|
Deyimler Sözlüğü (99)
Deyimler Sözlüğü (99. Sayfa)
-
telaşa vermek
:
-
davranış ve hareketleriyle çevresindekileri heyecana, aceleye, sı ...
-
telef etmek
:
-
1) hayvanı öldürmek; 2) (Mecaz) mahvetmek, yok etmek:
-
telef olmak
:
-
1) hayvan, ölmek; 2) (Mecaz) mahvolmak
-
telefon etmek (açmak)
:
-
birini telefonla aramak ve bir şey söylemek:
-
teleme peyniri gibi
:
-
tombul ve beyaz tenli (kadın).
-
telgraf çekmek
:
-
telgrafla haber göndermek, tellemek:
-
teli kırmak
:
-
bağlı bulunduğu kuruluşlarla ilişkisini kesmek.
-
tellal çağırtmak
:
-
bir haber, bir istek vb.ni tellal aracılığıyla duyurmak.
-
teller takmak
:
-
(Alay) sevincini aşırı davranışlarla gösterenler için kullanılan ...
-
telleyip pullamak
:
-
1) birçok süsle süslemek; 2) (Mecaz) değerinden çok övmek
-
telvis etmek
:
-
kirletmek, pisletmek.
-
temas kurmak
:
-
ilişkiye geçmek, bağlantı sağlamak:
-
temasa geçmek
:
-
arada bir bağlantı kurmak, görüşme yapmak.
-
temasa gelmek
:
-
buluşup görüşmek.
-
tembelliği tutmak
:
-
tembelleşmek:
-
tembihatta bulunmak
:
-
uyarmak:
-
temcit pilavı gibi (ısıtıp ısıtıp öne sürmek)
:
-
bir şeyi birçok kez tekrarlamak:
-
temel atmak
:
-
1) bir yapının temellerini yapmaya başlamak; 2) herhangi bir işe ...
-
temel tutmak
:
-
1) temelin kazılacağı zemin sağlam olmak; 2) sürüp gidecek bir du ...
-
temennide bulunmak
:
-
dilemek.
-
temerrüde düşmek
:
-
(Hukuk) ödenmesi hâlâ mümkün olan borcu ödememekte direnmek.
-
teminat altına almak
:
-
güvence altına almak.
-
temiz bir dayak atmak
:
-
adamakıllı dövmek.
-
temiz bir dayak yemek
:
-
adamakıllı dayak yemek:
-
temiz tutmak
:
-
bir şeyi kirletmeden, bozmadan kullanma, temiz olmasına özen göst ...
-
temize çekmek
:
-
bir yazının karalamasını temiz olarak yazmak:
-
-
temize çıkmak
:
-
(Hukuk) aklanmak:
-
temize havale etmek
:
-
1) uzayıp giden bir işi bitirivermek; 2) yiyeceği yiyip bitirmek; ...
-
temizlik yapmak
:
-
1) temizlemek; 2) (Mecaz) öldürmek:
-
tempo tutmak
:
-
el çırparak veya el ve ayaklarını bir yere vurarak bir müziğe eşl ...
-
temyize gitmek
:
-
mahkemelerce verilen kararın kanun ve usul yönünden incelenmesi i ...
-
tenakuza düşmek
:
-
birbiriyle çelişen sözler söylemek.
-
tencerede pişirip kapağında yemek
:
-
geçinme konusunda var olanla yetinmek.
-
tenceresi (tencereleri) kaynamak
:
-
geçimleri az çok yerinde olmak.
-
tenceresi kaynarken, maymunu oynarken
:
-
geçimi yolunda, keyfi yerindeyken.
-
teneffüs etmek
:
-
soluk almak:
-
tenha kalmak
:
-
1) ıssızlaşmak: 2) (Eskimiş) yalnız kalmak
-
tepeden tırnağa süzmek
:
-
herhangi bir sebeple birine dikkatlice bakmak:
-
tepesi aşağı gitmek
:
-
işleri bozulup büyük zarara uğramak.
-
tepesi atmak
:
-
birdenbire öfkeye kapılmak, öfkelenmek:
-
tepesi üstü
:
-
başı yere gelmek üzere, tepetakla.
-
tepesinde değirmen çevirmek
:
-
tepesinde havan dövmek.
-
tepesinde havan dövmek
:
-
üst katta oturan biri, gürültü yaparak alt kattakini rahatsız etm ...
-
tepesinden kaynar sular dökülmek
:
-
başından aşağı kaynar sular dökülmek:
-
tepesinin tası atmak
:
-
birdenbire çok sinirlenmek.
-
tepetakla etmek (devirmek)
:
-
birinin toplumsal veya ekonomik durumunu bozmak.
-
tepetakla gitmek (yuvarlanmak)
:
-
hızlı bir biçimde toplumsal ve ekonomik durumu bozulmak.
-
tepki çekmek
:
-
olumsuz, sert bir eleştiriyle karşı karşıya kalmak.
-
tepki duymak
:
-
bir olay veya durum karşısındaki düşüncesini söz veya davranışla ...
