlükleri
Sosyal Terimler Sözlükleri
Tarihi Şahsiyetler
Sarı Sayfalar
Atasözleri Sözlüğü (14)
#
A
B
C
Ç
D
E
F
G
H
I
İ
J
K
L
M
N
O
Ö
P
R
S
Ş
T
U
Ü
V
Y
Z
Atasözleri Sözlüğü İçerisinde Arama
Atasözleri Sözlüğü (14. Sayfa)
her ziyan bir öğüttür
:
kişi, uğradığı her zarardan bir ders alır.
herkes aklını pazara çıkarmış, yine kendi aklını almış
:
insanlar kendi akıllarını başkalarının aklından üstün görürler.
herkes bildiğini okur
:
başkaları ne söylerse söylesin, herkes kendi düşünüşüne göre iş y
...
herkes davul çalar ama çomağı makama uyduramaz
:
herkes iş yapar ama o işin gerektirdiği ustalığı gösteremez.
herkes ektiğini biçer
:
nasıl davranırsan öyle karşılık görürsün.
herkes evinde ağadır
:
herkesin kendi evinde, kendi çevresinde saygınlığı vardır.
herkes gider Mersin'e, biz gideriz tersine
:
bir işin bilerek ters yapıldığını, yolunda yapılmadığını anlatır.
herkes kaşık yapar ama sapını ortaya (doğru) getiremez
:
herkes bir iş yapar ancak istenildiği kadar güzel ve kusursuz olm
...
herkes kendi ayıbını bilmez
:
insan kendi kusurunu göremez, bilemez.
herkes kendi ölüsü için ağlar
:
hiç kimse başkasının acısını içinde duymaz, onun yüreğini sızlata
...
herkes ne ederse kendine eder
:
nasıl davranırsan öyle karşılık görürsün.
herkes sakız çiğner ama, Çingene kızı tadını çıkarır
:
severek yapılan iş, insanı mutlu eder.
herkesin ağzı torba değil ki büzesin
:
başkalarının söyleyeceklerine engel olamazsınız.
herkesin aklı bir olsa koyuna çoban bulunmaz
:
herkes aynı şeyi bilse ve yapabilseydi, geri kalan işleri yapacak
...
herkesin arşınına göre bez vermezler
:
genel kurallar herkesin istek ve gereksinimine göre bozulamaz.
herkesin bir derdi var, değirmencininki su
:
herkesin kendi yaşayışı ile ilgili bir derdi vardır, bir kişinin
...
herkesin ettiği yoluna gelir
:
bir kimse başkasına ne yaparsa kendisi de aynı şeyle karşılaşır.
herkesin geçtiği köprüden sen de geç
:
herkesin tuttuğu yoldan sen de git.
herkesin gönlünde bir aslan yatar
:
herkesin kendine göre büyük bir emeli vardır.
herkesin hamuru ekmeğine göredir
:
bir iş için yapılacak hazırlık, gereksinim ölçüsünde olmalıdır.
herkesin tenceresi kapalı kaynar
:
bir kimsenin durumu, içinde bulunduğu yaşayış şartları başkaların
...
herkesin yorulduğu yere han yapılmaz
:
genel kurallar herkesin istek ve gereksinimine göre bozulamaz.
hesabı pak olanın, yüzü ak olur
:
doğruluktan şaşmayan, yasa dışı yollara sapmayanı kimse karalamay
...
hesabını bilmeyen kasap, ne satır bırakır ne masat
:
hesabını bilmeyen kişi elinde, avucunda bulunan işe yarar şeyleri
...
hırsıza beyler de borçlu
:
zor kullanan kişilerin istediğini en güçlü kimseler bile verirler
...
hırsıza kilit olmaz
:
kötü bir iş yapmaya kararlı olan kişiyi önlemek için alınacak ted
...
hırsızlık bir ekmekten, kahpelik bir öpmekten
:
hırsızlığın büyüğü küçüğü olmaz, nitekim kadının namusunu satmış
...
hısım hısımının ne öldüğünü ister, ne onduğunu
:
kardeş, kardeşe zarar gelmesini istemez ama onun kendisinden üstü
...
hıyar akçesiyle alınan eşeğin ölümü sudan olur
:
çok ucuza alınan mal, çürük, işe yaramaz çıkar.
hızlı sağanak tez geçer
:
büyük bir hızla başlayan şeyler az sürer.
hiç yoktan iyidir
:
elde bulunanla yetinmek gerekir.
hikmetinden sual olunmaz
:
1) sonucunun sebebi sorulmaz, araştırılmaz; 2) Allah?ın yaratıcı
...
