|
Deyimler Sözlüğü (80)
Deyimler Sözlüğü (80. Sayfa)
-
ne imiş?
:
-
ne değeri var?
-
ne istediğini bilmek
:
-
amacını kesin ve kararlı bir biçimde belirlemek:
-
ne iyi!
:
-
mutluluk ve beğenme anlatan bir söz.
-
ne kadar
:
-
1) nicelik bakımından miktar, ölçü, fiyat, zaman anlamlarıyla sor ...
-
ne kadar olsa
:
-
ne de olsa, sonuçta:
-
ne kadar varsa
:
-
hepsi, tamamı.
-
ne lazım
:
-
niçin ilgileniyorsun, ilgilenme.
-
ne mal olduğunu bilmek (anlamak)
:
-
birinin nasıl bir nitelikte, yetenekte ve yaradılışta olduğunu bi ...
-
ne mene
:
-
ne çeşit, ne türlü:
-
ne menem
:
-
ne çeşit, ne türlü.
-
ne mümkün
:
-
olacak şey değil, imkânsız:
-
ne münasebet!
:
-
öyle şey mi olur, ilgisi yok:
-
ne o?
:
-
ne var, ne oluyor?
-
ne od var ne ocak
:
-
yoksulluk ve perişanlık içinde' anlamında kullanılan bir söz.
-
ne olacak!
:
-
ne değeri var, önemi yok.
-
ne olduğunu bilememek
:
-
şaşırmak, aklı başından gitmek.
-
ne oldum delisi olmak
:
-
ummadığı bir duruma ulaşan kimse çok şımarmak.
-
ne olur (olursun, olursunuz)
:
-
yalvarırım, lütfen, rica ederim' anlamında kullanılan bir söz:
-
ne olur ne olmaz
:
-
her ihtimali düşünmek gerekir' anlamında kullanılan bir söz:
-
ne olursa olsun
:
-
her durumda, olumlu veya olumsuz bütün şartlarda' anlamında kulla ...
-
ne oluyor?
:
-
ne gereği var veya ne karışıyor?
-
ne pahasına olursa olsun
:
-
1) 'ne büyük özveri isterse istesin' anlamında kullanılan bir söz ...
-
ne söylüyorsun?
:
-
1) 'söylediğine dikkat ediyor musun?' anlamında kullanılan bir sö ...
-
ne Şam'ın şekeri ne Arap'ın zekeri (yüzü)
:
-
yararı olsa bile istenmeyen kimseler için söylenen bir söz.
-
ne var ki
:
-
aralarında aykırılık bulunan cümleleri bağlamaya yarayan bir söz, ...
-
ne var ne yok
:
-
1) ne haberler var, işler nasıl? 2) olanların bütünü:
-
-
ne yaparsın (yapmalı) ki
:
-
ne çare ki.
-
ne yapıp yapıp
:
-
her ne durumda olursa olsun bir çözüm yolu bularak:
-
ne yaptığını bilmemek
:
-
aklı başında olmadığından bilinçsizce davranmak.
-
ne yazar
:
-
(Argo) hükmü olur mu? değeri var mı?
-
ne yazık ki
:
-
üzülerek belirtelim ki:
-
ne yüzle
:
-
hiç utanmadan, sıkılmadan.
-
necat bulmak
:
-
kurtulmak.
-
neci oluyor!
:
-
niçin karışıyor, ona ne?
-
nedamet duymak (getirmek)
:
-
pişman olmak:
-
neden olmak
:
-
bir şeyin olmasına veya ortaya çıkmasına yol açmak, sebep olmak.
-
nedir ki
:
-
1) şu var ki: 2) hangi nedenle? 3) önemsiz, değersiz
-
nefes aldırmamak
:
-
dinlenmesine fırsat vermemek, aralık vermemek.
-
nefes almak
:
-
1) havayı ciğerlerine çekmek, soluk almak: 2) dinlenmek; 3) ferah ...
-
nefes çekmek
:
-
1) sigara veya başka bir şeyin dumanını içine çekmek: 2) esrar iç ...
-
nefes darlığı çekmek
:
-
solumada sıkıntı yaşamak:
-
nefes etmek
:
-
boş bir inanışa göre, rahatsızlığı, illeti geçirmek için okuyup ü ...
-
nefes nefese kalmak
:
-
soluğu tıkanacak gibi olmak:
-
nefes tüketmek
:
-
uzun uzun ve boş konuşmak:
-
nefesi durmak
:
-
1) ölmek: 2) (Mecaz) şaşkınlık içinde kalmak
-
nefesi kesilmek (daralmak veya tutulmak)
:
-
1) güç soluk alacak duruma gelmek veya soluğu büsbütün durmak: 2) ...
-
nefesini tutup beklemek
:
-
heyecan, merak veya endişeyle sonucu izlemek:
-
nefret duymak
:
-
birinden tiksinmek, hoşlanmamak:
-
nefret uyandırmak
:
-
nefret etmesine sebep olmak:
-
nefsine uymak
:
-
bedenin isteklerine uymak, günah işlemek:
-
nefsini köreltmek (körletmek)
:
-
beden isteklerinden herhangi birini üstünkörü gidermek, nefsini y ...
