eng

TDK Tarih Terimleri Sözlüğü (2)

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z
2. Sayfa
askerîler :
Osmanlı toplumunda, gördükleri hizmet karşılığı olarak vergi yükü ...
askeriye :
Osmanlılarda askerlik işleriyle uğraşan görevliler.
aslancıbaşı :
Topkapı sarayındaki hayvanlar bahçesinde yabanıl hayvanlara bakan ...
aslanlı :
Üzerinde aslan resmi bulunan bir Hollanda parası.
aşağı bölükler :
Kapıkulu süvarilerinden sağ ve sol garipler bölükleri.
aşar :
Bakınız: ondalık
aşevi :
Yoksullara ve öğrencilere parasız yiyecek dağıtan hayır kurumu.
at oğlanı :
Osmanlı sarayında atlara bakan uşak.
atabey :
Kimi eski Türk devletlerinde, özellikle Selçuklularda genç şehzad ...
ataman :
Eskiden Kazakların başbuğuna verilen san.
ateş gemisi :
Eskiden düşman gemilerini yakmak için özel biçimde yapılmış, içi ...
ateş kulesi :
Düşmanın yaklaşmakta olduğunu bildirmek için üzerinde ateş yakıla ...
ateş oku :
Kuşatılan bir kalenin ağaçtan yapılmış berkitimlerini ve savunma ...
ateşkes :
Savaşan iki gücün isteğiyle çarpışmaya belli bir süre için ara ve ...
atlama :
İlmiye sınıfında, aşamalarda sıra beklemeden ve kuraldışı ilerlem ...
atmacacıbaşı :
Osmanlı sarayında atmaca yetiştiren ve onları av için eğiten atma ...
atmeydanı :
1. At koşuları ve gösterileri yapılan alan. 2. İstanbul'daki Sult ...
av ağaları :
Avlanmaya çıkan padişahın yanında bulunup kendisine yardım eden a ...
Avam Kamarası :
İngiliz parlamentosunda halkın seçtiği milletvekilleri meclisi.
avarız :
Osmanlılarda önceleri halktan salt olağanüstü durumlarda, sonrala ...
avcı bölüğü :
Yeniçeri ortalarından 33. sekban bölüğünün adı.
avcıbaşı :
Avcı bölüğünün komutanı ve saray avcılarının başı.
avcılar :
Osmanlı sarayında bulundurulan ve av işiyle uğraşan görevlilerin ...
ayak divanı :
Bir konuyu ivedilikle görüşmek ve sonuca bağlamak üzere padişahın ...
ayak naibi :
Davaları gerektiğinde yerinde görmek üzere kadı adına görev yapan ...
ayak taşı :
Okçuların ok atarken üzerinde durdukları taş.
ayak teri :
Bir hükümet buyruğunu bildirmek için bir yere gönderilen görevliy ...
ayakbastı parası :
Eskiden kimi Osmanlı kentinde dışardan gelenlerden alınan vergi.
ayaktakımı :
1. Aşağı sınıftan sayılan halk. 2. bk. plebler.
ayan :
1. Osmanlılarda, bir kentin ileri gelenleri. 2. Osmanlılarda, XVI ...
Ayan Meclisi :
Osmanlı İmparatorluğunda üyeleri padişahça atanan meclis.
ayarı bozuk akçe :
Bakınız: çürük akçe
aydınlanma çağı :
XVIII. yüzyıl Avrupasında düşünüş ve inançların tüm baskılardan k ...
ayrıcalıklı eyaletler :
Yönetim biçimleri ötekilerden ayrı olarak belli koşullara bağlı O ...
ayrık vakıflar :
Hükümet denetimi dışında ve mütevellilerce yönetilen vakıflar.
Ayvaz :
Büyük konaklarda mutfak ve yemek hizmetlerinde çalıştırılan uşak.
azap :
1. Anadolu beyliklerinde donanmadaki görevlerde kullanılan asker. ...
azap ağası :
Azap askerinin en yüksek aşamadaki komutanı.
azap kâtibi :
Azap ağasından sonra gelen, görevi azapların künyesini tutmak, öz ...
azat etmek :
Bir kul ya da karavaşa özgürlüğünü geri vermek.
azatlı :
Özgürlüğü geri verilmiş kul ya da karavaş.
baba :
Saygıdeğer yaşlı adamlara, bir topluluğun ya da bir örgütün başın ...
