|
Deyimler Sözlüğü (46)
Deyimler Sözlüğü (46. Sayfa)
-
geçit vermek
:
-
çay, ırmak, dağ vb.nin geçilecek bir yeri olmak.
-
geçmiş ola
:
-
o fırsat bir daha ele geçmez' anlamında kullanılan bir söz.
-
geçmiş olsun
:
-
hastalananlara, kaza geçirenlere, beklenmedik büyük bir olumsuz d ...
-
geçmişini kurcalamak
:
-
geçmişini araştırarak kötü amaçlı kullanmak için birisiyle ilgili ...
-
gedik açılmak
:
-
giderilmesi çok güç bir eksiklik veya açık ortaya çıkmak:
-
gedik açmak
:
-
(Askeri) düşman mevzilerindeki zayıf bir noktadan giriş yeri açma ...
-
gedik kapamak
:
-
küçük bir gereksinimini karşılamak.
-
gedik kapmak
:
-
bir gelir kaynağı ele geçirmek.
-
gedikleri tıkamak
:
-
çıkan veya çıkacak olan zorlukları önlemek.
-
gehgeh tutmak
:
-
nöbetli bir hastalığa yakalanmak.
-
gel keyfim gel
:
-
büyük bir memnunluk ve alay anlatan bir söz:
-
gel zaman git zaman
:
-
aradan oldukça uzun bir zaman geçtikten sonra' anlamında kullanıl ...
-
gelberi etmek
:
-
(Argo) aşırmak, çalmak, kendine mal etmek.
-
gelin almak
:
-
1) erkeğe bir eş bulmak; 2) gelini babasının evinden özel bir tör ...
-
gelin gibi süzülmek
:
-
geline yakışır biçimde edalı, nazlı yürümek.
-
gelin gitmek
:
-
bir aileye, bir yere gelin olarak gitmek:
-
gelin yazmak
:
-
gelinin yüzünü değişik süs gereçleriyle bezemek.
-
gelinliği tutmak
:
-
gelinlik etmek.
-
gelinlik etmek
:
-
1) gelin, kendisinden beklenilen hizmeti yapmak; 2) aile büyükler ...
-
gelip çatmak (dayanmak)
:
-
vakti gelmek, kaçınılmaz olmak:
-
gelip geçici olmak
:
-
kısa süreli, önemsiz olmak:
-
gelip geçmek
:
-
1) bir yerden geçmek; 2) bir makam, bir yer vb.nde kısa bir süre ...
-
gelsin ... (gelsin ... gitsin ...)
:
-
1) yaşantı veya durumun rahatlığını anlatan bir söz: 2) sorumsuzc ...
-
gem almak
:
-
at, alışıp hizmete elverişli duruma gelmek.
-
gem almamak
:
-
söz dinlememek.
-
gem vurmak
:
-
1) hayvanın ağzına gem takmak; 2) (Mecaz) her türlü taşkınlığı, i ...
-
-
gemi azıya almak
:
-
1) at, gemi azıları arasına alıp etkisiz bırakarak süvarisinin yö ...
-
gemi baş vurmak
:
-
(Denizcilik) önden gelen dalgalarla gemi başı kalkıp kalkıp inmek ...
-
gemi dövünmek
:
-
(Denizcilik) şiddetli dalgaların etkisiyle gemi bağlı veya demirl ...
-
gemi gezmek
:
-
(Denizcilik) dış etkiler yüzünden gemi rota çizgisinden ayrılıp s ...
-
gemi karaya oturmak
:
-
gemi, sığ bir yere saplanıp kalmak.
-
gemini kısmak
:
-
bir kimsenin üzerindeki baskıyı arttırmak.
-
gemisini yürütmek
:
-
bir işi hiçbir engel tanımadan sürdürmek.
-
gemiyi rotasına koymak
:
-
(Denizcilik) gemiyi pusula ile gideceği yönde belli olan rota çiz ...
-
gemiyi tutmak
:
-
(Denizcilik) gemiyi belirli bir yerde bir süre bekletmek, çalışma ...
-
gemiyi yatırmak
:
-
(Denizcilik) altını temizlemek amacıyla küçük gemileri yan döndür ...
-
geniş bir nefes almak
:
-
sıkıntılı bir durumdan kurtulmak, ferahlığa kavuşmak.
-
geniş karşılamak
:
-
hoşgörü ile değerlendirmek:
-
genizden konuşmak (çıkarmak)
:
-
burnu tıkalı gibi konuşmak:
-
gerçek yüzünü göstermek
:
-
sakladığı düşüncelerini sonradan ortaya koymak.
-
gerdan kırmak
:
-
1) naz ile boynu başla birlikte iki yana oynatarak kırıtmak: 2) ( ...
-
gerdeğe girmek
:
-
gelinle damat düğün gecesi bir araya gelmek.
-
gereği düşünülmek
:
-
bir sorunu sonuçlandırmak için tutulacak yolu kararlaştırmak.
-
gereği gibi
:
-
nasıl olması gerekli ise öyle:
-
gerek görmek
:
-
yapılmasını istemek:
-
gerekçe göstermek
:
-
gerektirici sebep ve doküman ileri sürmek.
