|
Deyimler Sözlüğü (94)
Deyimler Sözlüğü (94. Sayfa)
-
su yüzüne (üstüne) çıkmak
:
-
görünür olmak:
-
su yüzüne çıkmak
:
-
bir süre örtülü kalmış bir iş veya sorun aydınlanmak, belli olmak ...
-
sual açmak
:
-
üst bir mevki, sorumlu sayılan birine soru sormak.
-
sucuğunu çıkarmak
:
-
1) yormak; 2) çok dövmek
-
sucuk gibi olmak (ıslanmak)
:
-
baştan aşağı ıslanmak.
-
sudan çıkmış balığa dönmek
:
-
herhangi bir sebeple ne yapacağını bilememek, çok şaşırmak:
-
sudan geçirmek
:
-
1) herhangi bir şeyi üstünkörü yıkamak; 2) sabunlu çamaşırı durul ...
-
sufle etmek
:
-
1)(Tiyatro) oyunculara, izleyicilere duyurmadan söyleyecekleri sö ...
-
suikastta parmağı olmak
:
-
düzenlenen suikast olayında rol oynamak.
-
sular kararmak
:
-
akşam olmaya başlamak:
-
sular seller gibi
:
-
bir metni yanlışsız söyleyecek kadar.
-
suna gibi
:
-
suna boylu.
-
surat (suratı) bir karış
:
-
öfkeli, kızgın ve somurtkan.
-
surat asmak
:
-
kaşlarını çatıp yüzüne küskün veya dargın bir anlam vermek, somur ...
-
surat etmek
:
-
birine karşı küskün durmak, asık yüzlü olmak:
-
surat kalmamak
:
-
utanmaz duruma gelmek:
-
surat mahkeme duvarı
:
-
1) asık suratlı, kimseye gülmeyen, suskun duran; 2) utanmaz, sıkı ...
-
surata bak süngüye davran
:
-
çok asık suratlı kimseler için kullanılan bir söz.
-
suratı bir karış asılmak
:
-
öfkelenmek, kızmak ve somurtmak:
-
suratı değişmek
:
-
bir kimseye karşı davranışı değişmek, daha sert bir durum almak.
-
suratı kasap süngeriyle silinmiş
:
-
utanması, sıkılması kalmamış' anlamında kullanılan bir söz.
-
suratı sirke satmak
:
-
öfkeli, kızgın olduğu anlaşılmak.
-
suratına indirmek
:
-
tokat atmak.
-
suratından düşen bin parça olmak
:
-
öfke veya küskünlükten ileri gelen can sıkıntısıyla suratı asık o ...
-
suratını dağıtmak
:
-
yüzüne zarar verecek biçimde dövmek.
-
suratını ekşitmek (buruşturmak)
:
-
yüzüne memnun olmadığını belirten bir anlam vermek:
-
-
suret almak (çıkarmak)
:
-
bir belgenin kopyasını çıkarmak.
-
sureti haktan görünmek
:
-
1) kendisini iyi niyetli imiş gibi göstermek: 2) birinin iyiliği ...
-
suretine girmek
:
-
bir şeyin görünüşüne, biçimine benzemek.
-
suspus etmek
:
-
susturmak:
-
suspus olmak
:
-
susmak, sinmek, sesini hiç çıkarmamak:
-
susta durdurmak
:
-
1) köpeği arka ayakları üzerinde durdurmak; 2) (Mecaz) bir kimsey ...
-
susta durmak
:
-
1) köpek arka ayakları üzerinde durmak; 2) (Mecaz) hazır durumda ...
-
sustaya kalkmak
:
-
köpek susta durmak.
-
suya göstermek
:
-
hafifçe yıkamak.
-
suya götürüp susuz getirmek
:
-
herhangi bir işte akıl, zekâ, deneyim ve kurnazlıkla bir diğerini ...
-
suya sabuna dokunmamak
:
-
1) sakıncalı konularla ilgilenmemek: 2) davranışlarını kimseyi in ...
-
suya salmak
:
-
boşuna harcamak.
-
suyu baştan (başından) kesmek
:
-
işin aslı üzerinde kesin bir şey söyleyip ayrıntılarını konuşmaya ...
-
suyu çıkmak
:
-
çok söz edildiği veya üzerinde yerli yersiz durulduğu için değeri ...
-
suyu görmeden paçaları sıvamak
:
-
henüz hiçbir belirti yokken veya gereğinden çok önceden hazırlanm ...
-
suyu ısınmak (kaynamak)
:
-
(Teklifsiz Konuşma) işbaşından uzaklaştırılması yaklaşmak veya ge ...
-
suyu kesilmiş değirmene dönmek
:
-
işlemez, yararsız duruma gelmek.
-
suyu seli kalmamak
:
-
sulu yemek kaynaya kaynaya suyu azalmak.
-
suyun akıntısına gitmek
:
-
olayların veya durumun gelişmesine göre davranmak, uymak:
-
suyun başı
:
-
1) suyun çıktığı yer, kaynak: 2) bir işin asıl yetkililerinin bul ...
-
suyuna gitmek
:
-
suyunca gitmek.
