eng
Dil Bilgisi Terimleri Sözlükleri
Bilim Terimleri Sözlükleri
Teknik Terimler Sözlükleri
Sanat Terimleri Sözlükleri
Spor Terimleri Sözlükleri
Hukuk Terimleri Sözlükleri
Ekonomi Terimleri Sözlükleri
Eğitim Terimleri Sözlükleri
Çevre Terimleri Sözlükleri
Sağlık Terimleri Sözlükleri
Sosyal Terimler Sözlükleri
Tarihi Şahsiyetler
Sarı Sayfalar
Atasözleri Sözlüğü (8)
#
A
B
C
Ç
D
E
F
G
H
I
İ
J
K
L
M
N
O
Ö
P
R
S
Ş
T
U
Ü
V
Y
Z
Atasözleri Sözlüğü İçerisinde Arama
Atasözleri Sözlüğü (8. Sayfa)
cumhura muhalefet kuvveihatadandır
:
olağan sayılmayacak kadar kısa bir zamanda olan bir gelişmenin sü
...
çabalama kaptan ben gidemem
:
bu işi yapacak güçte değilim, zorlamanın yararı yok.
çağrılan yere erinme, çağrılmayan yere görünme
:
kişi, çağrıldığı yere gitmeli, çağrılmadığı yere gitmemelidir.
çağrılan yere git, ar eyleme; çağrılmadığın yere gidip yerini dar eyleme
:
kişi, çağrıldığı yere gitmeli, çağrılmadığı yere gitmemelidir.
çağrılmayan yere çörekçiyle börekçi gider
:
çağrılmadığın yere sakın gitme.
çalı idi çırpı idi, evim idi ya, ayı idi uyu idi, kocam idi ya
:
her ne kadar evim derme çatma, kocam kaba saba idiyse de, bir düz
...
çalma elin kapısını, çalarlar kapını
:
kimseye kötülük yapma yoksa onlar da sana aynı kötülüğü yaparlar.
çam ağacından ağıl olmaz, el çocuğundan oğul olmaz
:
her şeyin bir değeri vardır; yapacağı iş, kullanılacağı yer ayrıd
...
çam sakızı çoban armağanı
:
verilen bir armağanın sunulduğu kimseye değerine uygun olmadığını
...
çanağa ne doğrarsan kaşığında o çıkar
:
kişi, kendisi için önceden yaptığı hazırlıkların verimini ileride
...
çanakta balın olsun, Yemen'den (Bağdat'tan) arı gelir
:
malı güzel olan kimse için müşteri kaygısı yoktur, onun malına uz
...
çarşı iti ev beklemez
:
başıboş gezmeye alışanlar, disiplinli iş yapmaya gelemezler.
çatal kazık yere batmaz (geçmez, çakılmaz)
:
birden çok kimsenin söz sahibi olduğu iş yürümez.
çay kuşu, çay taşı ile vurulur
:
her iş, ancak ve ancak o iş için gerekli araçla yapılabilir.
çekişilmeyince pekişilmez
:
düşünceler karşılıklı tartışılmadan sağlam bir anlaşma ve uzlaşma
...
çengi ölüsü çalgı (daire, tef) ile kalkar
:
zevk ve sefa içinde ömür sürmüş bir kimse, en sıkıntılı günlerind
...
çerçi başındakini satar
:
satıcı elinde neyi varsa satar.
çerçi kızı boncuğa âşık(tır)
:
1) bir insan hangi işle uğraşıyorsa yakınındakiler de o işi çok s
...
çeşmeye gitse çeşme kuruyacak
:
çok talihsiz kimseler için söylenen bir söz.
çıkmadık canda umut var
:
elden gitti sandığımız bir şeyle ilgimiz büsbütün kesilmemişse ge
...
çıkmadık candan umut kesilmez
:
elden gitti sandığımız bir şeyle ilgimiz büsbütün kesilmemişse ge
...
çıngıraklı deve kaybolmaz
:
nerede olsa varlığını gösteren kimse unutulmaz.
çıra dibi karanlık olur
:
bir kimse, başkalarına bol bol yaptığı yardımı kendi yakınlarına
...
çift edersen bağlanırsın, bağ edersen eğlenirsin
:
bakımını iyi yaparsan bağın iyi olur, bağla uğraşmak bir eğlenced
...
çift ile koyun, gerisi oyun
:
en zor çiftçilik, tarla sürülerek ve koyun beslenerek yapılan çif
...
çiftçinin karnını yarmışlar, kırk tane 'gelecek yıl' çıkmış
:
çiftçinin ürünü her yıl bir afete uğrar, o da hep gelecek yıla um
...
çiftçiye yağmur, yolcuya kurak; cümlenin muradını verecek Hak
:
kullar Tanrı?dan kendilerine gerekli olan şeyleri dilerler, bu di
...
çifte gelmeyen öküz olsun, işe gitmeyen oğlun
:
herhangi bir biçimde yararlanılabilecek bir malın olması iyidir,
...
