eng

TDK Tarih Terimleri Sözlüğü (6)

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z
6. Sayfa
düklük :
Bir dükün yönetimi altındaki ülke: Toskana düklüğü. 2. Bir dükün ...
düşmek :
1. İş başından ayrılmak, çekilmek zorunda kalmak. 2. Düşman eline ...
düzen akçesi :
Yeniçeri ocağına katılan acemi oğlanlara verilen para.
düzme solak :
Solak eksiklerinin yerlerini doldurmak üzere dışardan alınıp sola ...
ebced hesabı :
Arap abecesinin özel bir düzeniyle sıralanmış harflerin sayı değe ...
ecnebî kuruş :
Bakınız: riyal
edik :
Bakınız: çekme
efendi dairesi :
Bakınız: efendi kapısı
efendi kapısı :
Yeniçeri efendisinin görev yeri.
Eflaklar :
Osmanlı döneminde Karadağ'dan Romanyaya dek uçboylarında yaşayan, ...
efor :
(Yun.'dan): Eski Isparta devletinde yönetimi ve halkı denetleyen ...
efrencî tarih :
Bakınız: miladi tarih
egemen tanıma :
Birinin egemenliğini tanıma ve buyruğu altına girme.
egemen tanıma töreni :
Osmanlılarda, Topkapı sarayındaki Ağalar kapısı önünde, yeni taht ...
ejder-dehen :
Eskiden Osmanlıların kullanmış oldukları bir top türü.
eksarh :
1. Doğu kilisesinde başpapaza verilen san. 2. Bizans İmparatorluğ ...
eksarhlık :
1. Bulgar başpapazının görev yeri. 2. Kuzey Afrika ve İtalya'daki ...
eksen devletleri :
II. dünya savaşından önce aralarında bir bağlaşma yapan Almanya, ...
eksik akçe :
Aşınmak ya da basılırken gereğinden az değerli maden katılmak ned ...
ellibaşı :
Ulufeli humbaracı bölüklerinde odabaşından sonra gelen subayın sa ...
ellilik :
III. Selim zamanında çıkarılan paralardan birinin adı.
elma kürk :
Devlet büyükleri için tilki postunun yanak parçalarından yapılmış ...
emaret :
Emîr, bey, voyvoda ve prens gibi sanlarla anılan kişiler eliyle y ...
emîrülmü`minîn :
İslam halifelerine verilen san.
emîrülümera :
Osmanlılarda eyalet valileri olan beylerbeyiler için, Abbasî hali ...
emperyalizm :
[Lat. imperium "büyük devlet"ten] 1. Bir devletin sınırlarını gen ...
enaşağı :
Haremağalığı aşamalarından ilki. bk. haremağası.
enek :
Enenmiş, burulmuş, erkekliği giderilmiş kişi.
engizisyon :
[Lat. inquisitio "sorgu" dan] Eskiden, Katoliklerde dine aykırı d ...
engürüs :
Bakınız: Ungurus
eolith :
Taşçağından kalma yontma taş görünüşlü çakmaktaşı.
erdek :
Bakınız: içkale
erksiz dönem :
Hükümet erki kalmayan bir yerde yeniden erk kuruluncaya dek geçen ...
esame :
Yeniçerilerin ana kütükte kayıtlı olan adları.
esame çalma :
Suç işleyen bir yeniçerinin ocak'tan kovularak adının kütükten si ...
esame kâğıdı :
Yeniçerilere künyeleri ve ulufe dereceleri yazılı olarak verilen ...
Eshah-ı Kiram :
Bakınız: sahabe
esir emini :
Esircilerden vergi toplamakla yükümlü görevli.
esirci :
1847 de Osmanlı Devletinin de girdiği uluslararası bir anlaşma il ...
Eski :
Bir görevde uzun süre çalışmış olan kimse.
eski odalar :
İstanbul'da Şehzadebaşı'ndaki yeniçeri kışlaları.
Eskisaray :
İstanbul alındığında, bugünkü üniversite merkez binasının yerinde ...
eskiyazı bilgisi :
Eski yazıların okunmasını konu edinen bilim dalı.
esnaf kâhyası :
Loncalarda esnafça seçilerek kadının onayı ile atanması kesinleşe ...
esnaf kethüdası :
Bakınız: esnaf kahyası
esnaf loncası :
Esnafın örgütlenip kurduğu birlik.
esnaf şeyhi :
Esnaf loncasının başkanı.
esnaf yiğitbaşısı :
Loncalarda esnafın zanaat ve ustalıkla ilgili işlerine bakan kims ...
eşkâl defteri :
Bakınız: anadefteri
Eşkinci :
1. Savaşa giden eyalet askeri. 2. II. Mahmut zamanında batılı yön ...
eşkinci timarı :
İyeleri, alaybeylerinin bayrağı altında savaşlara katılmakla yükü ...
eşmek :
Askerin bir yerden bir yere ya da savaşa gitmesi.