-
suyuna tirit
:
-
baştan savma, değersiz, özensiz.
-
suyunca gitmek
:
-
bir kimseyi sinirlendirmeyecek biçimde davranmak.
-
suyunu almak
:
-
kaynatılan yiyeceğin suyunu ayırmak.
-
suyunu çekmek
:
-
1) yemek kaynayıp suyu kalmamak; 2) (Teklifsiz Konuşma) tükenmek:
-
-
suyunun suyu
:
-
tavşanın suyunun suyu.
-
sübut bulmak
:
-
tanıtlanmak, ispat edilmek:
-
sükse yapmak
:
-
1) başarı kazanmak: 2) ilgi çekecek bir durum yaratmak
-
sükûnet bulmak
:
-
sakinleşmek, rahatlamak:
-
sükûtla geçiştirmek
:
-
sözü edilmesi gereken bir noktayı söylemeden atlamak, bile bile b ...
-
süluk etmek
:
-
1) bir işe girmek; 2) bir tarikata girmek
-
sülük gibi
:
-
çok sırnaşık, yapışkan (kimse).
-
sülük vurmak
:
-
tedavi amacıyla sülük yapıştırmak.
-
sülün gibi
:
-
boylu boslu ve yürüyüşü güzel (kız veya kadın).
-
sümen altı etmek
:
-
1) bir evrakın işleme konulmasını engellemek; 2) bir işin yapılma ...
-
sünger gibi
:
-
çok yumuşak.
-
sünnet etmek
:
-
erkek çocukta erkeklik organının ucundaki deriyi çepeçevre kesmek ...
-
sünnet olmak
:
-
sünnet edilmek.
-
sürgit yapmak
:
-
iş için uzatmak, sürdürüp durmak.
-
sürgün gitmek (olmak)
:
-
1) sürgüne gönderilmek, sürgün cezasına uğramak; 2) olağandan dah ...
-
sürgün vermek
:
-
filizlenmek.
-
sürgüne göndermek
:
-
ceza olarak bir yere sürmek.
-
sürme çekmek
:
-
gözleri sürme ile boyamak:
-
sürmeyi gözden çekmek
:
-
gözden sürmeyi çekmek.
-
sürpriz yapmak
:
-
birini, beklenmedik, şaşırtan, sevindiren veya üzen bir olayla ka ...
-
sürtünüp durmak
:
-
çıkarı, kazancı için yaltaklanıp durmak.
-
sürtüp durmak
:
-
(Teklifsiz Konuşma) yersiz, sebepsiz olarak durmadan dolaşmak:
-
sürüden ayrılmak
:
-
herkesin tuttuğu yolu bırakıp ayrı bir yol tutturmak, herkesin ya ...
-
sürüm sürüm sürünmek
:
-
yoksul ve perişan bir biçimde yaşamak.
-
sürüp gelmek
:
-
eskiden beri devam etmek:
-
-
sürüp gitmek
:
-
eskiden olduğu gibi, eskiden nasılsa gene öyle olmak, öyle devam ...
-
sürüsüne bereket!
:
-
pek çok, pek bol:
-
süs için
:
-
yararlı olmak amacıyla değil, gerektiği için değil' anlamında kul ...
-
süsleyip püslemek
:
-
özenle, özen göstererek süslemek, göze çarpacak kadar süslemek, t ...
-
süt çekmek
:
-
bir özelliği akrabalarına benzemek.
-
süt dökmüş kedi gibi
:
-
suçunu bilerek bundan utanarak:
-
süt dökmüş kediye dönmek
:
-
suçunu bilerek bundan utanmak:
-
süt gibi
:
-
çok beyaz, çok temiz:
-
süt ineği gibi sağmak
:
-
birinden kendi çıkarı için daima aşırı ölçülerde yarar sağlamak i ...
-
süt vermek
:
-
emzirmek.
-
sütçü beygiri gibi
:
-
çok tembel ve miskin.
-
sütçü beygiri gibi ayakta uyumak
:
-
çok tembel ve miskin olmak.
-
sütten ağzı yanmak
:
-
bir olaydan gerekli dersi alarak uyanık davranmak.
-
sütten çıkmış ak kaşık gibi olmak
:
-
temiz, saf olmak.
-
sütten kesilmek
:
-
(Tıp) hastalık, üzüntü veya bebeğin emmesi nedeniyle anneye süt g ...
-
sütten kesmek
:
-
emzirmeye son vermek:
-
sütun gibi
:
-
düzgün biçimli (bacak).
-
sütununu açmak
:
-
yer vermek, yayımlamak:
-
sütüne kalmak
:
-
insanlığına, namusuna kalmak.
-
süzgeçten geçirmek
:
-
ayrıntılı bir biçimde incelemek:
-
süzüm süzüm süzülmek
:
-
kendini beğenmiş bir tavırla ağırbaşlı oturup çevreye bakmak:
-
şafak sökmek
:
-
sabahleyin ortalık aydınlanmaya başlamak:
-
Şafii köpeği gibi titremek
:
-
çok titremek.
-
Şafii köpeğine dönmek
:
-
yüzü gözü çok kirli olmak.
Deyimler Sözlüğü İçerisinde Arama
|