|
Deyimler Sözlüğü (86)
Deyimler Sözlüğü (86. Sayfa)
-
pıt pıt atmak
:
-
korku, heyecan vb. bir sebeple kalbi fazla çarpmak.
-
pıtrak gibi
:
-
1) üzerinde çok sayıda meyve bulunan (ağaç ve dal); 2) çok sayıda ...
-
piç olmak
:
-
1) tadı bozulmak; 2) boşa gitmek
-
pide gibi
:
-
yamyassı:
-
pik yapmak
:
-
borsada kâğıtlar tavan yapmak.
-
pike yapmak
:
-
1) uçak dik biçimde inmek; 2) bilardoda, masaya dikey durumda tut ...
-
piknik yapmak
:
-
kırda yemek yemek ve gezinti yapmak.
-
pikoya vermek
:
-
piko yapılması için bazı örtü, çarşaf, çamaşır vb.ni pikocuya göt ...
-
pilav gibi
:
-
dağınık (ev, dolap, masa).
-
pili bitmek
:
-
1) aşırı yaşlanmak: 2) gücü kuvveti kesilmek
-
pimini çekmek
:
-
başkasına zarar verecek kötü bir olayı başlatmak.
-
pir aşkına
:
-
karşılık gözetmeden veya karşılık görmeden tam inançla, gerçek bi ...
-
pir ol!
:
-
(Şaka) 'çok yaşa, var ol' anlamında kullanılan bir beğenme sözü.
-
pire gibi
:
-
çevik, çok hareketli, yerinde duramayan.
-
pire için yorgan yakmak
:
-
pireye kızıp yorgan yakmak.
-
pireye kızıp yorgan yakmak
:
-
önemsiz bir durum karşısında kızarak kendisine daha büyük zarar v ...
-
pireyi deve yapmak
:
-
önemsiz bir olayı büyütmek:
-
pireyi gözünden vurmak
:
-
keskin bir nişancı olmak:
-
pirüpak olmak
:
-
tamamen kurtulmak, rahatlamak, huzura kavuşmak:
-
pis pis bakmak
:
-
karşısındakini rahatsız edici ve sinirli bir biçimde bakmak.
-
pis pis düşünmek
:
-
derin ve üzüntülü düşünceye dalmak.
-
pis pis gülmek
:
-
başkalarını kızdıracak, sinirlendirecek biçimde gülmek.
-
pislik parmağından (paçalarından) akmak
:
-
çok kirli olmak.
-
pişirip kotarmak
:
-
bir işi sonuçlandırmak, tamamlamak.
-
pişkinliğe vurmak
:
-
kötü bir davranışa veya söze aldırmamak.
-
pişmanlık duymak (getirmek)
:
-
pişman olmak:
-
-
pişmiş armut gibi (birinin) eline düşmek
:
-
olmuş armut gibi birinin eline düşmek.
-
pişmiş aşa (soğuk) su katmak
:
-
yoluna girmiş olan bir işi bozmak:
-
pişmiş kelle gibi sırıtmak
:
-
dişlerini göstererek yersiz ve aptalca gülmek:
-
pişmiş tavuğun başına gelmemek
:
-
her türlü zarara, kötülüğe, felakete uğramak, çok sıkıntı çekmek:
-
pişti olmak
:
-
1) (Argo) bir ortamda birbirinden habersiz olarak aynı giyim kuşa ...
-
piyango çekmek
:
-
talih oyunu için hazırlanmış kâğıtlardan birini bulunduğu yerden ...
-
piyango vurmak (çıkmak)
:
-
1) piyangoda ikramiye kazanmak; 2) beklenmedik bir yerden büyük k ...
-
piyasa etmek
:
-
dolaşmak:
-
piyasaya almamak
:
-
önem vermemek, değersiz görmek:
-
piyasaya çıkmak
:
-
1) bir ürün satışa sunulmak; 2) fuhuş yapmak üzere müşteri aramak
-
piyasaya düşmek
:
-
1) çok bulunur olmak; 2) kadın, kötü kadın olmak
-
plak bozulmak
:
-
(Argo) can sıkmak, bıkkınlık verecek biçimde konuşmak, dırdır etm ...
-
plan kurmak
:
-
1) bir amacı gerçekleştirecek şeyleri düşünmek, tasarlamak: 2) (M ...
-
pof diye
:
-
pof sesi çıkararak:
-
poker çevirmek
:
-
poker oynamak:
-
polat gibi
:
-
çelik gibi, güçlü kuvvetli:
-
polemiğe girmek (girişmek)
:
-
siyasi, bilimsel veya edebî konularda sert tartışmalar yapmak:
-
polemiğe kaçmak
:
-
konudan uzaklaşıp dalaşmak:
-
poliçe çekmek
:
-
bir müşteriye ödeme yapması için bildiride bulunmak.
-
politik davranmak
:
-
belli bir amaca ulaşmak için uzlaşmaya, iyi geçinmeye önem verere ...
-
politika gütmek
:
-
politika izlemek.
-
politika yapmak
:
-
bir işi çözümlemek için politika yolunu kullanmak.
