|
Deyimler Sözlüğü (47)
Deyimler Sözlüğü (47. Sayfa)
-
giydiği yakışırken eller bakışırken
:
-
gençken, güzelken' anlamında kullanılan bir söz.
-
giydirip kuşatmak
:
-
temiz, yeni giysilerle donatmak:
-
giyinip kuşanmak
:
-
özenle giyinmek:
-
gizli din taşımak
:
-
göründüğünden farklı bir din veya inanç sahibi olmak.
-
gol atmak
:
-
topun karşı takımın kalesine girmesini sağlamak.
-
gol kaçırmak
:
-
uygun durumda olmasına rağmen karşı takımın kalesine topu sokamam ...
-
gol yemek
:
-
topun kendi kalesine girmesine engel olamamak.
-
göbeği biriyle bağlı (beraber kesilmiş)
:
-
her zaman birlikte bulunan, birbirinden ayrılmayan kimseler için ...
-
göbeği çatlamak
:
-
birçok güçlüğü yenmek için çok uğraşmak:
-
göbeği çıkmak
:
-
şişmanlamak:
-
göbeği düşmek
:
-
göbek deliğinin kapanmamasından fıtık oluşmak.
-
göbeği sokakta kesilmiş
:
-
evde durmayıp hep sokaklarda gezen, sürtük.
-
göbeğini eritmek
:
-
zayıflamak:
-
göbeğini kesmek
:
-
1) çocuğun göbeğiyle etene arasındaki damar örgüsünü kesmek; 2) ( ...
-
göbek atmak
:
-
1) karnını hareket ettirerek oynamak: 2) (Mecaz) çok sevinmek
-
göbek bağlamak (salıvermek)
:
-
şişmanlayarak karnı büyümek, göbeklenmek:
-
göbek çalkamak (çalkalamak)
:
-
göbeğini sağa sola hareket ettirerek oynamak.
-
göç etmek (eylemek)
:
-
1) oturduğu yerden başka bir yere gidip yerleşmek, göçmek: 2) (Me ...
-
göçüp gitmek
:
-
ölmek:
-
göğe merdiven dayamış
:
-
çok uzun boylu.
-
göğsü daralmak (tıkanmak)
:
-
1) güçlükle nefes almak; 2) (Mecaz) içi sıkılmak:
-
göğsü kabarmak
:
-
övünç duymak, kıvanmak, iftihar etmek:
-
göğsünü gere gere
:
-
1) kendine güvenerek: 2) övünerek
-
göğsünü kabartmak
:
-
bir olay dolayısıyla kıvanç duygusunu ortaya koymak, övünmek:
-
göğsünü yırtmak
:
-
coşkunluğunu ortaya koymak, coşmak, cıvıldamak:
-
göğüs bağır açık
:
-
özensiz bir kılıkta:
-
-
göğüs geçirmek
:
-
üzülerek derinden soluk almak:
-
göğüs germek
:
-
bir güçlüğe karşı koymak, dayanmak:
-
göğüs vermek
:
-
eziyete, sıkıntıya katlanmak, tahammül etmek:
-
gök delinmek
:
-
birdenbire çok ve hızlı yağmur yağmak.
-
göklere çıkmak
:
-
pek çok yükselmek.
-
gökte ararken yerde bulmak
:
-
çok güçlükle ele geçirebileceğini sandığı şeyi veya kimseyi birde ...
-
gökten zembille mi indi
:
-
1) 'Tanrı'nın özel olarak gönderdiği, saygınlık görmesini istediğ ...
-
göl olmak
:
-
gereksiz olarak bir yerde su toplanmak, göllenmek.
-
gölge düşmek
:
-
bir şey üzerine karaltı inmek, üzerine gölge gelmek.
-
gölge etmek
:
-
1) ışığa engel olmak; 2) (Mecaz) engel olmak; 3) (Mecaz) gereksiz ...
-
gölge gibi
:
-
varlığını belli etmeden, gizlice:
-
gölgede (gölgesinde) kalmak
:
-
adı sanı pek duyulmamak, ön plana çıkamamak, daha az ünlü olmak:
-
gölgesine sığınmak
:
-
birinin emri altına girmek:
-
gölgesine yatmak
:
-
daha önce elde edilen para, makam, ün vb.ne sığınarak zaman geçir ...
-
gömlek değiştirmek
:
-
1) yılan üst derisini değiştirmek; 2) (Mecaz) huy veya düşünce de ...
-
gömlek eskitmek
:
-
deneyim kazanmış olmak.
-
gönderme yapmak
:
-
konuşurken veya yazarken başka kaynak veya olaylarla bağlantı kur ...
-
gönlü akmak
:
-
birine karşı güçlü sevgi duymak:
-
gönlü bulanmak
:
-
1) kusacak gibi olmak; 2) (Mecaz) kuşkulanmak
-
gönlü çekmek
:
-
imrenip istemek.
-
gönlü çelinmek
:
-
güzel sözlere aldanmak, kapılmak.
-
gönlü çökmek
:
-
yaşama gücü azalmak, ruhsal dengesi bozulmak.
