|
Deyimler Sözlüğü (90)
Deyimler Sözlüğü (90. Sayfa)
-
sefalet çekmek
:
-
yoksul ve perişan yaşamak.
-
sefasına bakmak
:
-
rahatına bakmak:
-
sefasını sürmek
:
-
bir durumun getirdiği, sağladığı olanaklardan yararlanmak:
-
sefer etmek
:
-
gezmek, gezinti yapmak, yolculuk etmek:
-
sefer tası gibi
:
-
her katında birer odası olan (yüksek ev).
-
seferber olmak
:
-
birçok kimse bir iş, bir amaç için bütün olanaklarıyla girişmek:
-
sefere kalkmak
:
-
yolculuğa başlamak:
-
segman atmak
:
-
aşınan segmanı değiştirmek.
-
sehpaya çekmek
:
-
asarak öldürmek, darağacına çekmek, asmak.
-
seksen kapının ipini çekmek
:
-
içinde bulunduğu sorunu çözmek için kapı kapı dolaşmak, birçok ye ...
-
sekte vermek
:
-
kesintiye uğramak.
-
sekte vurmak
:
-
kesilmesine sebep olmak, kesintiye uğratmak.
-
sekteye uğratmak
:
-
kesmek, kesintiye uğratmak:
-
sel gibi akmak
:
-
1) sıvılar için bol ve gür akmak: 2) zaman çabuk ve hızla geçmek; ...
-
sel olup akmak
:
-
gitmek:
-
sel seli götürmek
:
-
çok fazla sel olmak.
-
selam (selama) durmak
:
-
bir büyüğe, bir üste veya saygı duyulan bir şeye ayakta selam ver ...
-
selam (selamı) almak
:
-
1) birinin selamlamasına karşılık vermek: 2) selam gönderilmiş ol ...
-
selam çakmak
:
-
(Teklifsiz Konuşma) selam vermek.
-
selam etmek
:
-
uzakta olan birine esenlik dilemek.
-
selam olsun
:
-
esenlik dileklerim ulaşsın' anlamında kullanılan bir iyi dilek sö ...
-
selam söylemek
:
-
1) selamını birine götürmesini söylemek; 2) birinin gönderdiği se ...
-
selam vermek
:
-
1) selamlamak: 2) (Din) başını sağ ve sol omuzlarına çevirerek na ...
-
selamete çıkmak
:
-
esenliğe kavuşmak, kurtulmak.
-
selamünaleyküm kör kadı
:
-
aşırı tok sözlü kişiler için uyarma yollu söylenen bir söz.
-
sele gitmek
:
-
1) sele kapılmak; 2) (Mecaz) gereksiz yere telef olmak
-
-
sele kapılmak
:
-
sel sularıyla sürüklenip gitmek.
-
semen peyda etmek
:
-
şişmanlamak.
-
semer vurmak
:
-
1) semeri, yük hayvanının sırtına koyup bağlamak, semerlemek; 2) ...
-
semeresini vermek
:
-
bir şey istenilen verimi, sonucu vermek:
-
semeri devirmek
:
-
eşek gibi kabaca yatmak.
-
sempatisini kazanmak
:
-
birinin sevgisini, ilgisini ve yakınlığını kazanmak.
-
semtine uğramamak
:
-
1) bir yere özellikle gitmemek: 2) birini hiç aramamak, onunla il ...
-
sen ben davası (kavgası)
:
-
bir konuda anlaşmazlığa düşüldüğünü anlatan bir söz:
-
sen bilirsin
:
-
nasıl uygun bulursan öyle yap' anlamında kullanılan bir söz:
-
sen sağ, ben selamet
:
-
iyi veya kötü bir sonuçla biten bir iş karşısında artık yapacak b ...
-
seni gidi seni (seni seni)
:
-
yaramaz, haylaz, çapkın:
-
senli benli olmak
:
-
1) iç içe olmak, bütünleşmek: 2) aşırı ölçüde içten, teklifsiz ol ...
-
sepet havası çalmak
:
-
1) (Argo) işinden çıkarmak, sepetlemek: 2) yanından uzaklaştırmak ...
-
sepette pamuğu olmamak
:
-
(Teklifsiz Konuşma) bilgisiz, boş kafalı olmak.
-
ser verip sır vermemek
:
-
ağzı sıkı olmak.
-
serbest bırakmak
:
-
1) tutuklu veya gözaltında bulunan birini serbest, özgür duruma g ...
-
serbest çalışmak
:
-
bir işverene bağlı olmadan kendi adına kazanç sağlamak.
-
serde ... var
:
-
(Alay) sözü edilen kimsedeki bir niteliği anlatan söz:
-
sergi açmak
:
-
sergilemek:
-
sergi sermek
:
-
kurutmak veya göstermek için bir şeyi düz bir yere yaymak.
-
sergin vermek
:
-
hastalanıp yatağa yatmak.
-
serilip serpilmek
:
-
1) rahat bir biçimde yatmak; 2) gelişmek
-
serilip yatmak
:
-
rahat bir biçimde yatmak.