Babıâli :
1. Osmanlı İmparatorluğunun yüksek yönetim organlarının bulunduğu ...
Babıâli hocası :
Görevli olarak yetişmek üzere Babıâliye giren gençlerin öğretmenl ...
bacaluşka :
Osmanlı ordusunda kullanılan bir tür top.
baç :
Gümrük vergisi alışveriş vergisi, bk. büyük baç.
baççı :
Yol güvenliğini sağlaması karşılığı olarak belli yerlerde belli t ...
baçlı :
Baç ödemekle yükümü olan kişi.
badaluşka :
Bakınız: bacaluşka
bağdaşık devletler :
Birinci Dünya Savaşından önce aralarında bir antlaşma yapmış olan ...
bağımlı :
Büyük bir hükümdara bağlı (küçük bir hükümdar ya da bey).
bağışık :
Herhangi bir nedenle kendisinden vergi alınmayan kimse.
bağışlayı :
Katoliklerde işlenilen suçlardan dolayı öteki dünyada çekilecek c ...
baharlık :
Padişahların her yıl ilkbaharda yeniçeri ağaları ile yeniçeri yaz ...
bakıkulu :
Osmanlılarda, defterdarlık merkez örgütünde devlet gelirlerini to ...
bakırtaş çağı :
Cilâlıtaş çağı geleneği ile yeni bulunan bakırdan yapılmış eşyanı ...
baklava alayı :
Her Ramazanın 15. günü saray mutfağından yeniçerilere baklava ver ...
bâlâ :
Osmanlılarda birinci sınıf "ulâ" rütbesi ile vezirlik arasında yü ...
balıkdişi kozak :
Yabancı hükümdarlara gönderilen padişah mektuplarının konduğu kum ...
Balta :
Padişahların buyrukları altındaki uyduların ve dervişlerin taşıdı ...
balta resmi :
Osmanlılarda kent ve kasabalarda kesilen hayvan için alınan bir v ...
baltacılar :
Önceleri sefer sırasında çalılık ve ormanlık yerleri temizlemek, ...
baltalı :
Osmanlılarda yolları açmak için baltayla donatılmış asker.
balyemez :
Osmanlı ordusunda kullanılan çapı en büyük ve menzili uzun bir to ...
Balyos :
1. Venedik Cumhuriyetinin İstanbul'daki elçisi. 2. İstanbul'daki ...
ban :
Osmanlılar zamanında Macaristan ve Slovenya dolaylarında sancak b ...
banyol :
Tersane zindanı.
barata :
Osmanlı sarayında genel olarak bostancıların, baltacı ve kapıcıla ...
barbar :
Greklerle Romalıların, kendi kültür çevreleri dışında kalan budun ...
barbut altını :
Ağırlığı iki kırat ve değeri 3 kuruş- 3 para olan bir Osmanlı alt ...
Barça :
Kalyon türünden altı düz bir savaş taşıt gemisi.
Barış :
1. Savaş içinde olmayan bir ülkenin durumu. 2. Savaştan sonra dev ...
barış antlaşması :
Bir savaşa kesin olarak son veren, savaşan devletler arasında ola ...
barış belgesi :
Barışın koşullarını kapsayan ve ilgililerin onayını taşıyan bağla ...
barış ülkeleri :
Henüz İslam egemenliğine girmemiş, ancak kendi isteği ile vergi v ...
barkan :
Palankadan ufak olan berkitilmiş yer.
barutçubaşı :
Barut yapımı ile uğraşan ve cebeci ocağına bağlı olan barutçuları ...
başağa :
Köşklülerin en kıdemlisi.
başağa odası :
Ağakapısındaki odalardan biri.
başbakı kulu :
Maliye başmüfettişi.
başbayraktar :
Yeniçeri ocağında İmam-ı Âzam bayrağını taşıyan subay.
başbekçi :
Bakınız: başsancaktar
başbölükbaşı :
1. Yeniçeri ocağında ağa bölükbaşılarının en eskisinin adı. 2. Sa ...
başbuğ :
1. Osmanlılarda savaş zamanı başka birliklerden ayrılıp bir araya ...
başçavuş :
Yeniçeri örgütünde 5. bölüğün komutanı, aynı zamanda tüm yeniçeri ...
başçuhadar :
Osmanlı sarayında padişahın hizmetinde bulunan çuhadarların başı ...
başdefterdar :
Osmanlılarda Tanzimat dönemine dek Rumeli'deki illerin maliye işl ...
başeski :
1. Yeniçeri bölüklerinin en kıdemsiz subayı ve erlerinin en kıdem ...
başhafiye :
Osmanlı sarayında gizli haberler toplamakla görevli örgütün başın ...
başhalife :
Osmanlılarda kalem yazmanlarının en kıdemlisi.
başhaseki :
1. Bostancı hasekileri ağasının sanı. 2. Yeniçeri ocağındaki dört ...
başıbozuk :
Savaş sırasında gönüllü olarak Osmanlı ordusuna katılan er.
başikbal :
Padişahın odalıkları arasında en önde geleni.
başkadın :
Padişahın nikâhlı kadınlarından en eskisi.
başkapı gulamı :
Haremağalığında bir aşama. bk. haremağası.
Başkent :
Bir devletin yönetim merkezi olan kent.
başkomutan :
Tüm silâhlı kuvvetlerin başı.
başmabeynci :
Mabeyncilerin başı.
başmaklık :
Bakınız: paşmaklık
başmehter :
Yeniçeri ağasının en yakını olan ve özel işleriyle uğraşan en yük ...