-
gönlü düşmek
:
-
âşık olmak:
-
gönlü istemek
:
-
dilemek, kuvvetle içten arzulamak:
-
gönlü kalmak
:
-
1) isteyip de edinemediği bir şeyi istemekten vazgeçmemek; 2) güc ...
-
-
gönlü kanmak
:
-
bir işle ilgili kaygısı kalmamak, mutmain olmak, müsterih olmak.
-
gönlü kaymak
:
-
sevmeye eğimli olmak.
-
gönlü kırılmak
:
-
üzülmek, incinmek, yerinmek:
-
gönlü razı olmamak
:
-
istememek:
-
gönlü takılmak
:
-
1) bir şeye karşı ilgi duymak; 2) aşk ile sevmeye başlamak
-
gönlü varmamak
:
-
istek duymamak, istememek, çekinmek:
-
gönlünde kalmak
:
-
çok istediği hâlde ulaşamamak, elde edememek:
-
gönlünden geçirmek (geçmek)
:
-
1) bir şeyin olmasını veya bir şey yapmayı istemek: 2) düşünmek
-
gönlünden kopmak
:
-
kendiliğinden vermek:
-
gönlüne doğmak
:
-
içine doğmak, sezmek, hissetmek.
-
gönlüne dokunmak
:
-
üzülmek, rahatsızlık duymak:
-
gönlüne girmek
:
-
kalbine girmek.
-
gönlüne göre
:
-
dileğine göre, isteğine uygun olarak.
-
gönlünü çalmak
:
-
kalbini çalmak.
-
gönlünü çelmek
:
-
1) kandırmak, yola getirmek, aşkını kazanmak: 2) kendi yanına çek ...
-
gönlünü düşürmek
:
-
âşık olmak, sevdalanmak:
-
gönlünü eğlemek
:
-
mutlu, neşeli vakit geçirmek:
-
gönlünü kaptırmak
:
-
âşık olmak:
-
gönlünü karartmak
:
-
yaşamaya karşı sevgi ve isteğini azaltmak:
-
gönlünü pazara çıkarmak
:
-
sevmek için kendine yakışanı seçmeyip rastgele birini sevmek.
-
gönlünü serin tutmak
:
-
sakin, soğukkanlı olmak, hemen heyecanlanmamak.
-
gönlünü söndürmek
:
-
küstürmek, kırmak, incitmek:
-
gönlünü yaralamak
:
-
incitmek, kırmak, üzmek:
-
gönlünün dümeni bozuk
:
-
(Teklifsiz Konuşma) isteklerinde, özellikle gönül işlerinde tutar ...
-
gönül (gönlünü) almak
:
-
1) sevindirmek; 2) kırılan bir kimseyi güzel bir davranışla hoşnu ...
-
-
gönül açmak
:
-
insanın iç sıkıntısını gidermek, iç açmak.
-
gönül akıtmak
:
-
âşık olmak, sevmek.
-
gönül avlamak
:
-
huyunu suyunu yakından bilerek olumlu davranışta bulunmak, tavlam ...
-
gönül avutmak
:
-
hoşça vakit geçirmek:
-
gönül bağlamak
:
-
severek bağlanmak, içten sevmek, âşık olmak:
-
gönül birliği etmek
:
-
duygusal anlamda tam bir uyum içinde olmak.
-
gönül bulandırmak
:
-
1) mide bulandırmak; 2) (Mecaz) kuşkulandırmak; 3) (Mecaz) rahats ...
-
gönül çekmek
:
-
sevdalı olmak:
-
gönül eğlendirmek
:
-
geçici bir ilgi ve sevgi göstererek hoşça vakit geçirmek:
-
gönül gezdirmek
:
-
(Halk Dili) seçmek için aklından birçok şey geçirmek.
-
gönül indirmek
:
-
kendisine yakıştıramadığı bir şeye razı olmak:
-
gönül kırmak (yıkmak)
:
-
birini çok üzecek bir davranışta bulunmak, gücendirmek:
-
gönül koymak
:
-
gücenmek, alınmak, darılmak.
-
gönül okşamak
:
-
birini hoş bir söz veya davranışla sevindirmek, iltifat etmek.
-
gönül rızası ile
:
-
isteyerek.
-
gönül vermek
:
-
1) sevmek, âşık olmak: 2) bir şeyi sevmeye, istemeye veya yapmaya ...
-
gönül yakmak
:
-
1) insanı aşırı derecede etkilemek, sarsmak, kendinden geçmesine ...
-
gönül yıkmak
:
-
birini çok üzecek bir davranışta bulunmak, gücendirmek, gönül kır ...
-
gönülden ırak olmak
:
-
sevilmekten yoksun kalmak, sevilmemek.
-
gör (görürsün)
:
-
işin sonucunu anla, anlarsın' anlamında kullanılan bir tehdit söz ...
-
gör bak
:
-
görürsün, göreceksin' anlamında kullanılan bir söz.
-
göresi (göreceği) gelmek
:
-
görmek isteğini duymak, özlemle görmek istemek, özlemek:
-
görev almak
:
-
bir görevde bulunmak, bir görevi üstlenmek:
-
görev bilmek (saymak, addetmek)
:
-
görev olarak üzerine almak, sorumluluk üstlenmek:
Deyimler Sözlüğü İçerisinde Arama
|