eng

TDK Tarih Terimleri Sözlüğü (18)

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z
18. Sayfa
sultanlık :
1. Padişahlık, hükümdarlık görevi. 2. Sultan sanını taşıyan bir İ ...
sultanoğlu :
Padişah kızlarının, padişah soyundan olmayan kocalarından doğan e ...
sunak :
Tapınaklarda, üzerinde kurban kesilen, günlük gibi güzel koku ver ...
sunular :
Sadrazamın mabeyne yazdığı tezkereler.
suyolcu :
İstanbul'un su yollarının ve bunlara ilişkin kuruluşların bakımı, ...
suyolcubaşı :
Osmanlılarda su işlerine bakan ve şehreminine bağlı görevlinin sa ...
Süleymaniye medreseleri :
İstanbul'da Kanunî Sultan Süleyman'ın yaptırdığı tıp, matematik v ...
sümün :
XVII. yüzyıl ortalarında bir süre Osmanlı ülkelerinde kullanılan ...
Sünnîlik :
Müslümanlığın hak tanınan dört büyük mezhebine (Hanefî, Malikî, Ş ...
süratçılar ocağı :
İvedilikle ateşlenebilen topların kullanılmasını bilen, 1783'te k ...
sürre :
1. Osmanlı padişahlarının, seyyid ile şerif ve ileri gelenlere da ...
sürre alayı :
Her yıl recep ayının 12 sinde darüssaade ağasının denetimi altınd ...
sürre altını :
II. Sultan Mahmut zamanında çıkarılan bir altın para.
sürre emini :
Sürre alayını sağ ve esen olarak ereğine ulaştırmakla görevlendir ...
sürsat :
Savaşa giden ordunun geçeceği yollar çevresindeki köylülerlerden, ...
sürü :
100,150, 200 ya da daha kalabalık devşirme çocuklardan oluşan top ...
sürü gelmek :
Devşirme çocuk topluluklarının İstanbul'a gelmeleri.
sürücü :
Devşirme çocuklarını İstanbul'a getirmekle yükümlü olan görevli.
süvari kaptan :
Osmanlı donanmasında kapudane, patrona ve riyaleden sonra gelen b ...
şahi :
1. Zarbazan denilen topun en büyük türü. 2. Yavuz Sultan Selimin ...
şahinci :
1. Padişahların av şahinlerini üretip besleyen ve eğiten kişi. 2. ...
şahincibaşı :
Padişahın av ağalarının başı.
şahtur :
İnce donanma gemilerinden bir sınıfın adı.
şakaloz :
Bakınız: çakaloz
şakloz :
Bakınız: çakaloz
şalope :
Eskiden kullanılan iki direkli hafif bir savaş gemisi.
şaman :
Şamanlıkta gelecekten haber verme, büyü yapma gibi işler gören ru ...
şamanlık :
Genellikle Sibirya budunlarında yaygın olan eski bir Türk dini.
şamdancı :
1. Yeniçeri ocağında mum, şamdan yapan kimse. 2. Sarayda aydınlat ...
şamdancı başı :
Sarayda aydınlatma ve ışık araçlarının bakımı işleriyle uğraşan g ...
şatır :
Tören ve alaylarda gösterişi artırmak için padişahın, vezirin yan ...
şatırbaşı :
Saray şatırlarının başı.
şato :
Pekitilmiş derebeyi (senyör, kral) konağı.
şayka :
Bakınız: çayka
şehinşah :
İran hükümdarlarının sanı.
şehir kethüdası :
Osmanlılarda kentlerin maliye ve yönetim işlerine bakan görevli.
şehir naibi :
Osmanlı eyalet ve sancaklarında baş yönetici divanlarına katılan ...
şehit :
Din yolunda canını veren kimse.
şehname :
1. Hükümdarların niteliklerini, üstün başarılarını dile getiren y ...
şehnameci :
1. Şehname yazarı. (Şehnamecilik tarih yazıcılığının bir türüdür. ...
şehremini :
Tanzimata kadar saray ve devlet yapılarının onarım, haremin gider ...
şehremini halifesi :
Şehreminine bağlı yazı işlerini çevirmekle yükümlü görevli.
şehremini ruznamçecisi :
Şehremini dairesinde hesap işleri ile yükümlü görevli.
şehzade :
Padişahların ve oğullarının erkek çocuklarına verilen san.
şehzade alayı :
Sancak beyliği görevi ile eyalete çıkmakta olan padişah oğulların ...
şehzade lalası :
Sancağa çıkan padişah oğullarına, görevlerinde danışmanlık yapmak ...
şehzade sancağı :
Padişah oğullarının, devlet yönetimini öğrenmeleri için valilik e ...
