|
Deyimler Sözlüğü (55)
Deyimler Sözlüğü (55. Sayfa)
-
hevesini almak
:
-
istediği, imrendiği şeyi elde ederek ona doymak:
-
hevesini kırmak
:
-
1) isteklerini, düşüncelerini engellemek; 2) zevki kaçmak, hevesi ...
-
hey gidi (hey)
:
-
çeşitli duyguları pekiştiren veya özlem ve acınma bildiren bir sö ...
-
heyecan duymak
:
-
heyecanlanmak.
-
heyecan vermek
:
-
heyecan duymasına sebep olmak:
-
heyecana düşürmek
:
-
heyecanlandırmak:
-
heyecana gelmek
:
-
heyecanlanmak, heyecan duymak.
-
heyecana getirmek
:
-
heyecanlandırmak, heyecanlanmasına sebep olmak:
-
heyecana kapılmak
:
-
aşırı derecede heyecan, coşku duymak:
-
heyheyler geçirmek
:
-
büyük heyecanlar geçirmek.
-
heyheyleri tutmak (üstünde olmak)
:
-
çok sinirlenmek.
-
heykel gibi
:
-
1) hareketsiz, duygusuz; 2) çok güzel (vücut)
-
heykelini dikmek
:
-
türlü alanlarda üstün başarı gösteren kimselere değerbilirlik gös ...
-
heyula gibi
:
-
pek iri, iri yarı.
-
hezimete uğramak
:
-
bozguna veya büyük bir yenilgiye uğramak.
-
hıçkırık tutmak
:
-
sürekli olarak hıçkırmak.
-
hık demiş (anasının veya babasının) burnundan düşmüş
:
-
her durumuyla birine çok benziyor' anlamında kullanılan bir söz.
-
hık mık etmek
:
-
1) bir işten kaçınmak için bahaneler ileri sürmeye çalışmak; 2) s ...
-
hık tutmak
:
-
hıçkırık tutmak.
-
hıncını çıkarmak
:
-
öcünü almak:
-
hınç (hıncını) almak
:
-
öç (öcünü) almak:
-
hır çıkarmak
:
-
kavga, gürültü çıkarmak.
-
hırgür çıkarmak
:
-
kavga etmek, kavga çıkarmak.
-
hırkayı başına çekmek
:
-
bir köşeye çekilip çevresiyle ilgisini kesmek.
-
hırlı mıdır, hırsız mıdır?
:
-
bir kimsenin ahlakı, kişiliği hakkında kuşku duyulduğunda kullanı ...
-
hırs bastırmak
:
-
aşırı ölçüde açgözlü duruma gelmek.
-
-
hırs bürümek
:
-
gözünü hırs bürümek.
-
hırsından çatlamak
:
-
öfkeyle birlikte aşırı derecede kıskanmak:
-
hırsını alamamak
:
-
öfkesini yenememek.
-
hırsını yenmek
:
-
öfkelenmemek için kendini tutmak.
-
hırsız gibi
:
-
kimseye görünmeden, gizlice:
-
hırsıza yol göstermek
:
-
birine bilmeyerek kötü bir işte yardımcı olmak.
-
hırtlamba gibi giyinmek
:
-
gereksiz yere üst üste ve gelişigüzel giyinmek.
-
hırtlambası çıkmak
:
-
1) perişan bir biçimde giyinmiş olmak; 2) eşya, çok eskiyip dökül ...
-
hışırı çıkmak
:
-
1) eşya, çok hırpalanıp örselenmek; 2) insan ağır işlerle uğraşıp ...
-
hız almak
:
-
atlamak için geri çekilip birdenbire fırlamak.
-
hız vermek
:
-
1) hızını artırmak, hızlandırmak: 2) (Mecaz) isteklendirmek
-
hızını alamamak
:
-
1) hızla gidişini yavaşlatamamak; 2) (Mecaz) öfkesini yenememek, ...
-
hızını almak
:
-
1) şiddetini yenmek, yatışmak: 2) yavaşlamak, hızını yitirmek
-
hızını kaybetmek (yitirmek)
:
-
etkisini, geçerliliğini yitirmek, hükmü kalmamak:
-
hızlı yaşamak
:
-
eğlenceye aşırı düşkün olarak yaşamak:
-
hicap duymak (etmek)
:
-
utanmak:
-
hiç de
:
-
kesinlikle, katiyen:
-
hiç değil
:
-
asla, kesinlikle:
-
hiç değilse (olmazsa)
:
-
1) önemli olmasa bile, başka bir şey olmasa bile: 2) en azından
-
hiç mi hiç
:
-
kesinlikle:
-
hiçe saymak (indirgemek)
:
-
önemsememek, önem vermemek:
-
hidayete ermek
:
-
1) Müslüman olmak, İslam dinini kabul etmek: 2) gerçeği görüp kab ...
