eng
Dil Bilgisi Terimleri Sözlükleri
Bilim Terimleri Sözlükleri
Teknik Terimler Sözlükleri
Sanat Terimleri Sözlükleri
Spor Terimleri Sözlükleri
Hukuk Terimleri Sözlükleri
Ekonomi Terimleri Sözlükleri
Eğitim Terimleri Sözlükleri
Çevre Terimleri Sözlükleri
Sağlık Terimleri Sözlükleri
Sosyal Terimler Sözlükleri
Tarihi Şahsiyetler
Sarı Sayfalar
Deyimler Sözlüğü (H - 5)
#
A
B
C
Ç
D
E
F
G
H
I
İ
J
K
L
M
N
O
Ö
P
R
S
Ş
T
U
Ü
V
Y
Z
Deyimler Sözlüğü İçerisinde Arama
Deyimler Sözlüğü (H - 5. Sayfa)
hız almak
:
atlamak için geri çekilip birdenbire fırlamak.
hız vermek
:
1) hızını artırmak, hızlandırmak: 2) (Mecaz) isteklendirmek
hızını alamamak
:
1) hızla gidişini yavaşlatamamak; 2) (Mecaz) öfkesini yenememek,
...
hızını almak
:
1) şiddetini yenmek, yatışmak: 2) yavaşlamak, hızını yitirmek
hızını kaybetmek (yitirmek)
:
etkisini, geçerliliğini yitirmek, hükmü kalmamak:
hızlı yaşamak
:
eğlenceye aşırı düşkün olarak yaşamak:
hicap duymak (etmek)
:
utanmak:
hiç de
:
kesinlikle, katiyen:
hiç değil
:
asla, kesinlikle:
hiç değilse (olmazsa)
:
1) önemli olmasa bile, başka bir şey olmasa bile: 2) en azından
hiç mi hiç
:
kesinlikle:
hiçe saymak (indirgemek)
:
önemsememek, önem vermemek:
hidayete ermek
:
1) Müslüman olmak, İslam dinini kabul etmek: 2) gerçeği görüp kab
...
hiddete kapılmak
:
öfkelenmek, kızmak.
hiddetten kudurmak
:
çok öfkelenmek, aşırı derecede kızmak:
hilal gibi
:
ince ve düzgün (kaş).
hile hurda bilmemek
:
aldatma yollarını bilmemek.
hile yapmak
:
1) aldatmak: 2) çıkar sağlamak amacıyla bir şeyin saflığını bozma
...
hilesi hurdası yok
:
yalanı dolanı yok' anlamında kullanılan bir söz.
himaye görmek
:
biri tarafından korunmak, kayırılmak, gözetilmek.
himayesine almak
:
koruyucusu olmak, korumak.
hindi gibi kabarmak
:
gururlanmak, kurumlanmak, büyüklük taslamak.
hisse almak
:
1) zarara uğramak: 2) ders çıkarmak
hisse kapmak
:
bir olaydan yararlı bir öğüt çıkarmak.
hissine (hislerine) kapılmak
:
duygusal davranmak:
hissini vermek
:
gibi gelmek, ... izlenimini uyandırmak:
hitam bulmak
:
sona ermek, bitmek.
hitam vermek
:
bitirmek.
hizaya gelmek
:
(Teklifsiz Konuşma) davranışlarını düzeltmek, yola gelmek:
hizaya getirmek
:
birinin davranışlarını düzeltmek, yola getirmek:
hizmet etmek
:
1) iş görmek, çalışmak; 2) (Mecaz) birinin amaçlarının gerçekleşm
...
hizmet görmek
:
birisinden yardım almak:
hizmete girmek
:
1) çalışmaya başlamak: 2) görev almak
hizmeti dokunmak
:
görevde bulunmak, iş yapmak:
hizmetinde olmak
:
birinin yanında çalışmak, işlerini yapmak.
hocalık etmek
:
1) öğretmenlik yapmak: 2) (Mecaz) akıl öğretmek, öğüt vermek
hokka gibi
:
ufak ve düzgün (ağız, burun).
hokka gibi oturmak
:
giysi, vücuda iyice uymak:
hop oturup hop kalkmak
:
öfke, heyecan vb. duygular sebebiyle yerinde duramaz olmak, kalkı
...
hor davranmak
:
kıymetini bilmemek.
hor kullanmak
:
dikkat etmeyerek hoyratça kullanmak.
hora geçmek
:
(Halk Dili) beğenilmek, hoşa gitmek, makbule geçmek, kendisine ve
...
hora tepmek
:
1) hora oynamak: 2) (Mecaz) ayaklarını vurarak gürültü etmek
horon vurmak
:
horon oyununu oynamak.
