eng
Dil Bilgisi Terimleri Sözlükleri
Bilim Terimleri Sözlükleri
Teknik Terimler Sözlükleri
Sanat Terimleri Sözlükleri
Spor Terimleri Sözlükleri
Hukuk Terimleri Sözlükleri
Ekonomi Terimleri Sözlükleri
Eğitim Terimleri Sözlükleri
Çevre Terimleri Sözlükleri
Sağlık Terimleri Sözlükleri
Sosyal Terimler Sözlükleri
Tarihi Şahsiyetler
Sarı Sayfalar
Deyimler Sözlüğü (G - 2)
#
A
B
C
Ç
D
E
F
G
H
I
İ
J
K
L
M
N
O
Ö
P
R
S
Ş
T
U
Ü
V
Y
Z
Deyimler Sözlüğü İçerisinde Arama
Deyimler Sözlüğü (G - 2. Sayfa)
gerek görmek
:
yapılmasını istemek:
gerekçe göstermek
:
gerektirici sebep ve doküman ileri sürmek.
gerekli görmek
:
yapılması icap etmek:
gerekli kılmak
:
icap ettirmek.
gereksinme duymak
:
ihtiyacı olduğunu anlamak:
gereksiz görmek
:
lüzum görmemek:
gerginlik yaratmak
:
gergin duruma getirmek.
geri almak
:
1) verdiğini almak; 2) geriye doğru götürmek:
geri basmak
:
geri geri gitmek.
geri çekilmek
:
karıştığı bir işi sürdürmekten veya sürdürenler arasında bulunmak
...
geri çevirmek
:
1) geri vermek, geldiği yere göndermek, iade etmek; 2) kabul etme
...
geri dönmek
:
geldiği yere gitmek:
geri durmak
:
bir iş yapmaktan kaçınmak:
geri geri çekilmek
:
arka arka gitmek:
geri gitmek
:
kötüleşmek:
geri göndermek
:
geldiği yere göndermek, iade etmek:
geri kalmak
:
1) arkada kalmak; 2) gecikmek; 3) çağdaşlarının ve yaşıtlarının d
...
geri komamak
:
yapmazlık etmemek, yapmak:
geri saymak
:
geriye doğru saymak.
geriye bırakmak
:
tehir etmek.
geriye yürümek
:
(Hukuk) öncesini kapsamak:
gerize taş atmak
:
edepsiz bir kimseye edepsizliğini göstermeye fırsat vermek.
geviş getirmek
:
yutmuş olduğu yiyeceği midesinden ağzına çıkarıp yeniden çiğnemek
...
gevrek gevrek gülmek
:
1) kendine güvenip karşısındakini küçümsemek: 2) neşeli ve kendin
...
geyik etine girmek
:
genç kız, erginlik çağına girmek.
geyik yapmak
:
boş, yararsız konuşmak.
geze almak
:
hedefe doğrultmak:
gezip tozmak
:
eğlenmek amacıyla çokça gezmek:
geziye çıkmak
:
uzak yerleri dolaşmak.
gıcık almak (kapmak, olmak)
:
(Argo) bir davranışa veya bir kimseye sürekli sinirlenmek.
gıcık tutmak
:
bir süre boğaz gıcıklamasına yakalanmak:
gıcık vermek
:
1) boğazı yakıp kaşındırarak öksürmeye yol açmak; 2) (Argo) bir k
...
gıcır gıcır etmek
:
1) 'gıcırtı' sesi çıkarmak: 2) tertemiz duruma getirmek
gık dedirtmemek
:
ses çıkarmasına fırsat vermemek.
gık demek
:
ses çıkarmak, karşı çıkmak, yakınmak.
gık dememek (gıkı çıkmamak)
:
sesini çıkarmamak, karşı çıkmamak, yakınmamak.
gıllıgışlı olmak
:
gizli amaçlı, inandırıcılıktan uzak bulunmak:
gına gelmek
:
usanmak, bıkmak:
gına getirmek
:
bıkmak, usanmak.
gır atmak
:
konuşmak, laf atmak.
gır geçmek
:
1) bol bol konuşmak, çene çalmak; 2) dikkat etmemek, aklı başka y
...
gır kaynatmak
:
birkaç kişi işlerini bırakıp yârenlik etmek.
gırla gitmek
:
1) uzun sürmek, sürüp gitmek: 2) bol bol ortaya dökülüp harcanmak
gırtlağına kadar
:
çok fazla:
gırtlağından kesmek
:
herhangi bir amaç için yiyeceğinden kısıntı yapmak, boğazından ke
...
gırtlak gırtlağa gelmek
:
kıyasıya dövüşmek.
gibi gelmek
:
... sanısı vermek, ... sanısı yaratmak:
gibi olmak
:
bir duruma, bir duyguya yaklaşmak:
gibisine gelmek
:
imiş gibi gelmek, sanmak:
gibisine getirmek
:
sanısı uyandırmak, sanısı vermek:
gidiş o gidiş
:
konuşmaya konu olan kimsenin bir daha dönmediğini anlatan bir söz
...
