eng
Dil Bilgisi Terimleri Sözlükleri
Bilim Terimleri Sözlükleri
Teknik Terimler Sözlükleri
Sanat Terimleri Sözlükleri
Spor Terimleri Sözlükleri
Hukuk Terimleri Sözlükleri
Ekonomi Terimleri Sözlükleri
Eğitim Terimleri Sözlükleri
Çevre Terimleri Sözlükleri
Sağlık Terimleri Sözlükleri
Sosyal Terimler Sözlükleri
Tarihi Şahsiyetler
Sarı Sayfalar
Atasözleri Sözlüğü (13)
#
A
B
C
Ç
D
E
F
G
H
I
İ
J
K
L
M
N
O
Ö
P
R
S
Ş
T
U
Ü
V
Y
Z
Atasözleri Sözlüğü İçerisinde Arama
Atasözleri Sözlüğü (13. Sayfa)
gün olur yılı besler, yıl olur günü beslemez
:
öyle zaman olur ki bir aylık kazanç insanı bir yıl geçindirir, öy
...
gün varken davarını eve götür
:
işlerini en uygun zamanda yap.
günah benden gitti (gitsin)
:
ben görevimi yaptım, bundan sonrası için sorumluluk kabul etmem.
gündüzün mum yakan geceleyin bulamaz
:
her şey gerektiği yerde ve zamanda harcanmalıdır.
güne göre kürk giyinmek gerek
:
kılık kıyafetimizi zamanın koşullarına uydurmalıyız.
güneş balçıkla sıvanmaz
:
herkesin bildiği gerçek inkâr edilemez.
güneş girmeyen eve doktor girer
:
güneşsiz evde hastalık eksik olmaz.
gürültü istemeyen kazancı (bakırcı) dükkânına girmez (hırkasını başına çeker)
:
kafasını dinlemek isteyen kimse, gürültülü patırtılı işlerde göre
...
güttüğüm domuzu bana öğretme
:
yıllardır tanıdığım bir kimsenin huylarını da bilirim.
güvenme (inanma) dostuna, saman doldurur postuna
:
dost sandığın birtakım kimseler sana kolaylıkla kötülük edebilirl
...
güvenme varlığa, düşersin darlığa
:
varlıklarına güvenerek ölçüsüz harcamalarda bulunanlar daha sonra
...
güzel bürünür, çirkin görünür
:
güzeller nazlı olur, çirkinler ise kendilerini beğendirmeye çalış
...
güzele bakmak sevaptır
:
güzele bakarken Tanrı?nın neler yarattığını düşünür ve büyüklüğün
...
güzele kırk günde doyulur, iyi huyluya kırk yılda doyulmaz
:
değerli olan yüz güzelliği değil huy güzelliğidir.
güzele ne yakışmaz (yaraşmaz)
:
güzel ne giyse yakışır.
güzeli herkes sever
:
bütün insanlar güzellere ve güzel olan şeylere karşı sevgi besler
...
güzellerin talihi çirkin olur
:
güzeller kendilerine yaraşan bir yaşayışı her zaman bulamadıkları
...
güzellik ondur, dokuzu dondur
:
güzelliğin büyük bir kısmı giyimle sağlanır.
hacı hacı olmaz gitmekle Mekke'ye, dede dede olmaz gitmekle tekkeye
:
bir işi görünüşte ve biçimsel olarak yapmakla o iş gerçekten yapı
...
hacı hacıyı Mekke'de, derviş dervişi tekkede bulur
:
hedefleri, amaçları aynı olanların yolları aynı noktada kesişir.
haddini bilmeyene bildirirler
:
çevresindekileri hiçe sayarak yetkili olmadığı konularda yüksekte
...
hak deyince akan sular durur
:
bir anlaşmazlıkta adalet, tarafsızlık, hakkaniyet devreye girdiği
...
hak söz ağıdan acıdır
:
eksikleri, yanlışları, yolsuzlukları bütün çıplaklığıyla ortaya k
...
hak yerde kalmaz
:
emeğin karşılığı daima ödenir.
hak yerini bulur (yerde kalmaz)
:
haksızlık er geç ortaya çıkar.
haklı söz, haksızı Bağdat'tan çevirir
:
doğru söz, yanlış yolda çok ilerlemiş kişiyi bile yola getirir.
hâl hâlin yoldaşıdır
:
aynı durumdaki kimseler, birbirlerinin hâlini daha iyi anlarlar.
halayıktan kadın olmaz, gül ağacından odun
:
her şey, kendisinden beklenen görevi yapabilecek niteliklere sahi
...
halka verir talkını (telkini), kendi yutar salkımı
:
kendisinin inanmadığı ve tutmadığı öğütleri başkalarına kolayca v
...
hamala semeri yük olmaz
:
insana kendi işi ağır gelmez.
hamama giren terler
:
bir işe girişen, o işin güçlüklerini veya masraflarını göze almal
...
hancı sarhoş yolcu sarhoş
:
kimin ne yaptığı ne ettiği belli değil.
hangi akla hizmet ediyor?