-
gerekli görmek
:
-
yapılması icap etmek:
-
gerekli kılmak
:
-
icap ettirmek.
-
gereksinme duymak
:
-
ihtiyacı olduğunu anlamak:
-
gereksiz görmek
:
-
lüzum görmemek:
-
gerginlik yaratmak
:
-
gergin duruma getirmek.
-
-
geri almak
:
-
1) verdiğini almak; 2) geriye doğru götürmek:
-
geri basmak
:
-
geri geri gitmek.
-
geri çekilmek
:
-
karıştığı bir işi sürdürmekten veya sürdürenler arasında bulunmak ...
-
geri çevirmek
:
-
1) geri vermek, geldiği yere göndermek, iade etmek; 2) kabul etme ...
-
geri dönmek
:
-
geldiği yere gitmek:
-
geri durmak
:
-
bir iş yapmaktan kaçınmak:
-
geri geri çekilmek
:
-
arka arka gitmek:
-
geri gitmek
:
-
kötüleşmek:
-
geri göndermek
:
-
geldiği yere göndermek, iade etmek:
-
geri kalmak
:
-
1) arkada kalmak; 2) gecikmek; 3) çağdaşlarının ve yaşıtlarının d ...
-
geri komamak
:
-
yapmazlık etmemek, yapmak:
-
geri saymak
:
-
geriye doğru saymak.
-
geriye bırakmak
:
-
tehir etmek.
-
geriye yürümek
:
-
(Hukuk) öncesini kapsamak:
-
gerize taş atmak
:
-
edepsiz bir kimseye edepsizliğini göstermeye fırsat vermek.
-
geviş getirmek
:
-
yutmuş olduğu yiyeceği midesinden ağzına çıkarıp yeniden çiğnemek ...
-
gevrek gevrek gülmek
:
-
1) kendine güvenip karşısındakini küçümsemek: 2) neşeli ve kendin ...
-
geyik etine girmek
:
-
genç kız, erginlik çağına girmek.
-
geyik yapmak
:
-
boş, yararsız konuşmak.
-
geze almak
:
-
hedefe doğrultmak:
-
gezip tozmak
:
-
eğlenmek amacıyla çokça gezmek:
-
geziye çıkmak
:
-
uzak yerleri dolaşmak.
-
gıcık almak (kapmak, olmak)
:
-
(Argo) bir davranışa veya bir kimseye sürekli sinirlenmek.
-
gıcık tutmak
:
-
bir süre boğaz gıcıklamasına yakalanmak:
-
gıcık vermek
:
-
1) boğazı yakıp kaşındırarak öksürmeye yol açmak; 2) (Argo) bir k ...
-
-
gıcır gıcır etmek
:
-
1) 'gıcırtı' sesi çıkarmak: 2) tertemiz duruma getirmek
-
gık dedirtmemek
:
-
ses çıkarmasına fırsat vermemek.
-
gık demek
:
-
ses çıkarmak, karşı çıkmak, yakınmak.
-
gık dememek (gıkı çıkmamak)
:
-
sesini çıkarmamak, karşı çıkmamak, yakınmamak.
-
gıllıgışlı olmak
:
-
gizli amaçlı, inandırıcılıktan uzak bulunmak:
-
gına gelmek
:
-
usanmak, bıkmak:
-
gına getirmek
:
-
bıkmak, usanmak.
-
gır atmak
:
-
konuşmak, laf atmak.
-
gır geçmek
:
-
1) bol bol konuşmak, çene çalmak; 2) dikkat etmemek, aklı başka y ...
-
gır kaynatmak
:
-
birkaç kişi işlerini bırakıp yârenlik etmek.
-
gırla gitmek
:
-
1) uzun sürmek, sürüp gitmek: 2) bol bol ortaya dökülüp harcanmak
-
gırtlağına kadar
:
-
çok fazla:
-
gırtlağından kesmek
:
-
herhangi bir amaç için yiyeceğinden kısıntı yapmak, boğazından ke ...
-
gırtlak gırtlağa gelmek
:
-
kıyasıya dövüşmek.
-
gibi gelmek
:
-
... sanısı vermek, ... sanısı yaratmak:
-
gibi olmak
:
-
bir duruma, bir duyguya yaklaşmak:
-
gibisine gelmek
:
-
imiş gibi gelmek, sanmak:
-
gibisine getirmek
:
-
sanısı uyandırmak, sanısı vermek:
-
gidiş o gidiş
:
-
konuşmaya konu olan kimsenin bir daha dönmediğini anlatan bir söz ...
-
girecek delik aramak
:
-
saklanmak istemek.
-
girip çıkmak
:
-
1) bir yere kısa süre kalmak üzere uğramak; 2) bir yere sık sık g ...
-
girişimde bulunmak
:
-
davranmak, teşebbüs etmek:
-
gitti de geldi
:
-
yaşayabileceğinden umut kesilecek kadar ağır hastalık geçirip de ...
-
gitti gider (dahi gider)
:
-
söz konusu olan şeyin bir daha gelmeyeceğini, ele geçmeyeceğini a ...
Deyimler Sözlüğü İçerisinde Arama
|