eng

Atasözleri Sözlüğü (9)

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Atasözleri Sözlüğü İçerisinde Arama

Atasözleri Sözlüğü (9. Sayfa)

değirmenin suyu nereden geliyor? :
bu işin masrafını karşılayacak para nasıl kazanılıyor.
değirmi yurt tutmaya değirmi göt ister :
bir yerde, bir işte tutunup başarı kazanabilmek için sebatla çalı ...
değme sarhoşa yıkılana kadar gitsin :
kendi aklını beğenip başkasını dinlemeyen kimseyi gittiği yanlış ...
deli arlanmaz, soyu arlanır :
densizce, delice iş yapanlar yaptıklarından utanacak durumda deği ...
deli deli akanı bura bura tıkarlar :
aşırı ve ölçüsüz davrananlara karşı önleyici, sert tedbirler alın ...
deli deliden hoşlanır, imam ölüden :
kişi, kendisine benzeyen veya yarar sağlayacağı kimseden hoşlanır ...
deli deliyi görünce çomağını (değneğini) saklar (gizler) :
saldırgan kimse, kendisi gibi birine saldırmaktan çekinir.
deli dostun olacağına akıllı düşmanın olsun :
akılsız kimse iyi niyetli olsa dahi yaptığı işin ne gibi kötü son ...
deli ile çıkma yola, başına getirir bela :
deli, kendisiyle arkadaşlık edenin başına çeşit çeşit dert açar.
deli kız düğün etmiş, kendi baş sedire geçmiş :
densiz, budala ev sahibi, konuklarından çok kendini ağırlanacak k ...
deliden al uslu haberi :
deli, sır saklamasını bilmediği için haberin doğrusu ondan alınır ...
delik büyük, yama küçük :
eldeki imkânlar gerekenden çok az.
delikli boncuk (taş) yerde kalmaz :
az çok işe yarayan her şeyin isteklisi bulunur.
delilsiz cennete bile girilmez :
kişinin istediği şeyi elde edebilmesi için bir yol gösterenin olm ...
deliye bal tattırmışlar, çarşıda katran bırakmamış :
aklı kıt olan kimse, bir kez hoşuna gitmiş olan şeye benzettiği n ...
deliye göre her gün bayram :
her fırsattan yararlanarak bayrammış gibi davrananlara ve her şey ...
deliye her gün bayram :
her fırsattan yararlanarak bayrammış gibi davrananlara ve her şey ...
deliye taş atma, başını yarar :
davranışlarında çılgınlık bulunan kimseye dokunma yoksa sana öyle ...
demir ıslanmaz, deli uslanmaz :
her nesnenin, her kişinin değiştirilemeyen bir özelliği vardır.
demir nemden, insan gamdan çürür :
nem demiri nasıl paslandırıp çürütürse gam da insanı öylece yıpra ...
demir tavında dövülür :
her iş zamanında ve uygun durumda yapılır.
demir tavında, dilber çağında :
her iş zamanında ve uygun durumda yapılır.
demiri tavında dövmeli :
her iş zamanında ve uygun durumda yapılır.
deniz dalgasız olmaz, gönül sevdasız olmaz :
her denizde az çok dalga bulunduğu gibi her gönülde de bir sevda ...
deniz dalgasız olmaz, kapı halkasız :
her nesnenin kendisine özgü nitelikleri, kendisinden ayrılmayan ö ...
deniz kenarında dalga eksik olmaz :
içinde çeşitli olayların geçmesi doğal olan bir ortamda zaman zam ...
denizdeki balığın bini bir paraya :
henüz elde olmayan bir nesnenin alımı, satımı üzerinde konuşulmaz ...
denizdeki balığın pazarı (pazarlığı) olmaz :
henüz elde olmayan bir nesnenin alımı, satımı üzerinde konuşulmaz ...
denize düşen yılana (yosuna) sarılır :
güç bir duruma düşenlerin bundan kurtulmak için her türlü çareye ...
derdi veren devasını da verir :
her sıkıntının, üzüntünün bir çaresi vardır.
derdin yoksa söylen, borcun yoksa evlen :
derdi olmayan kimse önemsiz şeyleri kendisine dert edinerek söyle ...
derdini söylemeyen (saklayan) derman bulamaz :
insan sıkıntısını başkasına açıklayarak giderebilir.
derede tarla sel için, tepede harman yel için :
elden çıkarmak istemediğimiz şeyleri tehlikeye açık durumlardan u ...