-
popülarite kazanmak
:
-
halk tarafından sevilmek, tutulmak:
-
post elden gitmek
:
-
1) öldürülmek; 2) bulunduğu yüksek makamdan ayrılmak zorunda kalm ...
-
post vermek
:
-
canını vermek, ölmek:
-
-
posta etmek
:
-
1) görevliler, birini resmî bir daireye götürmek; 2) birini, gönl ...
-
posta koymak (atmak)
:
-
(Teklifsiz Konuşma) birini korkutmak, gözdağı vermek:
-
posta yapmak
:
-
bir yere gidip gelmek, sefer yapmak:
-
postaya atmak (vermek)
:
-
mektup, gazete, paket vb.ni gideceği yere ulaşması için posta kur ...
-
postayı kesmek
:
-
1) ilgiyi kesmek; 2) bir şeyi yapmaktan vazgeçmek:
-
postu deldirmek
:
-
1) (Argo) kurşunla vurulmak; 2) ölmek:
-
postu kurtarmak
:
-
öldürülmek tehlikesini atlatmak:
-
postu sermek
:
-
gittiği yerde uzun süre kalmak:
-
postuna saman doldurmak
:
-
öldürmek.
-
postundan olmak
:
-
bulunduğu makamı yitirmek:
-
pot kırmak
:
-
yersiz ve karşısındakine dokunacak söz söylemek, gaf yapmak:
-
pot yapmak
:
-
dikişte kabarıklık veya büzülme olmak.
-
poz kesmek (yapmak)
:
-
çalım atmak, afili görüntü vermek.
-
poz vermek
:
-
resim yaptırmak veya fotoğraf çektirmek için durum almak:
-
pösteki saymak
:
-
içinden çıkılmaz bir iş yüklenip uğraşmak.
-
pöstekisini çıkarmak
:
-
öldürmek, yok etmek:
-
pöstekiyi kurtarmak
:
-
hoş olmayan bir durumdan kurtulmak:
-
prangaya vurmak
:
-
ayağına pranga bağlamak, zincire vurmak.
-
problem çıkarmak
:
-
sorun çıkarmak.
-
problem etmek
:
-
dert etmek.
-
problem olmak
:
-
dert olmak.
-
projeksiyon tutmak
:
-
bir konuyu aydınlatmak, açıklığa kavuşturmak.
-
projektör ışığında olmak
:
-
göz önünde bulunmak, ortada olmak:
-
protesto çekmek
:
-
protesto yollamak.
-
puan almak (kazanmak)
:
-
1) spor karşılaşmalarında başarılı bir oyun çıkararak kendine say ...
-
-
puan toplamak
:
-
1)(Spor) puan kazanmak; 2) (Mecaz) saygınlık sağlamak
-
puan tutturmak
:
-
1) gereken sayıda puan kazanmak; 2) sınavlarda istenen yere gireb ...
-
puan vermek
:
-
1) değer biçmek, not vermek; 2) (Spor) boksta ve güreşte başarısı ...
-
pufla gibi
:
-
çok yumuşak ve kabarık:
-
pul tutmak
:
-
(Argo) para kazanmaya başlamak.
-
pula dönmek
:
-
değersizleşmek:
-
punduna getirmek
:
-
bir şeyi yapmak için uygun zamanı ve yeri seçmek:
-
pundunu bulmak
:
-
punduna getirmek.
-
pupa yelken ilerlemek (gitmek...)
:
-
1) yelkenler, arkadan esen rüzgârla şişmiş olarak, tam yolla: 2) ...
-
pusu kurmak
:
-
saldıracağı kimseye görünmemek için bir yerde gizlenip beklemek.
-
pusuda beklemek
:
-
gizlenerek saldırıya hazır durumda olmak:
-
pusudan çıkmak
:
-
1) kurulan pusudan kurtulmak; 2) kuracağı pusudan vazgemek:
-
pusulayı şaşırmak
:
-
1) güç bir duruma düşerek ne yapacağını bilememek: 2) doğru tutum ...
-
pusuya düşmek
:
-
pusu kuran kimsenin saldırı alanı içine girmek.
-
pusuya yatmak
:
-
pusuda beklemek:
-
puşt olmak
:
-
1) birinin ilencine uğrayıp kötüleşmek, mahvolmak: 2) (Argo) bir ...
-
put gibi
:
-
sessiz, anlamsız bir bakışla ve kımıldamaksızın:
-
put kesilmek
:
-
sessiz ve hareketsiz bir durum almak:
-
püf desen uçacak
:
-
çok zayıf kimseler için kullanılan bir söz.
-
pürdikkat kesilmek
:
-
çok dikkat etmek:
-
pürüz çıkarmak
:
-
engel çıkarmak.
-
Rabbena hakkı için
:
-
ant içerken inandırmak için kullanılan bir söz.
-
racon kesmek
:
-
1) görünüşe göre hüküm vermek; 2) gösteriş yapmak:
-
rağbet etmek (göstermek)
:
-
istemek, beğenmek, istekle karşılamak:
Deyimler Sözlüğü İçerisinde Arama
|