çiğ yemedim ki karnım ağrısın
:
suç işlemedim ki korkayım.
çiğnemeden yutulmaz
:
en kolay bir iş dahi emek gerektirir.
çivi çıkar ama yeri kalır
:
gönül yarası kapansa da unutulmaz.
çivi çiviyi söker
:
güçlü bir şey, kendisi güçlü olan başka bir şeyle veya durumla et
...
çoban aldı bağa gitti, kurt aldı dağa gitti
:
malını, varlığını başkaları kullandı, kendisine bir şey kalmadı.
çoban armağanı çam sakızı
:
verilen bir armağanın sunulduğu kimseye değerine uygun olmadığını
...
çobana verme kızı, ya koyun güttürür ya kuzu
:
nazik bir işi, o işin inceliğini anlamayan bir kimseye yaptırma.
çobanın gönlü olursa (olunca) tekeden yağ (süt, köremez) çıkarır
:
kişi istediğinde olmayacak gibi görünen işlere çözüm yolu bulur.
çobanın yağı çok olursa çarığına sürer
:
varlıklı ama akılsız ve hesapsız kişi malını gereksiz yerlere har
...
çobansız koyunu kurt kapar
:
yöneticisi, koruyucusu olmayan kişiyi ve topluluğu düşman ezer.
çocuğa iş buyuran, ardınca kendi gider
:
çocuk kendisine ısmarlanan işi yapamayacağından işi buyuran kimse
...
çocuğa iş, ardına sen düş
:
çocuk kendisine ısmarlanan işi yapamayacağından işi buyuran kimse
...
çocuğu işe sal, ardınca sen var
:
çocuk kendisine ısmarlanan işi yapamayacağından işi buyuran kimse
...
çocuğun bulunduğu yerde dedikodu olmaz
:
küçük çocuğun bulunduğu yerde herkes çocukla uğraşmaktan dedikodu
...
çocuğun yediği helal, giydiği haram
:
çocuğun iyi beslenmesi için ne kadar para harcansa yerindedir anc
...
çocuk düşe kalka büyür
:
çocuk yürümeye başladığı sırada sık sık düşer, anne baba bu durum
...
çocuk seversen beşikte, koca seversen döşekte
:
çocuğu kucağına almadan, beşikte yatarken sev; kocana karşı olan
...
çocuktan al haberi
:
bir aile sorunu veya ailece gizli tutulan bir şey, çocukların ras
...
çoğu gitti, azı kaldı
:
yapılmakta olan işin en önemli, en güç bölümü bitti, az ve önemsi
...
çoğu zarar, azı karar
:
hiçbir zaman aşırıya kaçılmamalıdır.
çok bilen (söyleyen) çok yanılır
:
çok bildiği için kendine güvenen kişi, bilmediği şeylere de karış
...
çok el ya yağmaya ya yolmaya
:
çok kimsenin katılmasıyla yağma ve yolmadan başka bir iş başarıla
...
çok gezen çok bilir
:
çok gezen, çok yer gören çok şey öğrenir; çok yaşayan, çok okuyan
...
çok gezen tavuk ayağında pislik getirir
:
gezip dolaştığı yerlerde kötü şeyler de bulunan kimse, kötü alışk
...
çok havlayan köpek ısırmaz
:
karşısındakini bağırıp çağırmakla korkutmaya çalışan kimse eyleml
...
çok koşan çabuk (çok, tez) yorulur
:
sürekli çalışabilmek ve sonuç elde edebilmek için harcanan çabanı
...
çok naz âşık usandırır
:
başka şeylerde olduğu gibi nazlanmada da aşırı gidilmemelidir.
çok söyleme arsız edersin, aç bırakma hırsız edersin
:
yönetimi altında bulunan kimselere sık sık müdahale edenler bekle
...
çok söz (laf) yalansız, çok para (mal) haramsız olmaz
:
bol kazancın içinde yasa dışı elde edilmiş para bulunduğu gibi ço
...
çok yaşayan (okuyan) bilmez, çok gezen bilir
:
çok gezen, çok yer gören çok şey öğrenir; çok yaşayan, çok okuyan
...
çömlekçi suyu saksıdan içer
:
kişi, geçimini sanatı ile sağlar.
çöreğin büyüğü, hamurun (unun) çoğundan olur
:
verimin bol olması, kullanılan malzemenin bol olmasına bağlıdır.
çul içinde arslan yatar
:
bir kimsenin değeri, kılık kıyafeti ile değil kişiliğindeki cevhe
...
çuvaldız yurdusu (gözü) kadar yerden deve denli soğuk girer
:
1) soğuk küçücük bir delikten bile girebilir ve rahatsızlık vereb
...