girecek delik aramak
:
saklanmak istemek.
girip çıkmak
:
1) bir yere kısa süre kalmak üzere uğramak; 2) bir yere sık sık g
...
girişimde bulunmak
:
davranmak, teşebbüs etmek:
gitti de geldi
:
yaşayabileceğinden umut kesilecek kadar ağır hastalık geçirip de
...
gitti gider (dahi gider)
:
söz konusu olan şeyin bir daha gelmeyeceğini, ele geçmeyeceğini a
...
giydiği yakışırken eller bakışırken
:
gençken, güzelken' anlamında kullanılan bir söz.
giydirip kuşatmak
:
temiz, yeni giysilerle donatmak:
giyinip kuşanmak
:
özenle giyinmek:
gizli din taşımak
:
göründüğünden farklı bir din veya inanç sahibi olmak.
gol atmak
:
topun karşı takımın kalesine girmesini sağlamak.
gol kaçırmak
:
uygun durumda olmasına rağmen karşı takımın kalesine topu sokamam
...
gol yemek
:
topun kendi kalesine girmesine engel olamamak.
göbeği biriyle bağlı (beraber kesilmiş)
:
her zaman birlikte bulunan, birbirinden ayrılmayan kimseler için
...
göbeği çatlamak
:
birçok güçlüğü yenmek için çok uğraşmak:
göbeği çıkmak
:
şişmanlamak:
göbeği düşmek
:
göbek deliğinin kapanmamasından fıtık oluşmak.
göbeği sokakta kesilmiş
:
evde durmayıp hep sokaklarda gezen, sürtük.
göbeğini eritmek
:
zayıflamak:
göbeğini kesmek
:
1) çocuğun göbeğiyle etene arasındaki damar örgüsünü kesmek; 2) (
...
göbek atmak
:
1) karnını hareket ettirerek oynamak: 2) (Mecaz) çok sevinmek
göbek bağlamak (salıvermek)
:
şişmanlayarak karnı büyümek, göbeklenmek:
göbek çalkamak (çalkalamak)
:
göbeğini sağa sola hareket ettirerek oynamak.
göç etmek (eylemek)
:
1) oturduğu yerden başka bir yere gidip yerleşmek, göçmek: 2) (Me
...
göçüp gitmek
:
ölmek:
göğe merdiven dayamış
:
çok uzun boylu.
göğsü daralmak (tıkanmak)
:
1) güçlükle nefes almak; 2) (Mecaz) içi sıkılmak:
göğsü kabarmak
:
övünç duymak, kıvanmak, iftihar etmek:
göğsünü gere gere
:
1) kendine güvenerek: 2) övünerek
göğsünü kabartmak
:
bir olay dolayısıyla kıvanç duygusunu ortaya koymak, övünmek:
göğsünü yırtmak
:
coşkunluğunu ortaya koymak, coşmak, cıvıldamak:
göğüs bağır açık
:
özensiz bir kılıkta:
göğüs geçirmek
:
üzülerek derinden soluk almak:
göğüs germek
:
bir güçlüğe karşı koymak, dayanmak:
göğüs vermek
:
eziyete, sıkıntıya katlanmak, tahammül etmek:
gök delinmek
:
birdenbire çok ve hızlı yağmur yağmak.
göklere çıkmak
:
pek çok yükselmek.
gökte ararken yerde bulmak
:
çok güçlükle ele geçirebileceğini sandığı şeyi veya kimseyi birde
...
gökten zembille mi indi
:
1) 'Tanrı'nın özel olarak gönderdiği, saygınlık görmesini istediğ
...
göl olmak
:
gereksiz olarak bir yerde su toplanmak, göllenmek.
gölge düşmek
:
bir şey üzerine karaltı inmek, üzerine gölge gelmek.
gölge etmek
:
1) ışığa engel olmak; 2) (Mecaz) engel olmak; 3) (Mecaz) gereksiz
...
gölge gibi
:
varlığını belli etmeden, gizlice:
gölgede (gölgesinde) kalmak
:
adı sanı pek duyulmamak, ön plana çıkamamak, daha az ünlü olmak:
gölgesine sığınmak
:
birinin emri altına girmek:
gölgesine yatmak
:
daha önce elde edilen para, makam, ün vb.ne sığınarak zaman geçir
...
gömlek değiştirmek
:
1) yılan üst derisini değiştirmek; 2) (Mecaz) huy veya düşünce de
...
gömlek eskitmek
:
deneyim kazanmış olmak.
gönderme yapmak
:
konuşurken veya yazarken başka kaynak veya olaylarla bağlantı kur
...
gönlü akmak
:
birine karşı güçlü sevgi duymak: