|
Deyimler Sözlüğü (A - 9)
Deyimler Sözlüğü (A - 9. Sayfa)
-
ayağı almak
:
-
(Halk Dili) halay oyunlarında ayağı tempoya uydurmak.
-
ayağı düze basmak
:
-
güçlükleri yenerek ilerisinden korkmayacak bir duruma girmek.
-
ayağı gitmemek
:
-
1) gitmek istememek; 2) oynarken çalınan oyun havasının ritmine u ...
-
ayağı ile gelmek
:
-
1) kendi isteğiyle gelmek; 2) emek çekilmeden elde edilmek
-
ayağı yerden kesilmek
:
-
1) ayağı yere değmez olmak; 2) bir taşıta binip yaya yürümekten k ...
-
ayağına (ayaklarına) kapanmak
:
-
1) alçalırcasına yalvarmak: 2) bağışlanmak için yalvarmak
-
ayağına bağ olmak
:
-
birinin bulunduğu yerden ayrılmasına veya yaptığı işi sürdürmesin ...
-
ayağına bağ vurmak
:
-
önüne bir engel çıkarmak.
-
ayağına çağırmak
:
-
yanına gelmesini istemek.
-
ayağına çelme takmak
:
-
1) biri yürürken ayakları arasına ayak uzatıp düşürmek; 2) (Mecaz ...
-
ayağına dolanmak (dolaşmak)
:
-
1) başkasına yapmayı tasarladığı kötülük kendi başına gelmek; 2) ...
-
ayağına düşmek
:
-
çok yalvarmak:
-
ayağına geçirmek
:
-
bir şeyi aceleyle giymek.
-
ayağına gelmek
:
-
1) alçak gönüllülük göstererek birinin yanına gelmek; 2) emek çek ...
-
ayağına getirmek
:
-
sıra, saygı gözetmeksizin birinin yanına gelmesini sağlamak.
-
ayağına ip takmak
:
-
bir kimseyi çekiştirmek:
-
ayağına kira istemek
:
-
gelmeye nazlanmak, üşenmek.
-
ayağına sağlık
:
-
gelmen çok memnun etti' anlamında kullanılan bir söz.
-
ayağına sıcak su mu, soğuk su mu dökelim?
:
-
seyrek gelen bir konuğa yarı sitem, yarı sevinçle söylenen söz.
-
ayağına sıkmak
:
-
ayağına ateş ederek tehdit amacıyla gözdağı vermek.
-
ayağına üşenmemek
:
-
hamarat olmak, ayak işlerini bıkmadan, yorulmadan yapmak.
-
ayağını (ayaklarını) öpeyim
:
-
(Halk Dili) 'yalvarırım' anlamında kullanılan bir söz.
-
ayağını (ayaklarını) sürümek
:
-
1) verilen bir işi ağırdan almak; 2) bir yerden uzaklaşmak üzere ...
-
ayağını alamamak
:
-
1) ağrı veya uyuşma dolayısıyla ayağını oynatamamak; 2) alışılan ...
-
ayağını bağlamak
:
-
engel olmak.
-
ayağını denk almak
:
-
1) başkalarının kendisine yapma ihtimali bulunan kötülüklere karş ...
-
-
ayağını denk basmak
:
-
dikkatli ve uyanık davranmak.
-
ayağını giymek
:
-
ayakkabısını giymek.
-
ayağını kaydırmak
:
-
bir yolunu bulup birini işinden veya görevinden uzaklaştırmak:
-
ayağını tek almak
:
-
bir işte iyi düşünüp dikkatli davranmak.
-
ayağının (ayaklarının) altını öpeyim
:
-
yalvarırım' anlamında kullanılan bir söz:
-
ayağının altına karpuz kabuğu koymak
:
-
bir yolunu bulup bir kimseyi düzenle işinden uzaklaştırmak.
-
ayağının bağını çözmek
:
-
1) karısını boşamak; 2) sıkıntılı bir durumdan kurtulmak
-
ayağının pabucunu başına giymek
:
-
1) dengi olmayan bir kimseyle evlenmek; 2) değersiz bir kimseyi ü ...
-
ayağının tozu ile
:
-
yoldan gelir gelmez, henüz dinlenmeden:
-
ayağının tozunu silmeden
:
-
ayağının tozu ile.
-
ayak açmak (vermek)
:
-
âşıklar arasındaki tartışmalarda veya sıralı söyleyişlerde söze b ...
-
ayak almak
:
-
(Müzik) ayak, çalınan çalgıya uymak.
-
ayak atmak
:
-
1) girmek: 2) ilk kez gitmek
-
ayak bağı olmak
:
-
bir yere gidilmesine veya bir işin yapılmasına engel olmak:
-
ayak basmak
:
-
1) bir yere varmak, ulaşmak: 2) girmek, gelmek, uğramak
-
ayak basmamak
:
-
bir yere hiç uğramamak:
-
ayak çekmek
:
-
kandırmaya çalışmak, avutmak.
-
ayak diremek
:
-
bir düşünceyi, bir davranışı sonuna kadar sürdürmek, kendi tutumu ...
-
ayak oyununa gelmek
:
-
kandırılmak.
-
ayak sürümek
:
-
1) verilen bir işi ağırdan almak; 2) gönderilen yere isteği ile g ...
-
ayak tutmak
:
-
(Halk Dili) mâni yarışmalarında karşısındakine uyması gereken uya ...
-
ayak uydurmak
:
-
1) yürüyüşte adım atışını başkalarınınkine uydurmak; 2) ayak açma ...
-
ayak üstünde olmak
:
-
1) dinç olmak, canlı olmak: 2) iş görür durumda olmak
-
ayak vermek
:
-
âşık atışmalarında dinleyicilerden biri uyak belirtmek.
-
ayak yapmak
:
-
birini aldatmak, kandırmak için dalavere çevirmek.
-
-
ayakaltına almak
:
-
hakir görmek, gözden çıkarmak:
-
ayakaltında bırakmak
:
-
ezilmesine, yok olmasına göz yummak, korumamak.
-
ayakaltında dolaşmak
:
-
bir işe yaramadığı hâlde herkesin işine engel olacak bir biçimde ...
-
ayakkabı vurmak
:
-
ayakkabı ayağı zedelemek, ayağı rahatsız etmek.
-
ayakkabılarını çevirmek
:
-
1) konuk ayakkabılarını gidiş yönüne doğru düzgün bir biçimde sır ...
-
ayaklar altına almak
:
-
önem verilmesi gereken şeyleri hiçe saymak, çiğnemek:
-
ayaklar baş, başlar ayak olmak
:
-
değersiz kimseler başa geçip değerli kimseler ise en geride bırak ...
-
ayakları geri geri gitmek
:
-
bir yere gönülsüz, istemeye istemeye gitmek.
-
ayakları üstünde durmak
:
-
başkasının yardımına ihtiyaç duymadan güçlü bir biçimde sorunları ...
-
ayakları yere değmemek
:
-
çok sevinmek.
-
ayaklarına (ayağına) kara su (sular) inmek
:
-
çok yorulmak, güçsüz, dermansız kalmak:
-
ayaklarını yerden kesmek
:
-
bir taşıta binerek yürümekten kurtulmak.
-
ayakta kalmak
:
-
1) oturacak yer bulamamak; 2) yıkılmamak, çökmemek:
-
ayakta uyumak
:
-
aşırı dalgın, şaşkın veya yorgun olmak.
-
ayaz kesmek
:
-
uzun süre soğukta kalıp üşümek.
-
ayaz vurmak
:
-
sebze ve meyveler donmak.
-
ayazda kalmak
:
-
1) soğukta kalmak; 2) (Argo) boş yere beklemek; 3) (Argo) eline b ...