horoz gibi
:
kabadayıca davranan (kimse).
horozdan kaçmak
:
kadın, erkeklerden uzak durmak, onlardan kaçmak.
horozlar ötmek
:
sabah olmak.
hortum gibi
:
çok uzun (burun).
hortum sıkmak
:
yangına su sıkmak.
hoş bulduk (gördük)
:
hoş geldiniz' sözüne verilen karşılık.
hoş geldiniz
:
gelen kişiye söylenen selamlama sözü.
hoş görmek (karşılamak)
:
gücenilecek veya karşılık gelinecek bir davranışı hoşgörü ile kar
...
hoşa gitmek
:
beğenilmek, bir kişiden veya bir şeyden hoşlanmak.
hoşaf gibi
:
çok yorgun.
hoşbeş etmek
:
sohbet etmek:
hoşça kal (kalın)
:
ayrılan kimsenin kalanlara söylediği bir iyi dilek sözü:
hoşnutluk duymak
:
memnun olmak:
hoşnutluk getirmek
:
memnun olduğunu göstermek:
hoşnutsuzluk getirmek
:
memnuniyetsizlik göstermek.
höt demek
:
gözdağı vermek, korkutmak.
hu çekmek (demek)
:
tekkelerde, dervişler ayin sırasında sürekli olarak hu demek.
hulus (huluslar) çakmak
:
dalkavukluk etmek, yaranmaya çalışmak:
hurdası çıkmak
:
eşya, kullanılmayacak duruma gelmek, eskimek.
huri gibi
:
çok güzel (genç kadın).
husul bulmak
:
husule gelmek.
husule gelmek
:
olmak, oluşmak, doğmak, çıkmak, meydana gelmek:
husumet beslemek
:
hasım olmak, düşman olmak.
huy edinmek
:
bir davranışı alışkanlık durumuna getirmek:
huyu huyuna suyu suyuna (uygun)
:
iki kişinin her yönden birbirine uygunluğunu anlatmak için kullan
...
huyunu suyunu değiştirmek
:
eskisine göre değişik davranmasına sebep olmak.
huzur bulmak
:
ruhsal yönden rahatlamak.
huzur vermek
:
gönül rahatlığı, dirlik vermek, dinlendirmek:
huzurunu kaçırmak
:
tedirgin, rahatsız etmek.
hücuma kalkmak
:
asker, siperden düşmana doğru fırlamak.
hükme varmak
:
iyice düşündükten sonra karar vermek.
hükmü geçmek (hüküm yürütmek)
:
1) gücü yetmek, sözü geçmek: 2) geçerli, etkili durumunu yitirmek
hükmü olmamak
:
önemi, geçerliliği, etkisi bulunmamak.
hükmü parasına geçmek
:
para ile dilediğini yapabilme gücünü kazanmak:
hükmünü icra etmek
:
gerekeni yerine getirmek:
hükûmet etmek
:
bir ülkenin yönetimini elinde bulundurmak.
hükûmet gibi
:
güçlü, her dediğini yaptıran.
hükûmet sürmek
:
ülke yönetiminin başında bulunmak.
hükûmeti devirmek
:
zor kullanarak devlet yönetiminde değişiklik yapmak.
hüküm giymek
:
mahkemece cezalandırılmak.
hüküm sürmek
:
1) işbaşında olmak: 2) yaygın olmak
hüküm vermek
:
1) iyice düşündükten sonra bir karara varmak: 2) bir suçluyu mahk
...
hüküm yemek
:
mahkûm olmak:
hükümsüz kılmak
:
yürürlükten kaldırmak, iptal etmek.
hülle yapmak
:
1) hülleyi gerçekleştirmek; 2) bir işte geçici çözüm için hileye
...
hülyaya dalmak
:
hayal kurmak.
hüner göstermek
:
1) beceriklilik ortaya koymak; 2) herkesin yapamayacağı bir işi y
...
hürmette kusur etmemek
:
karşısındaki kişiyi iyi ağırlamak, isteklerini yerine getirmek, s
...
hürriyeti seçmek
:
baskıdan kurtulmak ve özgür yaşamak için davranışta bulunmak.
hüsnü kabul göstermek
:
iyi karşılamak, güler yüz göstermek.
hüsnüzan etmek
:
iyi niyet beslemek.
hüsrana uğramak
:
beklenilen sonucun elde edilememesi sebebiyle çok üzülmek, acı çe
...
hüzne kapılmak
:
hüzünlenmek.
hüzün çökmek
:
hüzünlenmek:
hüzün duymak
:
hüzünlü duruma gelmek, üzülmek.