|
Deyimler Sözlüğü (O - 2)
Deyimler Sözlüğü (O - 2. Sayfa)
-
ortadan kalkmak
:
-
yok olmak:
-
ortadan sır olmak
:
-
kaybolmak, arkada iz bırakmadan gitmek:
-
ortadan söylemek
:
-
herkesin içinde, belli bir kimseyi amaçlamadan konuşmak.
-
ortak etmek
:
-
bir şeyi paylaşmaya razı olmak, katılmaya onay vermek.
-
ortak olmak
:
-
bir şeyi paylaşmak veya bir şeye katılmak:
-
ortaklık kurmak
:
-
şirket, kumpanya açmak veya çalıştırmak:
-
ortalığı ... götürmek (almak)
:
-
kaplamak:
-
ortalığı birbirine katmak
:
-
kargaşa çıkarmak.
-
ortalığı gürültüye (patırtıya) vermek
:
-
gereksiz bir telaşa düşürmek.
-
ortalığı kırıp geçirmek
:
-
1) herkesi heyecana sürüklemek: 2) çok kızarak çevresindekilere b ...
-
ortalık ağarmak
:
-
sabah olmaya başlamak:
-
ortalık düzelmek
:
-
toplum içindeki karışıklık yok olmak, tedirginlik kalmamak, maddi ...
-
ortalık kararmak
:
-
akşam olmak:
-
ortalık karışmak
:
-
toplumda veya devletler arasında düzensizlik baş göstermek.
-
ortalık sütliman olmak
:
-
sakinleşmek, durulmak:
-
ortalık yatışmak
:
-
toplum içindeki düzensizlik ve kargaşa sona erip düzenli yaşayış ...
-
ortam yaratmak
:
-
imkân sağlamak:
-
ortama ayak uydurmak
:
-
çevreye uyum sağlamak.
-
ortama uymak
:
-
çevreye uyum sağlamak.
-
ortasını bulmak
:
-
ılımlı derecesini bulmak, uzlaştırmak.
-
ortaya almak
:
-
her yanını çevirmek, kuşatmak.
-
ortaya atılmak
:
-
1) ileri sürülmek, herkesin bilgisine sunulmak; 2) bir kimse bir ...
-
ortaya atmak
:
-
söylemek, ileri sürmek:
-
ortaya balgam atmak
:
-
(Kaba) bir iş kıvamındayken, biri herkesin zihnini bulandıracak b ...
-
ortaya çıkarmak
:
-
delilleriyle göstermek, ispat etmek:
-
ortaya çıkmak
:
-
1) yokken var olmak, meydana çıkmak, türemek: 2) biri kendini gös ...
-
-
ortaya dökmek
:
-
1) çıkarmak, göstermek; 2) açıklamak:
-
ortaya düşmek
:
-
kadın orta malı olmak, sokağa düşmek.
-
ortaya konuşmak
:
-
sözü hiç kimseyi hedef almadan söylemek.
-
ortaya koymak
:
-
1) herkesin görebileceği yere koymak; 2) yaratmak, yapmak; 3) açı ...
-
ortaya sürülmek
:
-
anlatılmak, belirtilmek, söylenmek:
-
ortaya yayılmak
:
-
herkes tarafından duyulmak:
-
oruç açmak
:
-
vakit geldiğinde oruç bozmak, iftar etmek.
-
oruç bozmak
:
-
bir şey yiyerek, içerek orucunu kesmek veya sona erdirmek:
-
oruç tutmak
:
-
oruç ibadetini yerine getirmek:
-
oruç yemek
:
-
oruç tutmamak.
-
Osmanlı tokadı atmak
:
-
1) bir kimseye sert ve etkili bir biçimde tokat atmak; 2) (Mecaz) ...
-
Osmanlı tokadı yemek
:
-
1) sert ve etkili bir biçimde tokat atılmak; 2) (Mecaz) sert ve e ...
-
ot gibi
:
-
1) bilgisiz, görgüsüz, değersiz olan; 2) amaçsız, zevk almadan (y ...
-
ot gibi yaşamak
:
-
amaçsız, beklentisiz gün geçirmek.
-
ot tutunmak
:
-
vücuttaki istenmeyen kılları düşürmek için ilaç sürünmek.
-
otomatiğe almak (bağlamak)
:
-
kendi kendine yeniden düzene sokmak.
-
otomatiğe geçmek
:
-
otomatik olarak çalışmaya başlamak.
-
otorite sağlamak (temin etmek)
:
-
yetki kurmak veya yetki sahibi olmak:
-
oturup kalkmak
:
-
hareket etmek:
-
otuz iki dişe keman çaldırmak
:
-
içecek çok soğuk olmak.
-
oy vermek (kullanmak)
:
-
herhangi bir konuya ait tercihini belirtmek, rey vermek:
-
oya gibi
:
-
ince, güzel, zarif:
-
oya koymak (sunmak)
:
-
bir konuda sonucu belirlemek için oy verilmesini istemek, sağlama ...
-
oydaş olmak
:
-
aynı düşüncede, aynı inançta olmak:
-
oylamaya geçmek
:
-
oy verme işlemine başvurmak.
-
-
oylamaya koymak
:
-
bir toplantıdaki oy sayısını belirlemek, oy verilmesini istemek, ...
-
oyun almak
:
-
oyunda kazanmak, sayı sahibi olmak.
-
oyun bağlamak
:
-
(Spor) güreşte rakibe bir oyun uygulayıp onu sonuçlandırmadan bek ...
-
oyun bozmak
:
-
1) tasarlanmış bir işi yersiz ve vakitsiz olarak karıştırmak, pla ...
-
oyun çıkarmak
:
-
(Spor) oyun oynamak:
-
oyun kurmak
:
-
1) (Spor) bir yarışmayı kazanmak için belirli bir taktik uygulama ...
-
oyun oynamak
:
-
1) birini aldatmak, kandırmak: 2) (Mecaz) hile yapmak
-
oyun vermek
:
-
oyunda kaybetmek.
-
oyun yapmak
:
-
1) (Spor) güreşte rakibe oyun uygulamak; 2) (Mecaz) hile yapmak
-
oyuna çıkmak
:
-
oyun için sahneye çıkmak:
-
oyuna gelmek
:
-
aldatılmak:
-
oyuna getirmek
:
-
birini tuzağa düşürmek, aldatmak:
-
oyuna kurban gitmek
:
-
bir hile, düzen sonunda zarara, iftiraya uğramak:
-
oyunu almak
:
-
oyunu kazanmak.
-
oyunun kurallarını bilmek
:
-
yapılan işlerin nasıl, kimler tarafından ve hangi ilişkilerle son ...
Deyimler Sözlüğü İçerisinde Arama
|