:
ne gibi bir düşünce ile böylesine olmayacak, mantıksız bir iş yap
...
hangi dağda kurt öldü?
:
birisinden beklenmeyen bir davranış görüldüğünde şaşma ve sitem b
...
hangi gün vardır akşam olmadık
:
sona ermeyecek hiçbir iyi durum, yıldızı sönmeyecek hiçbir ünlü y
...
hangi rüzgâr attı?
:
bir yere uzun süre uğramamışken beklenmedik bir zamanda gelenlere
...
hangi taş pekse (katıysa), başını ona vur
:
kendi kusurun yüzünden zor bir duruma düştüğünde kendini suçla ve
...
hangi taşı kaldırsan, altından çıkar
:
1) her işten anlar veya anladığı iddiasında bulunur; 2) her işe k
...
hanım kırarsa kaza, halayık kırarsa ceza
:
buyurucu durumunda olanların yaptığı yanlışlık hoş görülür, buyru
...
haramın temeli olmaz
:
haram kazanç, bir işe yaramadan telef olur gider.
haramzade pazar bozar, helalzade pazar yapar
:
sütü bozuk kişi, iki kimsenin arasını açar, anlaşmalarına engel o
...
harman (harmanını) yakarım diyen orağa yetişmemiş
:
başkasına kötülük yapmayı tasarlayan kimse, kötülüğünü yapmaya fı
...
harman döven öküzün ağzı bağlanmaz
:
çalışanın emeğinin karşılığı verilmelidir.
harman dövmek keçinin işi değil
:
önemli işler herkese yaptırılmaz.
harman sonu dervişlerindir
:
herkesin bol bol yararlandığı şeylerin artakalanından alçak gönül
...
harman yel ile, düğün el ile
:
her işin gerçekleşmesi birtakım koşulların bulunmasına bağlıdır.
harmanda dirgen yiyen sıpa, yılına kadar acısını unutmaz
:
uygunsuz davranışlarından dolayı cezalandırılanlar uzun süre aynı
...
hasta ol benim için, öleyim senin için
:
kişi kendisi için bir fedakârlıkta bulunan kimseye karşı sırası g
...
hasta olmayan, sağlığın kadrini bilmez
:
insanlar sağlığın değerini ancak hastalıkta acı çekip iyileştikte
...
hastalık kantarla girer, miskalle çıkar
:
hastalık birden ve çok zorlu gelir ama yavaş yavaş iyileşir.
hastalık sağlık bizim için
:
insan sağ, esen olabildiği gibi hasta da olabilir.
hastaya bakmaktan hasta olması yeğdir
:
ağır bir hastaya bakmak o denli güçtür ki, kimi zaman hasta olmak
...
hastaya döşek sorulmaz
:
bir kişiye, onsuz yapamayacağı belli olan bir şeyin gerekli olup
...
hatasız kul olmaz
:
insan yanılmamak için ne kadar dikkat ederse etsin yine yanılır.
haydan gelen huya gider
:
kolay ve emeksiz kazanılan şeyler elden kolay çıkar.
hayır dile komşuna, hayır gele başına
:
sen başkaları için iyi şeyler dile ve yap ki başkaları da senin i
...
hayırlı evlat neylesin malı, hayırsız evlat neylesin malı
:
çocuk akıllı ise babasından mal kalsın diye beklemez, malı kendis
...
hayvan koklaşa koklaşa, insan konuşa konuşa
:
insanlar konuşarak birbirlerini daha iyi anlarlar.
hayvan koklaşa koklaşa, insan söyleşe söyleşe
:
insanlar konuşarak birbirlerini daha iyi anlarlar.
hayvan yularından, insan ikrarından (sözünden) tutulur
:
yularından tutulan hayvan başka yöne sapamadığı gibi insan da söy
...
hayvanın alacası dışında, insanın alacası içinde
:
hayvanların işe yarayıp yaramayacakları görünüşlerinden belli olu
...
hazıra dağlar dayanmaz
:
sürekli harcama, en büyük birikimleri bile eritir.
hekimden sorma, çekenden sor
:
bir sıkıntının acısını ancak onu çeken bilir.
