Deyimler Sözlüğü (T - 3)

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Deyimler Sözlüğü (T - 3. Sayfa)

tedavüle çıkarmak :
parayı piyasaya çıkarmak.
tedbir almak :
1) önlem almak: 2) hazırlanmak
teessüf ederim! :
yazıklar olsun!
teessüf etmek :
1) acımak, üzülmek, yazıklanmak: 2) kınamak
teessür göstermek :
üzüntüsünü açığa vurmak:
tef çalsan oynayacak :
karmakarışık olan eşyalar için söylenen bir söz.
tefe koyup çalmak :
tefe koymak.
tefekküre dalmak :
derin düşünmek, düşünceye dalmak.
tefrika çıkarmak :
birbirine kötülük etmeye kadar varan sürekli anlaşmazlık yaratmak ...
teğet geçmek :
1) yakınından geçmek; 2) (Mecaz) bir konuya üstünkörü dokunmak:
tehdit etmek :
1) gözdağı vermek: 2) tehlikeli bir durum yaratmak
tehdit savurmak :
korkutmak, gözdağı vermek:
tehlike atlatmak :
büyük zarar ve sıkıntılara yol açacak bir olayı savuşturmak.
tehlike çanları çalmak :
kötü bir durumun ortaya çıkacağı belli olmaya başlamak:
tehlikeye atılmak :
zarar ve sıkıntılara yol açacak bir davranışta bulunmak:
tehlikeye düşürmek :
sıkıntı, üzüntü veya zarar oluşturacak bir duruma sokmak.
tek dalmak :
(Spor) güreşte karşı güreşçinin tek bacağını kapmak.
tek durmak :
uslu durmak, yaramazlık etmemek, sessiz kalmak:
tek durmamak :
1) bir taraf öbür tarafa karşı bazı hareket ve çalışmalar içinde ...
tek elden :
bir yerin veya bir merkezin kumanda ve yönetimi altında olarak.
tek geçmek :
sadece onunla ilgilenmek, sadece ona önem vermek.
tek kürekle mehtaba çıkmak :
1) eksik hazırlıkla bir işe kalkışmak; 2) beceriksizce alay etmey ...
tek sıra olmak :
sıraya girmek, sıralanmak:
tek vücut olmak :
birlikte hareket etmek:
tekbir getirmek :
Müslümanlıkta Tanrı'nın büyüklüğünü, yüceliğini anmak için söylen ...
tekeden süt çıkarmak :
(Halk Dili) olamayacak şeyleri olur duruma getirmek:
tekelinde olmak :
herhangi bir şey tekeli altında bulunmak, elinde tutmak, inhisarı ...
tekeline (tekellerine) almak :
1) bir şeye tek başına sahip olmak, inhisarına almak, patentini a ...
teker meker yuvarlanmak :
1) döne döne yuvarlanmak; 2) iyi durumda olan bir kişi durumunu b ...
tekere çomak sokmak :
birinin yolunda giden işini aksatan, engelleyen davranışta bulunm ...
tekerine (tekerinin önüne) taş koymak :
tekere çomak sokmak:
tekme atmak (vurmak) :
1) ayakla bir yere sertçe vurmak:2) çifte atmak; 3) (Mecaz) ihane ...
tekme tokat girişmek :
dayak atmak.
tekme yemek :
1) birinin ayağından darbe almak; 2) ihanete uğramak:
tekmil almak :
(Askeri) üst, birliğin o andaki durumunu bildiren sözlü bilgiyi a ...
tekmil vermek :
1) (Askeri) ast, bir iş ve durum hakkında üste bilgi vermek; 2) a ...
tel çekmek :
telle çevirmek, tel germek:
tel takınmak :
(Alay) teller takmak.
tel tel dökülmek :
1) dağılıp gitmek; 2) (Mecaz) çok başarısız olmak
telakki olunmak :
sayılmak, öyle kabul edilmek:
telaş göstermek :
telaşını belli etmek:
telaşa düşmek :
telaşlanmak:
telaşa gelmek :
bir iş telaş sırasında yapılmak.
telaşa vermek :
davranış ve hareketleriyle çevresindekileri heyecana, aceleye, sı ...
telef etmek :
1) hayvanı öldürmek; 2) (Mecaz) mahvetmek, yok etmek:
telef olmak :
1) hayvan, ölmek; 2) (Mecaz) mahvolmak
telefon etmek (açmak) :
birini telefonla aramak ve bir şey söylemek:
teleme peyniri gibi :
tombul ve beyaz tenli (kadın).
telgraf çekmek :
telgrafla haber göndermek, tellemek:
teli kırmak :
bağlı bulunduğu kuruluşlarla ilişkisini kesmek.
tellal çağırtmak :
bir haber, bir istek vb.ni tellal aracılığıyla duyurmak.
teller takmak :
(Alay) sevincini aşırı davranışlarla gösterenler için kullanılan ...
telleyip pullamak :
1) birçok süsle süslemek; 2) (Mecaz) değerinden çok övmek
telvis etmek :
kirletmek, pisletmek.
temas kurmak :
ilişkiye geçmek, bağlantı sağlamak:
temasa geçmek :
arada bir bağlantı kurmak, görüşme yapmak.
temasa gelmek :
buluşup görüşmek.
tembelliği tutmak :
tembelleşmek:
tembihatta bulunmak :
uyarmak:
temcit pilavı gibi (ısıtıp ısıtıp öne sürmek) :
bir şeyi birçok kez tekrarlamak:
temel atmak :
1) bir yapının temellerini yapmaya başlamak; 2) herhangi bir işe ...
temel tutmak :
1) temelin kazılacağı zemin sağlam olmak; 2) sürüp gidecek bir du ...
temennide bulunmak :
dilemek.
temerrüde düşmek :
(Hukuk) ödenmesi hâlâ mümkün olan borcu ödememekte direnmek.
teminat altına almak :
güvence altına almak.
temiz bir dayak atmak :
adamakıllı dövmek.
temiz bir dayak yemek :
adamakıllı dayak yemek:
temiz tutmak :
bir şeyi kirletmeden, bozmadan kullanma, temiz olmasına özen göst ...
temize çekmek :
bir yazının karalamasını temiz olarak yazmak:
temize çıkmak :
(Hukuk) aklanmak:
temize havale etmek :
1) uzayıp giden bir işi bitirivermek; 2) yiyeceği yiyip bitirmek; ...
temizlik yapmak :
1) temizlemek; 2) (Mecaz) öldürmek:
tempo tutmak :
el çırparak veya el ve ayaklarını bir yere vurarak bir müziğe eşl ...
temyize gitmek :
mahkemelerce verilen kararın kanun ve usul yönünden incelenmesi i ...
tenakuza düşmek :
birbiriyle çelişen sözler söylemek.
tencerede pişirip kapağında yemek :
geçinme konusunda var olanla yetinmek.
tenceresi (tencereleri) kaynamak :
geçimleri az çok yerinde olmak.
tenceresi kaynarken, maymunu oynarken :
geçimi yolunda, keyfi yerindeyken.
teneffüs etmek :
soluk almak:
tenha kalmak :
1) ıssızlaşmak: 2) (Eskimiş) yalnız kalmak
tepeden tırnağa süzmek :
herhangi bir sebeple birine dikkatlice bakmak:
tepesi aşağı gitmek :
işleri bozulup büyük zarara uğramak.
tepesi atmak :
birdenbire öfkeye kapılmak, öfkelenmek:
tepesi üstü :
başı yere gelmek üzere, tepetakla.
tepesinde değirmen çevirmek :
tepesinde havan dövmek.
tepesinde havan dövmek :
üst katta oturan biri, gürültü yaparak alt kattakini rahatsız etm ...
tepesinden kaynar sular dökülmek :
başından aşağı kaynar sular dökülmek:
tepesinin tası atmak :
birdenbire çok sinirlenmek.
tepetakla etmek (devirmek) :
birinin toplumsal veya ekonomik durumunu bozmak.
tepetakla gitmek (yuvarlanmak) :
hızlı bir biçimde toplumsal ve ekonomik durumu bozulmak.
tepki çekmek :
olumsuz, sert bir eleştiriyle karşı karşıya kalmak.
tepki duymak :
bir olay veya durum karşısındaki düşüncesini söz veya davranışla ...
tepki göstermek :
bir olay veya durum karşısındaki düşüncesini söz veya davranışla ...
tepki koymak :
bir düşünce veya harekete karşı çıkmak.
tepki vermek :
herhangi bir etkiye karşı söz veya davranışla karşılık vermek.
tepkide bulunmak :
tepki göstermek.
tepkimeye girmek :
(Kimya) bir cisim etkisi altında kaldığı bir şeye karşı tepki ver ...
teptim keçe oldu, sivrilttim külah oldu :
bir şeyi işine geldiği gibi gösterenler veya yorumlayanlar için s ...
ter alıştırmak :
terinin biraz kurumasını beklemek.

Deyimler Sözlüğü İçerisinde Arama