dereyi (çayı, ırmağı) geçerken at değiştirilmez :
bir yöntemden başka bir yönteme geçiş tehlikeli bir durum veya za ...
dert ağlatır, aşk söyletir :
derdi olan acı çeker, ağlar; âşık olan kimse de içindeki duygular ...
dert gider amma yeri boş kalmaz :
insan bir dertten kurtulduğunda onun yerine başka bir dert gelece ...
dert gitmez, değişir :
insan bir dertten kurtulduğunda onun yerine başka bir dert gelece ...
dert, çekene göredir :
bir derdin ağırlığı, hafifliği ona uğrayan kimsenin etkilenme der ...
dertsiz baş (kul) olmaz :
derdi olmayan kimse yoktur, az çok herkesin derdi vardır.
dertsiz baş terkide gerek :
bir kişi ancak öldükten sonra dertten kurtulabilir.
dervişe 'Bağdat'ta pilav var' demişler, 'yalan değilse ırak değil' demiş :
bir şeyi elde etmek için aşırı istekli olan kimseye, bu uğurda ka ...
dervişin fikri ne ise zikri de odur :
insan, önem verip düşündüğü şeyi konuşmaktan kendini alamaz.
destursuz bağa gireni sopa ile kovarlar :
bir yere izinsiz girmek veya bir işe izinsiz el atmak kötü karşıl ...
destursuz bağa girenin yediği sopayı Mevla bilir :
bir yere izinsiz girmek veya bir işe izinsiz el atmak kötü karşıl ...
deve bir akçeye, deve bin akçeye :
çok ucuza alınmayan bir şey gerekli olduğunda çok pahalıya alınab ...
deve boynuz ararken kulaktan olmuş :
elindekiyle yetinmeyip daha çoğunu arayan, elindekinden de olur.
deve büyüktür amma beşini bir eşek yeder :
insan görünüşte büyük olmakla akıl büyük olmaz, bir akıllı birçok ...
deve deve yerine çöker :
yitirilen değerli kimsenin, elden çıkan değerli şeyin yeri boş ka ...
deve Kâbe'ye gitmekle hacı olmaz :
gerekli niteliklerden yoksun olan kişi, biçimsel işler yapmakla k ...
deve yerine deve çöker :
değerli bir kimseden boşalacak yeri ancak o değerde olan başka bi ...
deveci ile görüşen kapısını yüksek açmalı :
yüksek makam sahibi kimselerle ilgisi olanlar durumlarının gerekt ...
deveci ile konuşan kapısını büyük açar :
yüksek makam sahibi kimselerle ilgisi olanlar durumlarının gerekt ...
deveden büyük fil var :
herhangi bir konuda söz sahibi olanlardan daha büyük, daha yetkil ...
devenin derisi eşeğe yük olur :
zengin ne kadar fakir düşse de yoksula göre yine varlıklıdır.
deveye bindikten sonra çalı ardına gizlenilmez :
herkesin gözü önündeki bir olayı şöyle böyle yorumlarla gizlemeye ...
deveye burç gerek olursa boynunu uzatır :
kişi kendisine gerek olan şeyi elde etmek için yorgunluğa katlanm ...
deveye 'inişi mi seversin, yokuşu mu?' demişler; 'düze kıran mı girdi?' demiş :
bir işin kolay yapılabilmesi için bir yol varken zor yolu seçmek ...
deveyi yardan uçuran bir tutam ottur :
gözü doymayan hırslı insanlar küçük bir çıkar için bütün varlığın ...
devlet adama ayağıyla gelmez :
zenginlik ve talih kişiyi kendiliğinden gelip bulmaz, çalışıp çab ...
devlet oğul, mal tahıl, mülk değirmen :
en büyük mutluluk ve zenginlik, çocuk sahibi olmak; en gerekli ma ...
devletin malı deniz, yemeyen domuz :
devlete hıyanet etmeyi sanat hâline getirenlere göre devletin bit ...
devletli gözü perdeli olur :
zengin, işi yolunda kimse yoksulların hâlinden anlamaz.
devletli ile deli bildiğini işler :
yüksek rütbeliler, deliler, kimsenin sözünü dinlemez, akıllarına ...
devletli yanını kaşısa yoksul para verecek sanır :
bir isteğinin yerine getirilmesini ilgililerden bekleyen kimse, o ...
devletliye dokun geç, fukaradan sakın geç :
zenginle, az da olsa bir ilişkin bulunsun belki yararlanırsın ama ...
dışı eli yakar, içi beni yakar :
görünüşe aldanmamalı.