çürük tahta çivi (mıh) tutmaz
:
aslında yaramaz olan veya sonradan o duruma getirilen şeyi, ne ka
...
dağ ardında olsun da, yer altında olmasın
:
yaşasın da uzakta olsun.
dağ başına harman yapma, savurursun yel için; sel önüne değirmen yapma, öğütürsün sel için
:
yapacağın iyi bir işi, sonunu hesaplamadan yapma.
dağ başına kış gelir, insanın başına iş gelir
:
dağ başında kışın fırtına eksik olmadığı gibi kişinin yaşamında d
...
dağ başından duman eksik olmaz
:
büyük adamların, büyük iş yapanların her zaman üzüntüleri, sıkınt
...
dağ dağ üstüne olur, ev ev üstüne olmaz
:
aynı evde oturan iki aile arasında er geç birtakım anlaşmazlıklar
...
dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur
:
ne kadar uzak düşmüş olurlarsa olsunlar, insanlar günün birinde b
...
dağ doğura doğura bir fare doğurmuş
:
büyük şeyler beklenen bir işten önemsiz bir sonuç alındığında söy
...
dağ ne kadar yüce olsa yol üstünden aşar
:
yenilmesi imkânsız gibi görünen zorlukların da üstesinden gelinir
...
dağ yürümezse abdal yürür
:
büyüklük taslayan birinde bitecek bir işimiz varsa biz onun ayağı
...
dağ, ovanın süt anasıdır
:
ticareti besleyen, üretim kaynaklarıdır.
dağda bağın var, yüreğinde dağın var
:
malı, mülkü veya evladı olanlar kaygı ve tasadan uzak olamazlar.
dağda gez belde gez, insafı elden bırakma
:
eşkıya dahi olsan insafı elden bırakma.
daha iyisi can sağlığı
:
bulunabileceklerin en iyisi oldu.
dalmasını bilmeyen ördek, kıçından dalar
:
ne yaptığını bilmeyen kişi işi tersinden yürütmeye kalkar.
dam dolusu tükenmiş, damlayan tükenmemiş
:
az da olsa sürekli gelir, ne denli çok da olsa, giderek tükenen h
...
dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı
:
yersiz ve saçma sözler karşısında söylenen bir söz.
dam yandı, içindeki sıçan da (birlikte) yandı
:
bu, büyük bir kayıp ancak eskiden yol açtığı rahatsızlık da sona
...
damdan düşen damdan düşenin hâlinden (hâlini) bilir
:
iyi bir durumdayken kötü duruma düşen kimse, başına aynı durum ge
...
damlaya damlaya göl olur
:
azar azar olagelen şeyler birikerek önemli bir niceliğe ulaşacağı
...
danışan dağı aşmış, danışmayan düz yolda şaşmış
:
bilmediği şeyi bir bilene soran, en zor işlerin bile üstesinden g
...
danışan dağı aşmış, danışmayanın yolu şaşmış
:
bilmediği şeyi bir bilene soran, en zor işlerin bile üstesinden g
...
darı unundan baklava, incir ağacından oklava olmaz
:
kötü gereçle iyi iş görülemez.
davacın kadı olursa yardımcın Allah olsun
:
seni yargılayacak kişi, senden davacı olan kişi ise elbette kendi
...
davacısı kadı olanın yardımcısı Allah olsun
:
seni yargılayacak kişi, senden davacı olan kişi ise elbette kendi
...
davetsiz gelen döşeksiz oturur
:
çağrılmadan bir yere giden kimse iyi bir ağırlanma beklememelidir
...
davetsiz yere kedilerle köpekler gider
:
bir yere çağrılmadan gitmek, kişiyi aşağılatan bir davranıştır.
davul birinin boynunda, tokmak bir başkasının elinde
:
sorumluluk birinde olmasına karşın bir başkasının sözü geçiyor.
davul dengi dengine diye çalar
:
evlenecek kimselerin birbirlerine denk olması gerekir.
davulu biz çaldık, parsayı başkası topladı
:
biz çalıştık, uğraştık, başkası yararlandı.
davulun sesi uzaktan hoş gelir
:
işin içinde olmayanlar o işi kolay veya kârlı sanırlar.
dayak cennetten çıkmıştır
:
dayağın yola getirici bir etkisi vardır.
dazlayan daza düşer, kel başlı kıza düşer
:
evleneceği kişiyi seçmekte çok titizlik gösteren kimse, çoğu kez
...
dede (dedesi) koruk yer, torununun dişi kamaşır
:
eskilerin yaptığı yanlış işlerden daha sonrakiler de zarar görür.
değirmen iki taştan, muhabbet iki baştan
:
karı koca gibi, iş ortağı gibi birlikte yaşayacak, birlikte iş gö
...
değirmen taşının altından diri çıkar
:
en ağır şartlarda bütün güçlükleri yener.
değirmenden gelenden poğaça umarlar
:
başka bir yerden gelen kimseden, geldiği yerle ilgili, küçük de o
...
değirmene gelen nöbet bekler
:
bir şeyden birçok kimse yararlanacaksa herkes geliş sırasıyla işi
...