hile ile iş gören mihnet ile can verir
:
işlerine hile karıştırıp başkalarını aldatan kişi son nefesini az
...
hocanın dediğini yap (söylediğini dinle), yaptığını yapma
:
öğreten kimseler doğruyu bilirler ama çoğu zaman bunu kendileri y
...
horoz evlenir, tavuk tellenir
:
gereği yokken başkasının sevincine katılanlar için söylenen bir s
...
horoz ölür, gözü çöplükte kalır
:
yaşanılmış, alışılmış, erişilmiş bir durum veya makam yitirildikt
...
horozu çok olan köyde sabah geç olur
:
karışanı çok olan işlerden sonuç güç alınır.
huy canın altındadır
:
insanı alışkanlıklarından, huylarından vazgeçirmek mümkün değildi
...
huylu huyundan teneşirde vazgeçer
:
insanı alışkanlıklarından, huylarından vazgeçirmek mümkün değildi
...
huylu huyundan vazgeçmez
:
bir huy edinmiş olan kişiyi bu huyundan vazgeçirmek imkânsızdır.
ırak yerin haberini kervan getirir
:
erişemediğimiz şeyle aramızdaki ilişkiyi bir aracı sağlar.
ırmak kenarına çeşme yapılmaz
:
zaten var olan ve herkesin işine yarayan bir şeyin yanına aynı iş
...
ırmaktan geçerken at değiştirilmez
:
bir yöntemden başka bir yönteme geçiş tehlikeli bir durum veya za
...
ırz insanın kanı pahasıdır
:
insan ırzını, namusunu korumak için canını feda eder.
ısıracak it (köpek) dişini (dişlerini) göstermez
:
kötülük edecek kimse önceden haber vermez, belli etmez.
ısıramadığın (bükemediğin) eli öp başına ko
:
düşmanını yenemiyorsan ona hoş görünmeye çalışarak kötülüğünden k
...
ısırgan ile taharet olmaz
:
kötü kişiden iyilik beklenmez.
ıslanmışın yağmurdan korkusu olmaz
:
daha önce bir zarara uğramış kimse, kendisine aynı zararı verecek
...
ısmarlama hac, hac olmaz
:
kişi, kendisi yapması gereken bir işi başkasına yaptırmamalıdır.
ıssız eve it buyruk
:
aklı başında kimselerin sahip çıkmadığı iş, aşağılık kimselerin e
...
ibadet de gizli, kabahat de
:
yapılan iyilikler göstermelik olmamalı, işlenen suçlar, ayıplar a
...
iç güveyisi iç ağrısı
:
iç güveyisi misafir gibidir, evdekiler sürekli olarak onu ağırlam
...
içi beni yakar, dışı eli (seni) yakar
:
dış görünüşü ile başkalarının hoşuna giden bir şeyin veya durumun
...
iğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batır
:
başkasına zararı dokunacak bir davranışı yapmadan önce iyi düşün,
...
ihtiyarın düşkünü, beyaz giyer kış günü
:
daha önce iyi bir durumda olan kişi bu konumunu kaybettiğinde uyg
...
iki arslan bir posta sığmaz
:
bir ülkede iki baş egemen olamaz.
iki at bir kazığa bağlanmaz
:
ayrı ayrı düşünceleri ve kişilikleri bulunan iki kişi bir arada y
...
iki baş bir kazanda kaynamaz
:
ayrı ayrı düşünceleri ve kişilikleri bulunan iki kişi bir arada y
...
iki cambaz bir ipte oynamaz
:
kurnazlıkta eşit olan iki kimse birbirlerini aldatamaz.
iki çıplak bir hamama yakışır
:
iki yoksul kimsenin birbiriyle evlenmesi uygundur.
iki deliye bir uslu koymuşlar
:
birbirleriyle anlaşamayan, kavga eden iki kişinin arasını bulacak
...
iki dinle bir söyle
:
çok konuşmak doğru değildir.
iki el bir baş içindir
:
ancak kendi geçimini sağlayabilenler, başkalarına yardım edecek b
...
iki emini bir yemin aralar
:
birbirinin doğruluğuna güvenerek birlikte iş yapmakta olan iki ki
...
iki gönül bir olunca samanlık seyran olur
:
birbirini sevenler için zenginlik önemli değildir.
iki kaptan bir gemiyi batırır
:
bir işi iki kişi yürütemez.
iki kardeş savaşmış, ebleh buna inanmış
:
iki kardeş arasındaki anlaşmazlık geçicidir, bu durumu gerçek ve
...