-
hiddete kapılmak
:
-
öfkelenmek, kızmak.
-
hiddetten kudurmak
:
-
çok öfkelenmek, aşırı derecede kızmak:
-
hilal gibi
:
-
ince ve düzgün (kaş).
-
-
hile hurda bilmemek
:
-
aldatma yollarını bilmemek.
-
hile yapmak
:
-
1) aldatmak: 2) çıkar sağlamak amacıyla bir şeyin saflığını bozma ...
-
hilesi hurdası yok
:
-
yalanı dolanı yok' anlamında kullanılan bir söz.
-
himaye görmek
:
-
biri tarafından korunmak, kayırılmak, gözetilmek.
-
himayesine almak
:
-
koruyucusu olmak, korumak.
-
hindi gibi kabarmak
:
-
gururlanmak, kurumlanmak, büyüklük taslamak.
-
hisse almak
:
-
1) zarara uğramak: 2) ders çıkarmak
-
hisse kapmak
:
-
bir olaydan yararlı bir öğüt çıkarmak.
-
hissine (hislerine) kapılmak
:
-
duygusal davranmak:
-
hissini vermek
:
-
gibi gelmek, ... izlenimini uyandırmak:
-
hitam bulmak
:
-
sona ermek, bitmek.
-
hitam vermek
:
-
bitirmek.
-
hizaya gelmek
:
-
(Teklifsiz Konuşma) davranışlarını düzeltmek, yola gelmek:
-
hizaya getirmek
:
-
birinin davranışlarını düzeltmek, yola getirmek:
-
hizmet etmek
:
-
1) iş görmek, çalışmak; 2) (Mecaz) birinin amaçlarının gerçekleşm ...
-
hizmet görmek
:
-
birisinden yardım almak:
-
hizmete girmek
:
-
1) çalışmaya başlamak: 2) görev almak
-
hizmeti dokunmak
:
-
görevde bulunmak, iş yapmak:
-
hizmetinde olmak
:
-
birinin yanında çalışmak, işlerini yapmak.
-
hocalık etmek
:
-
1) öğretmenlik yapmak: 2) (Mecaz) akıl öğretmek, öğüt vermek
-
hokka gibi
:
-
ufak ve düzgün (ağız, burun).
-
hokka gibi oturmak
:
-
giysi, vücuda iyice uymak:
-
hop oturup hop kalkmak
:
-
öfke, heyecan vb. duygular sebebiyle yerinde duramaz olmak, kalkı ...
-
hor davranmak
:
-
kıymetini bilmemek.
-
hor kullanmak
:
-
dikkat etmeyerek hoyratça kullanmak.
-
-
hora geçmek
:
-
(Halk Dili) beğenilmek, hoşa gitmek, makbule geçmek, kendisine ve ...
-
hora tepmek
:
-
1) hora oynamak: 2) (Mecaz) ayaklarını vurarak gürültü etmek
-
horon vurmak
:
-
horon oyununu oynamak.
-
horoz gibi
:
-
kabadayıca davranan (kimse).
-
horozdan kaçmak
:
-
kadın, erkeklerden uzak durmak, onlardan kaçmak.
-
horozlar ötmek
:
-
sabah olmak.
-
hortum gibi
:
-
çok uzun (burun).
-
hortum sıkmak
:
-
yangına su sıkmak.
-
hoş bulduk (gördük)
:
-
hoş geldiniz' sözüne verilen karşılık.
-
hoş geldiniz
:
-
gelen kişiye söylenen selamlama sözü.
-
hoş görmek (karşılamak)
:
-
gücenilecek veya karşılık gelinecek bir davranışı hoşgörü ile kar ...
-
hoşa gitmek
:
-
beğenilmek, bir kişiden veya bir şeyden hoşlanmak.
-
hoşaf gibi
:
-
çok yorgun.
-
hoşbeş etmek
:
-
sohbet etmek:
-
hoşça kal (kalın)
:
-
ayrılan kimsenin kalanlara söylediği bir iyi dilek sözü:
-
hoşnutluk duymak
:
-
memnun olmak:
-
hoşnutluk getirmek
:
-
memnun olduğunu göstermek:
-
hoşnutsuzluk getirmek
:
-
memnuniyetsizlik göstermek.
-
höt demek
:
-
gözdağı vermek, korkutmak.
-
hu çekmek (demek)
:
-
tekkelerde, dervişler ayin sırasında sürekli olarak hu demek.
-
hulus (huluslar) çakmak
:
-
dalkavukluk etmek, yaranmaya çalışmak:
-
hurdası çıkmak
:
-
eşya, kullanılmayacak duruma gelmek, eskimek.
-
huri gibi
:
-
çok güzel (genç kadın).
-
husul bulmak
:
-
husule gelmek.
Deyimler Sözlüğü İçerisinde Arama
|