-
tepki göstermek
:
-
bir olay veya durum karşısındaki düşüncesini söz veya davranışla ...
-
tepki koymak
:
-
bir düşünce veya harekete karşı çıkmak.
-
-
tepki vermek
:
-
herhangi bir etkiye karşı söz veya davranışla karşılık vermek.
-
tepkide bulunmak
:
-
tepki göstermek.
-
tepkimeye girmek
:
-
(Kimya) bir cisim etkisi altında kaldığı bir şeye karşı tepki ver ...
-
teptim keçe oldu, sivrilttim külah oldu
:
-
bir şeyi işine geldiği gibi gösterenler veya yorumlayanlar için s ...
-
ter alıştırmak
:
-
terinin biraz kurumasını beklemek.
-
ter atmak
:
-
vücudu rahatlatmak amacıyla aşırı derecede terlemek:
-
ter basmak
:
-
çok terlemek.
-
ter boşanmak
:
-
çok terlemek.
-
ter dökmek
:
-
1) çok terlemek; 2) (Mecaz) bir iş yapmak için zahmet çekmek:
-
ter ter tepinmek
:
-
direnmek, istememek, inat etmek, sinirlenmek.
-
terakki göstermek
:
-
geliştiğini, ilerlediğini ortaya koymak:
-
teraziye vurmak
:
-
iyice tartarak düşünmek.
-
terbiyeli maymun gibi
:
-
çok saygılı, çekingen, itaatkâr.
-
terbiyesini bozmak
:
-
terbiyesizlik etmek.
-
tercüman olmak
:
-
başkasının düşüncesini ve duygusunu bildirmek, dile getirmek, anl ...
-
tereciye tere satmak
:
-
birine çok iyi bildiği bir şeyi öğretmeye kalkmak:
-
tereyağı gibi
:
-
çok yumuşak (elma, armut).
-
tereyağından kıl çeker gibi
:
-
1) her türlü mecburiyetten, mükellefiyetten ve sorumluluktan kola ...
-
terini soğutmak
:
-
terinin kurumasını bekleyerek dinlenmek.
-
ters anlamak
:
-
yanlış yorumlamak, doğru anlam vermemek:
-
ters pers olmak
:
-
1) yüzükoyun düşmek; 2) (Mecaz) fena hâlde bozulmak
-
ters tarafından kalkmak
:
-
sol tarafından kalkmak:
-
ters ters bakmak
:
-
düşmanca ve öfkeli bir biçimde bakmak:
-
ters yüz çevirmek
:
-
ters yüzüne çevirmek.
-
ters yüz dönmek
:
-
ters yüzüne dönmek.
-
-
ters yüz etmek
:
-
1) bir süre kullanılmış olan giysilerin içini dışına çevirmek; 2) ...
-
ters yüz geri dönmek
:
-
gittiği bir yerden istediğini elde edemeden dönmek:
-
ters yüzü geri dönmek
:
-
gerisin geriye gitmek:
-
ters yüzüne çevirmek
:
-
geri döndürmek:
-
ters yüzüne dönmek
:
-
geri gitmek, geri dönüp gitmek:
-
tersi dönmek
:
-
şaşırıp bulunduğu ve gideceği yeri kestirememek.
-
tersinden okumak
:
-
1) yanlış anlamak; 2) olayı veya bir sanat eserini farklı biçimde ...
-
tersine çevirmek
:
-
içini dışına çevirmek.
-
tertibat almak
:
-
olacağı düşünülen sakıncalı bir duruma, harekete karşı hazırlık y ...
-
tertibe düşürmek
:
-
zarar verici bir eyleme, komploya uğratmak:
-
teselli bulmak
:
-
avunmak:
-
teselli etmek (vermek)
:
-
avutmak, avundurmak:
-
tesir bırakmak
:
-
etki bırakmak:
-
tesirini göstermek
:
-
etkisini göstermek:
-
teslim almak
:
-
1) teslim edilen bir şeyi almak; 2) tutsak almak
-
teslim bayrağı çekmek
:
-
1) yenilgiyi kabul etmek; 2) çekişme sonunda, karşısındakinin ist ...
-
teslimiyet göstermek
:
-
birinin isteğini olduğu gibi kabul etmek.
-
tesmiye etmek
:
-
adlandırmak.
-
tespih çekmek
:
-
1) tespihin tanelerini birer birer iki parmak arasından geçirmek: ...
-
tespihe dizer gibi dizmek
:
-
(Spor) futbolda, rakip takımın oyuncuları arasından birer birer g ...
-
testi gibi
:
-
büyük ve sarkık (meme).
-
teşebbüse geçmek
:
-
bir işi yapmak için davranmak, girişmek.
-
teşebbüsü ele almak
:
-
öne atılıp bir işi yönetmeye başlamak.
-
teşvik etmek
:
-
1) isteklendirmek, özendirmek: 2) (Mecaz) bir kimseyi kötü bir iş ...
Deyimler Sözlüğü İçerisinde Arama
|