|
Deyimler Sözlüğü (Z - 2)
Deyimler Sözlüğü (Z - 2. Sayfa)
-
zırnık (bile) vermemek
:
-
en ufak bir şey vermemek.
-
zıvanadan çıkmak
:
-
1) çok sinirlenmek, öfkelenmek: 2) aklını yitirmek, çılgın gibi d ...
-
zifafa girmek
:
-
gerdeğe girmek:
-
zift gibi
:
-
1) çok acı; 2) simsiyah
-
zift yesin
:
-
ne yerse yesin' anlamında öfke bildiren bir söz.
-
ziftin pekini yesin
:
-
zift yesin.
-
zihin açmak
:
-
zihni daha iyi çalışır duruma getirmek.
-
zihin yormak
:
-
bir konuda çok düşünmek, kafa yormak.
-
zihinde (zihninde) yer etmek
:
-
çıkmamak üzere belleğe yerleşmek:
-
zihni açılmak
:
-
kavrayışı, anlayışı çoğalmak.
-
zihni boşalmak
:
-
kafası rahat ve dingin olmak:
-
zihni bulanmak (karışmak)
:
-
1) düşünürken olaylar arasındaki bağlantıyı yitirmek; 2) ne yapac ...
-
zihnini altüst etmek
:
-
düşüncelerini karmakarışık duruma getirmek:
-
zihnini dağıtmak
:
-
gerektiği gibi düşünmemek.
-
zihnini oynatmak
:
-
çıldırmak, delirmek.
-
zihnini toplamak
:
-
kendine gelmek, sağlıklı düşünmeye başlamak:
-
zikri geçmek
:
-
anılmak, adı geçmek:
-
zikzak yapmak
:
-
1) sık sık sağa sola yön değiştirmek; 2) (Mecaz) sık sık düşünce ...
-
zil kalmak
:
-
parasız kalmak:
-
zil takıp oynamak
:
-
çok sevindiğini belli etmek:
-
zillete düşmek
:
-
hor görülmek, aşağılanmak:
-
zilsiz oynamak
:
-
çok sevindiğini belli etmek.
-
zimmet çıkarmak
:
-
eksik veya yanlış yapılan bir işlemden dolayı kişiye fazladan öde ...
-
zincir gibi
:
-
art arda sıralanmış şey.
-
zindan gibi
:
-
karanlık veya iç sıkıcı (yer).
-
zinde tutmak
:
-
genç ve diri kalmasını sağlamak:
-
-
zirveye çıkmak
:
-
en üst düzeyde ilgi çekmek, herkes tarafından konuşulur olmak.
-
zirzopluk etmek
:
-
uygunsuz, yakışıksız davranışlarda bulunmak.
-
ziyade olsun!
:
-
yemekte bulunanlara veya yemeğe buyurun diyenlere 'artsın, çoğals ...
-
ziyafet çekmek (vermek)
:
-
konukları yemekli ağırlamak:
-
ziyan etmek
:
-
1) yersiz, boş yere harcamak: 2) zarara uğratmak
-
ziyan olmak
:
-
boşuna harcanmak, zarar görmek:
-
ziyan zebil olmak
:
-
(Halk Dili) boşuna, boş yere harcanmak.
-
ziyanı yok!
:
-
özür dileyenlere karşılık olarak bağışlandığını, olayın pek öneml ...
-
ziyaret etmek
:
-
1) birini görmeye gitmek: 2) bir yeri görmeye gitmek
-
zokayı yutmak
:
-
(Argo) aldatılıp zarara sokulmak.
-
zom olmak
:
-
çok sarhoş olmak.
-
zor alıma çarpmak
:
-
kişi mallarına devlet adına yasal olarak el koymak, müsadere etme ...
-
zor gelmek
:
-
bir işin yapılması birine güç gelmek:
-
zor kullanmak
:
-
bir işin yapılması için her türlü baskıya başvurmak.
-
zora binmek
:
-
1) iş ancak zor kullanılmakla sonuçlanacak bir hâl almak; 2) zorl ...
-
zora gelememek
:
-
baskıya, sıkıntıya veya sıkı bir çalışmaya dayanamamak, katlanama ...
-
zora koşmak
:
-
güçlük çıkarmak.
-
zoru olmak
:
-
kendisini zorlayan bir durumu, bir sıkıntısı olmak, sorunu bulunm ...
-
zorun ne?
:
-
1) 'amacın ne, ne istiyorsun?' anlamında kullanılan bir söz; 2) ' ...
-
zorunda bırakmak
:
-
yapmaya mecbur etmek:
-
zorunda kalmak (olmak)
:
-
kesinlikle yapması gerekmek, yapmaya mecbur olmak:
-
zorunlu kılmak
:
-
mecbur etmek.
-
zula etmek
:
-
1) çalmak, aşırmak; 2) gizlemek, saklamak
-
zulaya atmak
:
-
bir şeyi gizli bir yere koymak.
-
zulüm görmek
:
-
kendisine eziyet edilmek.
-
-
zurna gibi
:
-
dar (pantolon).
-
zurnacının karşısında limon yemek gibi
:
-
birinin zihni çelinip işini göremeyecek duruma getirildiği anlatı ...
-
zurnanın zırt dediği yer
:
-
sürdürülmekte olan bir işin en can alıcı noktası.
-
zül saymak (addetmek)
:
-
bir olay veya sözü küçültücü, alçaltıcı, aşağılayıcı olarak değer ...
-
zülfüyâre dokunmak
:
-
1) hatırlı, güçlü bir kimseyi veya bir makamı gücendirmek, darılm ...
-
Zümrüdüanka gibi
:
-
hayal ürünü olan veya adı olup da kendi var olmayan (iyi ve güzel ...
-
zümrüt gibi
:
-
yemyeşil:
-
zürafa gibi
:
-
ince, uzun boylu, uzun boyunlu (kimse).
Deyimler Sözlüğü İçerisinde Arama
|