et tomruğu :
Etmeydanında yeniçeri ocağına özgü sekiz kasap dükkânı.
etajenero :
Eski Fransa'da üç sınıf halkın temsilcilerinden oluşan ulusal mec ...
etmeydanı :
İstanbul, Aksaray'da yeniçerilere et dağıtılan ve yeniçerilerin k ...
eV :
Padişah çocuklarının bucak içindeki özel daireleri.
eyalet :
Osmanlı devletinde en büyük sivil ve askerî yönetim bölgesi.
eyalet askeri :
Osmanlı ordusunun kapıkulu askeri dışında illerden sağlanarak olu ...
eyalet kadısı :
Osmanlılarda eyaletlerin tüm hukuk ve ceza işlerine doğrudan doğr ...
eyalet kethüdası :
Osmanlılarda eyalet valileri ile sancak beylerinin başkentteki iş ...
falakacı :
Kola çıkan sadrazamın, İstanbul kadısının, yeniçeri ağasının ya d ...
falanj :
1. Eski Yunanlılarda, özellikle Makedonya yayalarının çekirdeğini ...
fatih :
İslam devletlerinde bir ülkeyi ya da bir kenti düşmandan alan kom ...
fatih çocukları :
Rumeli'yi açan gazilerin, Rumeli'nin kimi kent ve kasabalarında o ...
Felemenk :
Bugünkü Hollanda, Belçika ve kuzey-doğu Fransa'ya eskiden verilen ...
fenerli reis :
Osmanlılarda devlet gemilerinde, 150 akçeye dek ödenek alan kapta ...
Fenerliler :
Divan-ı Hümayun çevirmenliği, 18. yüzyıldan sonra da Eflak ve Buğ ...
ferace :
1. Osmanlı ülkelerinde, kadınların çarşaftan önce sokakta giydikl ...
ferman :
Osmanlı devletinde padişahın verdiği, uyulması gerekli hükümleri ...
ferman gemisi :
Çanakkale Boğazın'dan geçen gemilerde geçme izni bulunup bulunmad ...
fermanlı :
Hükümete karşı gelmek suçuyle aranan ve cezalandırılması için hak ...
fersah :
Eskiden kullanılan, yaklaşık olarak beş km. tutan bir uzunluk ölç ...
fes :
Fas kentinde yapılmış olup buradan yayılan, kırmızı renkte keçede ...
fetih :
Bir kent ya da ülkeyi düşman elinden savaşla alma.
fetihname :
Bir yerin alındığını muştulamak için, hükümdarların yabancı devle ...
fetva :
İslam hukuku ile ilgili bir sorunun dinsel hukuk kurallarına göre ...
fetva emini :
Şeyhülislam kapısında, istenen fetvaları hazırlamak ve şeriat mah ...
fetvahane :
Bakınız: şeyhülislam kapısı
fezleke :
1. Sadrazamın buyruğu ile divanda yakınmaları dinleyen çavuşbaşın ...
fındık :
Eskiden tüfek mermisi için kullanılan terim.
fındık rubiyesi :
Fındık altınının 1/4 ü değerinde Osmanlı altın paralarından biri.
fındık serpmek :
Savaş sırasında yeniçerilerin hep birden tüfekle yaylım ateşi açm ...
fındıkî :
III. Ahmet zamanında basılmış, 23 ayar ve 3.4575 gram ağırlığında ...
filbakan :
Osmanlı sarayında fillere bakan görevli.
firavun :
Eski Mısır hükümdarlarının sanı.
firkate :
Osmanlı donanmasında, ince donanmanın ağır gemilerinden, kürekle ...
firkateyn :
Üç direkli ve yalnız yelkenle yol alan bir savaş gemisi.
forsa :
Eskiden, gemilerde kürek çekmekle yükümlü tutsak ya da yargılı ki ...
forslamak :
Bir yeri düşman elinden zorla almak.
forum :
Eski Romalılar döneminde, kentlerde kamu işlerini görüşmek için h ...
foştina :
Osmanlı İmparatorluğunda, Tuna'da işleyen gemilerden alınan su ve ...
Frengistan :
Osmanlılarca Avrupa'ya verilen ad.
frenk :
Osmanlıların Avrupalılara, özellikle Fransızlara verdikleri ad.
füls :
1. Mısır'da basılmış bakır para. 2. Genel olarak bakır para, mang ...
fütüvvet :
Anadolu'da 13. yüzyıldan bu yana görülen örgütlenmiş zanaatçılar ...
fütüvvet-name :
Fütüvvet inancı, kuram ve örgütleri üzerine yazılmış kitap.
gaddare :
Ağır ve her iki yanı keskin bir tür kılıç.
gagauz :
Çoğunlukla Basarabya'da, Tuna ağızlarında, Dobruca ve bulgaristan ...
galebe divanı :
Elçi kabulü ve kapıkulu ocaklarına ulufe dağıtılması nedeniyle to ...
gali :
Alçak ve altı düz bir gemi türü.