şeriat :
Müslümanlıkta dinsel yasa ve kurallar.
şerifi :
Bakınız: Venedik dukası
şerifler :
Hz. Muhammet'in torunu Hasan'ın soyundan gelen kimseler.
şeyhülharemeyn :
Hac yolcularının ve sürre alayının güvenle Hicaz'a gidip dönmeler ...
şeyhülislam :
Divan üyesi olup bütün din kurumlarının başında olan en yüksek mü ...
şeyhülislam kapısı :
Şeyhülislamların görev yaptıkları daire.
Şiîlik :
Hz. Muhammet'in torunu Halife Ali ve oğullarının gadre uğradıklar ...
şimşirlik :
Bakınız: Kafes
şitye :
Brik türünden iki direkli beylik gemi.
şövalye :
1. Eski Roma'da üç sınıftan ikincisinin üyesi olan yurttaş. 2. Or ...
tabkur :
Bakınız: tabur
tablet :
Eski uygar budunlardan kalma, pişmiş ya da güneşte kurutulmuş kil ...
tabur :
Berkitilmiş tabya ve sığınak.
tabur ağası :
Osmanlılarda tabur komutanı, alay binbaşısı.
tabur kurmak :
Asker birliğini, çevresine hendek çekmek ya da başka türlü berkit ...
tabya yamağı :
Bakınız: yamak
taht :
1. Hükümdarlık koltuğu. 2. Hükümdarlık orunu.
taht değişimi :
Hükümdarın değişmesi.
taht gemisi :
Osmanlı padişahlarının bindikleri gemi.
taht kadılığı :
İstanbul'daki kadılara verilen san.
taht kapısı :
Bakınız: ak ağalar kapısı
tahta :
Topkapı Sarayında divanın kurulduğu Kubbealtı'nın dış yanında rei ...
tahta geçiş artırımları :
Padişahın tahta geçmesi nedeniyle yeniçeri ulufelerinde yapılan a ...
tahta geçiş bahşişi :
1. Padişahların tahta geçmeleri dolayısıyle askere, ulemaya ve me ...
tahta geçiş çıkması :
Bakınız: büyük çıkma
tahtadayı :
Bakınız: arday
tahttan indirmek :
Hükümdarlıktan düşürmek.
tak :
Anıt olarak yapılan ya da şenliklerde yer yer caddelerde kurulan ...
takımerki :
Siyasal erkin, toplumun bir takımının elinde bulunduğu yönetim bi ...
talimhanecibaşı :
Yeniçeri ocağında, talimhanelerde komutanlık ve öğretmenlikle gör ...
tanrı :
1. Çoktanrıcılıkta var olduğuna inanılan insanüstü varlıklardan h ...
Tanrı elçisi :
İnsanlara doğru yolu göstermek üzere Tanrının gönderdiği elçi.
Tanrıça :
Kadın tanrı.
tanrıkut :
Hun hükümdarlarının sanı.
Tanrısız :
Tanrısı olmayan kimse.
Tanrıtanımaz :
Tanrı kitaplarından hiç birine inanmayan.
Tanzimat :
Bakınız: Tanzimat-ı hayriye
Tanzimat Dairesi :
Osmanlı danıştayının, 1871'de kurulan ve asıl görevi yasa ve tüzü ...
Tanzimat fermanı :
Bakınız: Gülhane hatt-ı hümayunu
Tanzimat-ı Hayriye :
Osmanlı devletine Batı anlamında bir biçim vermek ve özellikle Fr ...
Tapınak :
Tanrıya tapınılan yapı.
tapkur :
Tehlike karşısında kolayca savunabilmek için, dört köşe biçiminde ...
tarih :
İnsanların, üyesi bulundukları toplumu etkileyen eylemlerinden do ...
tarih düşürmek :
Önemli sayılan bir olayın, çoğunlukla koşuk biçiminde söylenen sö ...
tarihçe :
Bir olay ya da nesnenin özet olarak yazılmış tarihi.
tarihçi :
Tarihsel konular üzerinde araştırmalar yapan, tarih kitapları yaz ...
tarihöncesi :
Tarihten (yazılı belgelerden) önceki çağlar.
tarikat :
Bir din içinde tasavvufa, gizemciliğe dayanan, inançta ve kimi il ...
tartur :
Bir tür başlık.
tas :
Solak ve peyklerin giydikleri başlık.
tas akçesi :
Ortaklaşa giderleri karşılamak için yeniçerilerin ulufulerinden k ...
taslakçı :
Orta belirtisi taşıdığı için, kışlaya bile uğramaksızın yeniçeril ...
tasma akçesi :
Bakınız: Çift Akçesi