-
-
neler
:
-
çok ve çeşitli şeyler:
-
neler de neler, maydanozlu köfteler
:
-
(Alay) 'akla gelmedik şaşılacak şeyler' anlamında kullanılan bir ...
-
nerede akşam, orada sabah
:
-
bir kimsenin gece kalacak belli bir yeri olmadığını, rastgele bir ...
-
nerede kaldı
:
-
ne yararı oldu?
-
nerede kaldı ki
:
-
olacak gibi görülmeyen bir düşünceyi anlatan ifadenin başına geti ...
-
nesi var
:
-
1) 'çok iyi, çok güzel' anlamında kullanılan bir söz: 2) hastanın ...
-
nesi var nesi yok
:
-
bütün serveti, her şeyi:
-
nesli tükenmek
:
-
bitmek, tamamen yok olmak, ortadan kalkmak:
-
neşesi kaçmak
:
-
sevinci azalmak, kederlenmek:
-
neşesini bulmak
:
-
neşeli bir duruma gelmek, neşelenmek.
-
neşet etmek
:
-
kaynağını bir yerden almak, doğmak.
-
neşter vurmak
:
-
bir sorunu kesin bir sonuca ulaşmak amacıyla ele almak.
-
neşvünema bulmak
:
-
gelişmek.
-
netice vermek
:
-
sonuç vermek:
-
nevaleyi düzmek
:
-
1) gerekli yiyecek ve içeceği sağlamak: 2) sofrayı hazırlamak
-
nevri dönmek
:
-
belli etmemeye çalıştığı bir öfkeye kapılmak, çok sinirlenmek:
-
ney üflemek (üfürmek)
:
-
ney çalmak:
-
neye uğradığını bilememek (anlamamak, şaşırmak)
:
-
ansızın üzücü, sıkıcı, neşeli, güzel veya hoş bir durumla karşıla ...
-
neyin nesi (kimin fesi)
:
-
1) kimdir, nasıl bir kişidir? 2) ne idiği belirsiz
-
neymiş
:
-
söylendiğine göre, güya:
-
neyse ki
:
-
neyse.
-
neyse ne
:
-
bir yere, bir dereceye kadar:
-
nezaket göstermek
:
-
davranışlarda nazik olmak:
-
nezarete almak
:
-
gözaltına almak.
-
nifak sokmak
:
-
ara açmak, bozgunculuk yapmak:
-
-
nihayet vermek
:
-
1) ilişkiyi kesmek, bir işi, alışkanlığı yapmaktan vazgeçmek: 2) ...
-
nihayete ermek
:
-
sona varmak, sonuçlanmak, bitmek:
-
nikâh düşmek
:
-
birbiriyle evlenmelerine yasal yönden veya örf bakımından engel b ...
-
nikâh kıymak
:
-
nikâh memuru kanuna göre çiftlerin karı koca olduklarını bildirme ...
-
nikâh koymak
:
-
nikâhlamak:
-
nikâh tazelemek
:
-
1) boşandığı kişiyle yeniden evlenmek; 2) (Mecaz) bir işe yeniden ...
-
nimet bilmek
:
-
bir şeyi lütuf kabul etmek:
-
nimeti ayağıyla tepmek
:
-
kısmetini ayağıyla tepmek.
-
nispet etmek
:
-
eşit tutmak, oranlamak.
-
nispet kabul etmemek
:
-
eşit tutmamak, oranlamamak.
-
nispet vermek (yapmak)
:
-
karşısındakini kızdırmak için ona gösteriş yapmak:
-
nispeti olmak
:
-
ilgisi olmak, bağlantısı olmak.
-
nişan almak
:
-
1) bir hedefi vurmak için ateşli silahlara gerekli doğrultuyu ver ...
-
nişan takmak
:
-
1) nişanlanan çiftin nişan yüzüklerini parmaklarına geçirmek: 2) ...
-
nişanı (nişanını) atmak (bozmak)
:
-
kadın veya erkek nişandan vazgeçmek:
-
niyet çekmek
:
-
niyetçiden niyet adı verilen fal kâğıdı almak:
-
niyet tutmak
:
-
fala bakılırken olması istenilen şeyi aklından geçirmek.
-
nohut oda, bakla sofa
:
-
bir evin küçüklüğünü ve darlığını anlatmak için söylenen bir söz:
-
noksan bulmak
:
-
beğenmemek, uygun bulmamak:
-
nokta koymak
:
-
1) gereken yerde nokta işaretini kullanmak; 2) (Mecaz) bir işi bi ...
-
noktasına virgülüne dokunmadan
:
-
1) olduğu gibi; 2) hiçbir müdahale olmadan
-
nostalji uyandırmak
:
-
özlem duygusu canlandırmak:
-
not almak
:
-
1) biri konuşurken onun söylediklerini yazmak:2) bir şeyi başlıca ...
-
not atmak
:
-
öğretmen, öğrencinin çalışma durumunu not vererek değerlendirmek.
Deyimler Sözlüğü İçerisinde Arama
|