hekimsiz, hâkimsiz memlekette oturma
:
sağlığın güvencesi hekim, toplumun güvencesi hâkimdir, bu iki güv
...
helalzade barıştırır, haramzade karıştırır
:
sütü bozuk kişi, iki kimsenin arasını açar, anlaşmalarına engel o
...
hem kaçar hem davul çalar
:
işi yapmaktan çekindiği hâlde yine de yapar.
her ağacın meyvesi olmaz
:
dıştan başarılı, üretken gibi görülen herkes gerçekte öyle olmaya
...
her ağaç kökünden kurur (çürür)
:
bir topluluğun dayandığı temel bozulursa o topluluk bozulur.
her ağaçtan kaşık olmaz
:
özelliği olan bir iş için sıradan birisi kullanılamaz.
her çiçek koklanmaz
:
her güzelle ilişki kurmak doğru değildir.
her çok azdan olur
:
çoğu elde etmek için azları biriktirmek gerekir.
her dağın derdi kendine göre
:
herkesin kendi durumuna bağlı olarak sorunları vardır.
her damardan kan alınmaz
:
herkesten yardım istenmez, istense de alınamaz.
her deliğe elini sokma, ya yılan çıkar ya çıyan
:
sonunu düşünmeden sana zararı dokunma olasılığı bulunan davranışl
...
her düşüş, bir öğreniş
:
kişi her yanlış davranışının acı sonucundan bir ders almalıdır.
her firavunun bir Musa'sı çıkar
:
insanı, zalimce davranan birinden kurtaracak bir kimse her zaman
...
her gönülde bir arslan yatar
:
herkesin kendine göre büyük bir emeli vardır.
her gün baklava börek yense bıkılır
:
hep aynı şeyle uğraşmak insana bıkkınlık verir.
her gün bir olmaz
:
bir günün işleri, durumları, şartları başka bir gününkine uymaz.
her gün papaz pilav yemez
:
1) bir insanı hep aynı hileyle kandıramazsın; 2) insan zaman zama
...
her güzelin bir kusuru vardır
:
her iyi şeyin hoşa gitmeyen bir yönü, her güzelin kusurlu bir tar
...
her horoz kendi çöplüğünde öter
:
herkes ancak kendi çevresinde bir değer taşır ve sözünü orada geç
...
her işin (şeyin) başı sağlık
:
insanın yapacağı her şey vücut sağlığına bağlıdır.
her işte bir hayır vardır
:
kişi, kötümserliğe kapılmamak için olup biten her işi hayra yorma
...
her kaşığın kısmeti bir olmaz
:
herkesin talihi, kazancı bir değildir.
her kimin bağı var, yüreğinde dağı var
:
malı, mülkü veya evladı olanlar kaygı ve tasadan uzak olamazlar.
her koyun kendi bacağından asılır
:
herkes kendi davranışlarından sorumludur, herkes hatasının cezası
...
her kuşun eti yenmez
:
herkes zorbalığa boyun eğmez, buna karşı gelecekler de çıkar.
her sakaldan bir tel çekseler köseye sakal olur
:
herkes biraz fedakârlık etse bir yoksul perişanlıktan kurtulur.
her şeyin vakti var, horoz bile vaktinde öter
:
her şey zamanında yapılmalıdır.
her şeyin yenisi, dostun eskisi
:
dostluk eskidikçe güç ve değer kazanır.
her şeyin yokluğu yokluktur
:
insana gerekli olan şey küçük ve değersiz de olsa yokluğunda kend
...
her taş baş yarmaz
:
korkulan her şey tehlikeli değildir.
her taşın altına elini sokma, ya yılan çıkar, ya çıyan
:
sonunu düşünmeden sana zararı dokunma olasılığı bulunan davranışl
...
her yerde okka dört yüz dirhem
:
konuşulan bir gerçeğin açıklığını ve tartışma götürmezliğini anla
...
her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır
:
herkesin kendine özgü bir çalışma yöntemi, bir iş yapma biçimi va
...
her yiğidin gönlünde bir aslan yatar
:
herkesin kendine göre büyük bir emeli vardır.
her yokuşun bir inişi, her inişin bir yokuşu vardır
:
hayat boyunca yükselme, düşme vb. durumlar birbirinin ardından ge
...
her zaman eşek ölmez, on köfte on paraya olmaz
:
istenilen şeyi kolayca elde etme imkânı ortaya çıkınca fırsat kaç
...
her zaman gemicinin istediği rüzgâr esmez
:
olaylar herkesin istediği biçimde meydana gelmez.