iki karılı evde toz diz boyu olur
:
bir işi iki kişi yürütemez.
iki kişi dinden olursa bir kişi candan olur
:
iki kişi yalan yere yemin edip dinden çıkarak bir kimsenin cinaye
...
iki kulak bir dil için
:
çok dinleyip az söylemeli.
iki ölç, bir biç
:
bir iş yaparken ayrıntıları ve sonuçları iyice düşünülmelidir.
iki serçeden börek olur
:
insanların birbirlerine her zaman gereksinimleri olur.
iki testi tokuşunca biri elbet kırılır
:
kavgaya tutuşan iki kişiden biri elbette yenilir ve zarara uğrar.
iki tımar bir yem yerine geçer
:
atı sık sık tımar etmek, onu yemle beslemek kadar önemlidir.
ikisini bir kazana koysalar kaynamazlar
:
aralarındaki anlaşmazlık o kadar büyüktür ki onları uzlaştırma ça
...
ilk vuran okçudur
:
amaca başkalarından önce ulaşan, işinin ehlidir ve kazançlı çıkar
...
imam evinden aş, ölü gözünden yaş çıkmaz
:
bir şey alınması imkânı olmayan yerden, bir şeyler vermesini bekl
...
imam osurursa, cemaat sıçar
:
yöneticilerin kötü bir iş yapmaları, onların buyruğundakilerin da
...
imece günü bulutlu, görmeyene ne mutlu
:
zamanın elverişli olup olmadığına bakmadan yardıma gelenleri bulu
...
incir babadan, zeytin dededen
:
bağ, bir kuşak geçecek kadar yaşlandıktan sonra bol ürün verir, z
...
ineğin sarısı, toprağın karası
:
çiftçiler arasında ineğin sarı, toprağın kara renkli olanı beğeni
...
inek gibi süt vermeyen, öküz gibi kutan sürer
:
yorucu olmayan işlerde kendisinden yararlanılamayan kişi, ağır iş
...
insan (adam) kıymetini insan (adam) bilir
:
bir kimsenin, bir şeyin değerini ancak o konuda uzmanlığı olanlar
...
insan ayaktan, at tırnaktan kapar
:
birçok hastalık insana ayağını üşütmesi, ata da tırnağı yoluyla g
...
insan beşer, kuldur şaşar
:
kişinin zaman zaman şaşırmasını, yanılmasını hoş görmek gerekir.
insan çeşit çeşit, yer damar damar
:
toprağın her kesimi ayrı ayrı nitelikler taşıdığı gibi insanlar d
...
insan doğduğu yerde değil, doyduğu yerde
:
insan doğduğu yeri değil geçimini sağladığı yeri yurt edinir.
insan gönlünün artığını söyler
:
insanlar şaka yaparken içlerinden geçeni yansıtırlar.
insan göre göre, hayvan süre süre (alışır)
:
insanlar konuşarak birbirlerini daha iyi anlarlar.
insan insanın şeytanıdır
:
uygunsuz arkadaş, insanı doğru yoldan saptırır, kötülüğe sürükler
...
insan kendini beğenmezse çatlar (ölür)
:
herkes kendini beğenir; bu, kendi aklını beğenmesinin sonucudur.
insan kıymetini insan bilir
:
bir kimsenin ne kadar değerli olduğunu ancak o kimsenin değerini
...
insan konuşa konuşa, hayvan koklaşa koklaşa
:
insanlar konuşarak birbirlerini daha iyi anlarlar.
insan sözünden (ikrarından), hayvan yularından tutulur
:
yularından tutulan hayvan başka yöne sapamadığı gibi insan da söy
...
insan yedisinde ne ise yetmişinde de odur
:
kişinin çocukluğundaki huyları, özellikleri yaşlılığında da değiş
...
insan yükü (eti) ağırdır
:
1) hiç kimse başka bir kimseye yük olmamalıdır; 2) yatalak insanı
...
insanın (adamın) alacası içinde, hayvanın alacası dışındadır
:
hayvanların işe yarayıp yaramayacakları görünüşlerinden belli olu
...
insanın adı çıkacağına canı çıksın
:
insanın haklı veya haksız yere adı bir defalık kötüye çıktı mı on
...
insanın eti yenmez, derisi giyilmez; tatlı dilinden başka nesi var
:
insan kendisini ancak tatlı diliyle sevdirebilir.
insanın kötüsü (fenası) olmaz; meğer ki parası olmaya
:
toplum içinde herkesin bir değeri vardır ancak züğürtlere değer v
...