eng

TDK Tarih Terimleri Sözlüğü (12)

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

TDK Tarih Terimleri Sözlüğü İçerisinde Arama

TDK Tarih Terimleri Sözlüğü (12. Sayfa)

kuyruklu buyrultu :
Defterdarın kuyruklu imzasını taşıyan ve sadrazamın onayı ile yür ...
kuyruklu imza :
Maliyeden çıkan ferman ve hükümlerin arkalarına ve sadrazamlığın ...
kuyruklu sarraf :
Kefilliğini devletin onadığını belirtmek üzere eline kuyruklu imz ...
kuyruksuz imza :
1. Sadrazamlık katına yazılan arîze ve hazine tezkerelerine konan ...
kuytak :
1. bk. sandıktaş. 2. Kenarları taş örülmüş ve üstü taş kapaklarla ...
küçük ahırbeyi :
Ahırbeyi yardımcısı.
küçük çıkma :
Her yedi yılda bir uygulanan olağan çıkma.
küçük defterdar :
Bakınız: Anadolu defterdarı
küçük efendi :
Bakınız: küçük tezkereci
küçük kalfa :
Osmanlı devletinde kıdemli kalfa yardımcılarına verilen ad.
küçük mehter :
Yeniçeri ağasının özel işleriyle uğraşan ağa gediklilerinin üçünc ...
küçük oda :
Edirne, Galata ve İbrahimpaşa saraylarından gelen acemioğlanların ...
küçük ruznamçeci :
Defterdarın yanında bulunan ruznamçecilerden ikincisi.
küçük sah :
Bakınız: kuyruksuz imza
küçük tepeli :
Padişah divanı paşalarının giydikleri kavuk.
küçük tezkereci :
Bakınız: tezkereci
küçük vezir :
Kubbe vezirlerinin en yenisi.
künye defteri :
Bakınız: kütük defteri
kürek avarızı :
Savaş gemilerinde çalışmak üzere askere alınanların giderlerini k ...
kürek cezası :
İşlediği suç yüzünden, donanmada verilen kürek çekme cezası.
kürekçi :
Eskiden savaş gemilerinde kürek çekmekle yükümlü kimse.
kürekçi vergisi :
Osmanlı devletinde gemilerde kürek çeken ve yelken açıp toplayanl ...
kürkçübaşı :
Sarayda padişahın kürklerini saklamakla yükümlü görevli.
kürsü şeyhi :
Sultan camilerinde cuma namazından sonra vazeden kürsü sahibi res ...
kütük :
Hafif donanma sınıfından, ırmaklarda ve çıkarmalarda taşıt aracı ...
kütük defteri :
Eskiden yeniçerilerin, sonradan askerlerin adları, baba adları, s ...
ladike :
Karadağ piskoposunun sanı.
Lağım :
Kale duvarlarında gedik açmak ya da düşman ordugâhına zarar verme ...
Lağımcı :
Düşman kalelerini havaya uçurmak için lağım kazan asker sınıfı.
lağımcı ocağı :
Önceleri yeniçeri örgütünde lağım kazarak kale duvarlarını havaya ...
lağımcıbaşı :
Timarlı lağımcıların komutanı.
lala :
1. Şehzadelerin özel eğitmeni. 2. Padişahların vezirlerine seslen ...
lâle :
Eskiden, ağır tutukluların boyunlarına geçirilen demir halka.
Lâle Devri :
Osmanlı tarihinde Nevşehirli Damat İbrahim Paşa'nın sadrazamlık y ...
Las Ülkesi :
Osmanlıların Sırbistan'a verdikleri ad.
Lata :
Osmanlılarda ilmiyenin giydiği bir tür üstlük giysi.
Latin :
1. İtalya'da Latium bölgesi halkından olan. 2. Dilleri Latinceden ...
lejyon :
1. Eski Romalılarda askerî birlik. 2. Birkaç takımdan oluşan aske ...
levent :
Osmanlı donanmasında ve kıyılarında görev yapan askerî sınıf.
leylek çadırı :
Karargâhın ortasında cellatların oturmaları ve içinde savaştan ka ...
Liman reisi :
Bakınız: değnek sahibi
loğofet :
(Yunancadan) Rum Patrikhanesinde, patriklerle hükümet arasındaki ...
lonca :
Uğraşları bir olan kimselerin, bir pirin yönetimi altında oluştur ...
lonca ustası :
Loncanın başkanı.
Lordlar Kamarası :
İngiliz parlamentosunun soylulardan oluşan ikinci meclisi.
lugal :
Mezopotamya sitelerinde halkça, tanrıların yeryüzündeki vekili sa ...
mabeyin :
1. Padişahın sarayı. 2. Padişah sarayının harem dairesi ile dış d ...
mabeyin başkâtibi :
II. Mahmut zamanından bu yana padişahların sadrazamlarla yazışmal ...
mabeyin çavuşu :
Padişahı koruma, davetlileri çağırma ve atla haber bildirme işler ...
mabeyin feriki :
Padişahı korumakla görevli askerlerin general aşamasındaki komuta ...
mabeyin müşiri :
Padişahı korumakla görevli askerlerin mareşal aşamasındaki komuta ...
maden çağı :
Tarih öncesi zamanların ayrıldığı üç çağdan sonuncusu olan ve mad ...
maden para :
Değeri, devletin resmî damgası ile garanti edilmiş maden para.
mağrip :
Kuzey Afrika kıyısında Mısır'ın batısında kalan ülkelerin topluca ...
mahmudiye :
II. Mahmut zamanında basılmış bir altın para.
mal defterdarı :
Bakınız: hazine defterdarı
mal kâğıdı :
Devlet toprakları gelirlerinin belli yöntemlere göre bir yere öde ...
malikâne divanı :
Osmanlı döneminde Anadolu'nun belli yerlerinde uygulanan ve görün ...
malikâne timarı :
Osmanlılarda yalnız Anadolu eyaletinde bulunan, savaşa kendisi gi ...
malisor :
Kuzey Arnavutluk halkının bir kısmı.
malkoç :
Osmanlılarda akıncılar ocağının komutanı.
mancınık :
Topun bulunmasından önce, kaleleri dövmek için taş gülle fırlatma ...
Manda :
Dünya Savaşından sonra, kimi az gelişmiş ülkeleri, kendi kendiler ...
mandacı :
1. Bir ülkeyi manda esasına göre yönetmesi için Uluslar Birliğinc ...
mandagözü :
Osmanlılarda, yirmibeş kuruş değerinde bir nikel paranın adı.
mangır :
Akçenin dörtte biri değerinde eski bir Osmanlı parası.
mansure askeri :
Yeniçerilerin kaldırılmasından (1826) sonra kurulan, Batı örneğin ...
mansure hazinesi :
Osmanlılarda 1826'da kurulan mansure askerinin gereksinmelerini k ...
mareşal :
Tanzimattan sonra Osmanlı devletinde ve 1932'den bu yana Türkiye ...
mariye :
Osmanlılarda yaşı geçkin olan kadın tutsaklara verilen ad.
marki :
İngiliz ve Fransızlarda kont ile dük arasında bir soyluluk sanı.
markiz :
Markinin karısı.
marsavan :
Sınır gözetçisi.
marten topu :
Osmanlılarda eskiden kullanılan ağır topların bir türü.
martolos :
1. Osmanlılarda genel olarak yerli Hıristiyanlardan kurulmuş, bir ...
matracı :
Savaşlarda ve törenlerde, padişahın ve devlet büyüklerinin matral ...
matracıbaşı :
Sadrazamın yanındaki matracıların başı.
matrakçı :
Türklerde matrak adı verilen, üzeri deri kaplı, başı yuvarlakça d ...
mavi sopa :
Osmanlılarda tersane ileri gelenlerinin tören sırasında taşıdıkla ...
mavili takım :
Mansure askerinin mavi giysi giyen birlikleri.
mavna :
Osmanlı donanmasında çektiri türünden bir gemi.
mecelle :
1. Fıkıh kitaplarının işlemler bölümünden derlenip özet olarak bi ...
mecidi, mecidi nişanı :
Sultan Abdülmecit zamanında çıkarılan Osmanlı nişanlarından biri.
mecidiye :
Bir Osmanlı altınının beşte biri değerindeki gümüş para.
mecusî :
Zerdüşt dininden olanlar, ateşe tapanlar.
medinî :
Osmanlı döneminde, Mısır'da kullanılan gümüş paraların adı.
medrese :
İslam ülkelerinde, görenekçi yöntemlerle yürütülen öğretim kurumu ...
megaron :
Ege bölgesinde, temeli taştan ve üstü kerpiç ile tahtadan yapılmı ...
mehter :
1. Mehterhane takımında görevli kimse. 2. Babıâli çavuşu ya da ka ...
mehterbaşı :
1. Mehterhanenin başı mehter takımının yetiştirilmesinden ve çalı ...
mehterhane :
1. Osmanlılarda davul, nakkare, zil, zurna ve borulardan kurulan ...
mektubî :
Bakınız: mektupçu
mektupçu :
Osmanlılarda, bir resmî dairenin yazı işlerini çevirmekle yükümlü ...
menhir :
(Keltçeden): Tarihöncesi zamanlardan kalma dikili tek parça sütun ...
menşur :
Genellikle serdarlık, Kırım hanlığı, vezirlik, kazaskerlik, Eflak ...
menzil atları :
Posta tatarlarının yorulmuş atlarının yerini almak üzere, menzill ...
menzil atmak :
Önaşamı kırmak amacıyla ok atma yarışı yapmak.
menzil bozmak :
Ok atma yarışında önaşamı kırmak.
menzil dikmek :
Ok atmada kırılan sonaşam dolayısıyle, önaşam okunun düştüğü yere ...
menzil emini :
Osmanlı devletinde, yollarda ve konak yerlerinde askerin yiyeceği ...