-
aydedeye misafir olmak
:
-
gece açıkta yatmak, geceyi açıkta geçirmek.
-
aygır gibi
:
-
iri yarı, cüsseli, güçlü (kimse).
-
ayı gibi
:
-
1) iri yarı; 2) kaba, anlayışsız (kimse)
-
ayı yavrusu ile oynuyor
:
-
(Alay) iri ve yetişkin birinin ufak tefek birine, bir çocuğa el ...
-
ayıbını yüzüne vurmak
:
-
birinin kusurunu yüzüne söylemek.
-
ayıkla pirincin taşını!
:
-
bir işin pek karışık ve içinden çıkılmaz durumda olduğunu anlatma ...
-
ayılık etmek
:
-
kaba davranmak.
-
ayılıp bayılmak
:
-
1) birini kendinden geçercesine sevmek; 2) aşırı ölçüde sinir bun ...
-
-
ayın on dördü gibi
:
-
yüzü çok güzel (kadın veya kız).
-
ayınları çatlatmak
:
-
ayın harfinin Arapçaya özgü sesini gırtlakta boğumlamaya çalışmak ...
-
ayıp kaçmak
:
-
(Argo) uygun düşmemek:
-
ayıptır söylemesi
:
-
1) 'bunu söylemek size karşı saygısızlık olacak ancak söylemek zo ...
-
ayıya kaval çalmak
:
-
anlayışsız bir kimseye bir şey anlatmaya çalışmak.
-
ayıyı vurmadan postunu satmak
:
-
henüz ele geçmemiş bir şey üzerinde hesap yapmak.
-
aykırı düşmek
:
-
uygun gelmemek, ters gelmek, ters düşmek:
-
aylak adam işidir
:
-
işsiz güçsüz adama uygun bir iştir' anlamında kullanılan bir söz.
-
aylığa geçmek
:
-
1) çalışması karşılığı olarak her ay belirli bir para alınacak bi ...
-
aylık bağlamak
:
-
emekli olan veya başka sebeplerle çalışmayanlara her ay için beli ...
-
ayna gibi
:
-
1) dümdüz ve parlak; 2) kımıltısız, durgun (deniz)
-
aynı ağzı kullanmak
:
-
aynı şeyi söylemek, aynı düşünceyi ileri sürmek.
-
aynı kapıya çıkmak
:
-
sonuç bakımından fark etmemek, aynı sonuca varmak:
-
aynı karede yer almak (bulunmak)
:
-
1) kameranın çektiği görüntü içinde birlikte bulunmak; 2) (Mecaz) ...
-
aynı potada erimek
:
-
benzer konuları ve sorunları birlikte düşünmek veya değerlendirme ...
-
aynı telden çalmak
:
-
aynı şeyi söylemek.
-
aynı yolun yolcusu (olmak)
:
-
1) kötü sonları birbirine benzer olan: 2) kaderleri, düşünceleri, ...
-
ayraç açmak
:
-
söz veya yazı içine, asıl konu ile ilgisi az olan bir bölüm sıkış ...
-
ayranı kabarmak
:
-
1) öfkelenmek, coşmak; 2) aşırı bir cinsel arzu duymak:
-
ayranı yok içmeye, atla (tahtırevanla) gider sıçmaya
:
-
(Kaba) yoksulluğuna bakmadan gösteriş yapmaya kalkanların gülünçl ...
-
ayranım budur, yarısı sudur
:
-
bir iş yarım yamalak yapıldığında özür dilemek için söylenen bir ...
-
ayrı baş çekmek
:
-
topluluktan ayrılıp kendi başına iş yapmak.
-
ayrı düşmek
:
-
1) birbirinden uzakta kalmak: 2) (Mecaz) uyuşmamak
-
ayrı seçi yapmak
:
-
birkaç şey arasında fark gözetmek.
Deyimler Sözlüğü İçerisinde Arama
|