eng
Dil Bilgisi Terimleri Sözlükleri
Bilim Terimleri Sözlükleri
Teknik Terimler Sözlükleri
Sanat Terimleri Sözlükleri
Spor Terimleri Sözlükleri
Hukuk Terimleri Sözlükleri
Ekonomi Terimleri Sözlükleri
Eğitim Terimleri Sözlükleri
Çevre Terimleri Sözlükleri
Sağlık Terimleri Sözlükleri
Sosyal Terimler Sözlükleri
Tarihi Şahsiyetler
Sarı Sayfalar
Deyimler Sözlüğü (Ş - 2)
#
A
B
C
Ç
D
E
F
G
H
I
İ
J
K
L
M
N
O
Ö
P
R
S
Ş
T
U
Ü
V
Y
Z
Deyimler Sözlüğü İçerisinde Arama
Deyimler Sözlüğü (Ş - 2. Sayfa)
şeytanın gör dediği
:
başkalarının göremediği, farkına varamadığı incelikler veya gerçe
...
şeytanın işi yok
:
ne hikmetse, aksilik bu ya' anlamında kullanılan bir söz.
şeytanın yattığı yeri bilmek
:
bilinmesi ve hatırlanması güç şeyleri bilmek, çok kurnaz ve açıkg
...
şıkır şıkır oynamak
:
1) canlı bir biçimde oynamak; 2) (Mecaz) çok sevinmek
şıp diye
:
1) 'şıp' sesi çıkararak; 2) ansızın; 3) hemen:
şırınga etmek
:
gaz veya sıvı bir maddeyi gözenekli başka bir maddenin içine şırı
...
şırınga yapmak
:
şırınga ile vücuda gerekli yerinden ilaç vermek.
şiar edinmek
:
benimsemek, ilke olarak kabul etmek:
şiddet göstermek
:
kaba, sert davranmak.
şiddete başvurmak
:
kaba kuvvet kullanmak.
şifa bulmak
:
iyi olmak, onmak.
şifa niyetine
:
bir kimseye ilaç verilirken 'iyi olması, fayda sağlaması dileğiyl
...
şifa vermek
:
iyi etmek, sağlığına kavuşturmak:
şifayı bulmak (kapmak)
:
(Teklifsiz Konuşma) hastalanmak veya hastalığı artmak:
şifreyi çözmek
:
1) bir şifrede kullanılan işaretlerin anlamını bulmak; 2) (Mecaz)
...
şiir düzmek
:
şiir yazmak veya söylemek:
şiir gibi
:
çok güzel, çok hoş.
şikâyet getirmek
:
sızlanmak, yakınmak:
şikâyette bulunmak
:
yakınmak, şikâyet etmek.
şike yapmak
:
1) danışık spor karşılaşması yapmak; 2) (Mecaz) bir çıkar karşılı
...
şimdiden tezi yok
:
vakit geçirmeden, hemen şimdi.
şimşek çakmak
:
şimşek oluşmak:
şimşek gibi
:
çok hızlı:
şimşekleri üstüne çekmek
:
sert eleştirilere hedef olmak.
şirazeden çıkmak
:
1) kitabın sırt bölümünde bulunan enli şeridin bozulması sebebiyl
...
şirk koşmak
:
Tanrı'nın birden çok olduğunu söylemek, Tanrı'ya ortak tanımak, e
...
şişe çekmek (vurmak)
:
ağrı dindirmek amacıyla içinde alev yakılarak havası seyreltilen
...
şöhret bulmak (kazanmak)
:
ün sahibi olmak, üne kavuşmak, ünlenmek:
şöhret kapısı açılmak
:
meşhur olmaya başlamak.
şöhret salmak
:
ünü yayılmak:
şöhreti dünyayı tutmak
:
çok tanınmak:
şölen çekmek
:
1) şölen düzenlemek, ziyafet vermek; 2) (Mecaz) sanat gösterisind
...
şöyle bir bakmak (göz atmak)
:
kısaca bakmak.
şöyle dursun
:
bir işin gerçekleşmekten çok uzak bulunduğunu, ona bağlı daha kol
...
şöyle ki
:
bir düşünceyi açıklamak için söylenecek sözlerin başına gelen bağ
...
şu denli
:
çok, fazla.
şu günlerde (sırada)
:
1) çok uzak olmayan bir zamanda; 2) içinde yaşadığımız günlerde:
şu kadar
:
çok fazla.
şu kadar ki
:
ancak, bununla birlikte, ne var ki.
şuna bak
:
hafifsemek veya kınamak için söylenen bir söz.
şuna buna
:
başkalarına.
şunda bunda
:
herkeste.
şundan bundan
:
belirsiz şeylerden.
şundan bundan konuşmak
:
havadan sudan konuşmak.
şunu bunu
:
çeşitli nesneleri:
şunu bunu bilmemek
:
itiraz dinlememek, mazeret kabul etmemek.
şunun bunun
:
1) herkesin, el âlemin: 2) kimliği belli olmayanın, adı sanı bili
...
şunun şurası
:
küçümseme, azımsama anlatan bir söz:
şurada burada
:
birçok yerde, rastgele yerde.
şuradan buradan
:
1) birçok yerden, rastgele yerden; 2) her konudan
şusu busu
:
belirsiz mal varlığı:
şut atmak (çekmek)
:
topu sert ve hızlı bir biçimde kaleye atmak.
şüphe bırakmamak
:
kuşkuya sebep olan bütün ihtimalleri ortadan kaldırmak.
şüphe etmek
:
kuşkulanmak:
şüphe uyanmak
:
kuşku uyanmak.
şüphe yok
:
kuşku yok:
şüpheye düşmek
:
kuşkulanmak:
şüpheye kapılmak
:
şüphe duymak:
şüyu bulmak
:
herkes tarafından duyulmak, yayılmak.