-
serin gel!
:
-
(Argo) 'sakin ol, soğukkanlı davran' anlamında kullanılan bir uya ...
-
serin tutmak
:
-
sıcaktan etkilenmeden daha soğuk bir durumda bulundurmak:
-
-
serinlik vermek
:
-
1) serin duruma getirmek; 2) (Mecaz) acısını, sıkıntısını azaltma ...
-
sermaye yapmak (etmek)
:
-
iş yeri açmak için gereken parayı sağlamak:
-
sermayeyi doğrultmak
:
-
ticaret için ortaya konan anaparayı batırmadan işletmek ve para k ...
-
sermayeyi kediye yüklemek
:
-
(Şaka) parasını yiyip bitirmek.
-
sermest olmak
:
-
çok hoşlanmak, kendinden geçmek:
-
sersem gibi
:
-
serseme yakışır biçimde.
-
serseme çevirmek
:
-
sersem etmek.
-
serseme dönmek
:
-
sersem bir duruma gelmek, şaşkın bir duruma gelmek.
-
sert çıkmak
:
-
aşırı biçimde karşı durmak.
-
servis edilmek
:
-
özel bir bilgi veya belge haber kaynağı tarafından istenilen yayı ...
-
servis yapmak
:
-
sofrada hizmet etmek ve yemeği dağıtmak:
-
servise çıkmak
:
-
1) ulaşım aracı ile öğrencileri, çalışanları gidecekleri yere taş ...
-
serzenişte bulunmak
:
-
yakınmak (II).
-
ses çıkarmamak (etmemek)
:
-
bir şeyi hoş görerek karşı çıkmamak, itiraz etmemek:
-
ses çıkmamak
:
-
haber gelmemek.
-
ses etmek
:
-
seslenmek.
-
ses getirmek
:
-
yaptığı işle, söylediği sözle dikkatleri çekmek ve kitleleri hare ...
-
ses kesilmek
:
-
ses, artık duyulmamak.
-
ses seda çıkmamak
:
-
1) haber çıkmamak: 2) hiçbir tepki görülmemek
-
ses seda kesilmek (kalmamak)
:
-
hiçbir ses duyulmamak:
-
ses seda yok
:
-
hiç haber gelmedi' anlamında kullanılan bir söz.
-
ses vermek
:
-
1) herhangi bir sesi çıkarmak: 2) bir çağrıya karşılık vermek
-
sesi ayyuka çıkmak
:
-
çok yüksek sesle bağırmak.
-
sesini çıkarmamak
:
-
bir şey üzerindeki düşüncesini söylememek:
-
sesini kesmek
:
-
söylemekteyken susmak.
-
-
sesini kısmak
:
-
sesini alçaltmak.
-
sesini yükseltmek
:
-
yüksek, öfkeli bir sesle söylemek:
-
sessizliğe gömülmek
:
-
sessiz duruma gelmek:
-
set çekmek
:
-
1) suyun akmasını, toprağın kaymasını önlemek için duvar yapmak; ...
-
sevaba girmek
:
-
sevap kazanmak.
-
sevap kazanmak (işlemek)
:
-
hayırlı bir davranışta bulunmak:
-
sevda çekmek
:
-
birine tutkun olmak, aşk tutkusu içinde olmak.
-
sevgi beslemek
:
-
sevgi duymak, sevmek:
-
sevinci kursağında kalmak
:
-
bir engel sebebiyle hayal kırıklığına uğramak.
-
sevincinden ağzı kulaklarına varmak
:
-
çok sevinmek.
-
sevinç yaşları (gözyaşları) dökmek
:
-
sevinçten ağlamak:
-
sevinçten uçmak
:
-
çok sevinmek.
-
sevk etmek
:
-
1) göndermek, götürmek; 2) (Mecaz) sürüklemek, itmek:
-
seyirci kalmak (olmak)
:
-
bir olay karşısında hiçbir tepki göstermeyerek işe karışmamak:
-
seyrana çıkmak
:
-
gezmeye, gezintiye çıkmak.
-
seyre çıkmak
:
-
1) bir yerden başka bir yere gitmek için yola çıkmak; 2) eğlenmek ...
-
seyre dalmak
:
-
bir şeye kendini vererek bakmak:
-
seyreyle gümbürtüyü
:
-
çıkacak olayları gör, ibretle seyret' anlamında kullanılan bir sö ...
-
sıcak bakmak
:
-
anlayışla karşılamak, olumlu değerlendirmek, ilgi duymak:
-
sıcak basmak
:
-
hava çok ısınmak.
-
sıcak yüz göstermek
:
-
yakınlık göstermek.
-
sıçan deliği aramak
:
-
saklanacak bir yer aramak:
-
sıçan deliği bin akçe
:
-
kaçıp saklanacak yer yok' anlamında kullanılan bir söz.
-
sıçan deliğine paha biçilmez olmak
:
-
güç bir durumda sığınacak bir yer bulmakta güçlük çekmek' anlamın ...
Deyimler Sözlüğü İçerisinde Arama
|