dibi görünmeyen sudan geçme :
bir işe girişirken her yönünü iyice araştır.
dibi görünmeyen tastan su içme :
bir işe girişirken her yönünü iyice araştır.
dibi kırmızı mumla (bal mumuyla) mı çağırdım :
üzerinde önemle durarak çağırmadım.
diken battığı yerden çıkar :
zarar hangi yönden geldiyse ancak o yönden giderilir.
dikensiz gül olmaz :
iyi veya güzel olan her şeyin az çok sıkıntı veren bir yanı da bu ...
dil ebsem (olsa) baş esen (esendir) :
kişi dilini tutar, her şeyi söylemezse başını belaya sokmamış olu ...
dilden gelen elden gelse, her fukara padişah olur :
kişi her söylediğini yapamaz, her dilediğini elde edemez.
dile gelen ele gelir :
insanlar yapacakları işler hakkında önce konuşurlar, sonra da o i ...
dilenci bir olsa şekerle beslenir :
yardım bekleyen bir tane olsa umduğundan aşırı şeyler verilerek s ...
dilencinin torbası dolmaz :
şundan bundan yardım dileyerek geçinmeye çalışanların istekleri b ...
dilenciye borçlu olma, ya düğünde ister ya bayramda :
çıkarından başka bir şey düşünmeyen kimse ile ilişki kurma, seni ...
dilenciye hıyar vermişler de eğri diye beğenmemiş :
hem gereksinim duyduğu konuda yardım istiyor hem de yapılan yardı ...
dili olsa da söylese (anlatsa) :
cansız nesneler konuşabilseler bazı olaylara tanıklık da edebilir ...
dilim seni dilim dilim dileyim, başıma geleni senden bileyim :
kişinin başına ne gelirse dilini tutmamasından gelir.
dilin cirmi küçük, cürmü büyük :
dil küçük bir nesnedir ama söylediği kötü sözlerle kişinin başını ...
dilin kemiği yok :
insan doğru veya yanlış her şeyi söyleyebilir.
dilini eşek arısı soksun :
hoşa gitmeyen bir şey konuşan kimseye söylenen bir ilenme sözü.
dille düğümlenen, dişle çözülmez :
verdiği sözü yerine getirmeyen kişi, sebebi sorulduğu zaman kendi ...
dilsizin dilinden anası anlar :
başkalarının kolay kolay anlayamadıkları şeyi, her gün onunla uğr ...
dinsizin hakkından imansız gelir :
acımasız olan kişiyi, kendisinden daha acımasız biri yola getirir ...
dişi köpek kuyruğunu sallamayınca, erkek köpek ardına düşmez :
kadın istek göstermezse, yüz vermezse erkek onun peşine düşmez.
dişi yalanmazsa erkek dolanmaz :
kadın istek göstermezse, yüz vermezse erkek onun peşine düşmez.
doğan anası olma, doğuran anası ol :
bir çocuk, annesinin değerini ancak kendisi de çocuk sahibi olduk ...
doğmadık çocuğa don biçilmez :
ele geçeceği, ortaya çıkacağı daha belli olmayan şey için önceden ...
doğru bilinmeyince eğri bilinmez :
doğru ile yanlışı, iyiyle kötüyü birbirinden ayırmak için her iki ...
doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar :
doğru olmakla birlikte başkalarının işine gelmeyen sözleri söyley ...
doğru söyleyenin bir ayağı üzengide gerek :
doğru sözlü olan kişi sevilmeyen, istenmeyen kişi olacağı için bu ...
doğru söyleyenin tepesi delik olur :
sözüm bir kimseye dokunur mu diye düşünmeyerek doğruyu söyleyen k ...
doğru söz acıdır :
eksikleri, yanlışları, yolsuzlukları bütün çıplaklığıyla ortaya k ...
doğru söz yemin istemez :
sözün doğruluğunda kuşku yoksa yemine gerek yoktur.
doğruluk minarede kalmış onun da içi eğri :
doğru görünen nice kişiler vardır ki içyüzlerini bilenlerden nası ...
doğrunun yardımcısı Allah'tır :
işlerinde doğruluktan ayrılmayan kişiye Tanrı her zaman yardım ed ...
doğuran avrat Azrail'i yenmiş :
yeni doğan çocuğu sürekli ölen kadın doğurmaktan usanmazsa elbet ...
dokuz at bir kazığa bağlanmaz :
bir işin başına, tanınmış kişiliği bulunan birçok kimse birden ge ...