|
Deyimler Sözlüğü (59)
Deyimler Sözlüğü (59. Sayfa)
-
ilgisini çekmek
:
-
ilgisini, dikkatini ve merakını üzerinde toplamak, alaka duymak:
-
ilgisini kesmek
:
-
bir kimse veya şeyle bütün bağlarını koparmak, ilişkisi kalmamak, ...
-
ilham almak
:
-
esinlenmek.
-
ilham etmek (vermek)
:
-
içe doğmasına sebep olmak, esindirmek:
-
iliği kemiği donmak
:
-
çok üşümek.
-
iliği kemiği ısınmak
:
-
üşümüşken vücudu iyice ısınmak.
-
iliğine (iliklerine) kadar
:
-
iyice, en son sınırına dek:
-
iliğine işlemek (geçmek)
:
-
1) çok ıslanmak: 2) çok üşümek; 3) bütün varlığını kaplamak, çok ...
-
iliğine kadar ıslanmak
:
-
çok ıslanmak:
-
iliğini kemirmek
:
-
1) çok etkilemek; 2) sömürmek
-
iliğini kurutmak
:
-
canından bezdirecek kadar sıkıntı vermek.
-
ilik gibi
:
-
1) çok lezzetli, iyi pişmiş (et); 2) (Argo) çok güzel, istek uyan ...
-
iliklerinde duymak
:
-
benliğinde yoğun bir biçimde hissetmek.
-
ilişiği kalmamak
:
-
var olan ilgisi, bağlılığı artık olmamak:
-
ilişiğini kesmek
:
-
hiçbir ilgisi kalmamak, bağlantılarını koparmak.
-
ilkel kalmak
:
-
gelişmemek, ilk durumunda kalmak:
-
illallah dedirtmek
:
-
bezdirmek, usandırmak:
-
illallah demek (etmek)
:
-
usanmak, bıkmak, bezmek.
-
ilmik atmak
:
-
ilmik yapmak.
-
ilmini almak
:
-
bir işin özelliklerini, işleyişini, en ince ayrıntılarına kadar i ...
-
iltibasa yol açmak
:
-
karışıklığa sebep olmak.
-
iltizam etmek
:
-
keseneğe almak.
-
imamın abdest suyu gibi
:
-
soğuk veya sıcak olması gerekirken ılık olan içecekler için kulla ...
-
imamkayığına binmek
:
-
ölü tabut içinde veya sal üzerinde mezarlığa götürülmek.
-
iman getirmek
:
-
1) gönül rızasıyla Müslümanlığı kabul etmek; 2) yürekten inanmak:
-
imana gelmek
:
-
1) Müslümanlığı kabul etmek; 2) en sonunda doğruyu söylemek; 3) s ...
-
-
imana getirmek
:
-
1) Müslümanlığı kabul ettirmek; 2) istenilen biçimde davranmayı z ...
-
imanı gevremek
:
-
(Teklifsiz Konuşma)
-
imanı yok
:
-
1) kahrolası!2) kahrolası
-
imanına kadar
:
-
(Teklifsiz Konuşma)
-
imansız gitmek
:
-
Tanrı'ya inanmadan ölmek.
-
imara açılmak
:
-
yapılaşma yasağı olan bir yerin üzerine yapı yapılmasına izin ver ...
-
imbikten çekmek
:
-
damıtmak.
-
imdada (imdadına) koşmak (yetişmek)
:
-
çok zor ve tehlikeli bir anda yardım etmek:
-
imdadına yetişmek (erişmek)
:
-
yardım etmek:
-
imeceye girmek
:
-
imece yoluyla yapılacak çalışmaya katılmak:
-
imkân vermek
:
-
olanak sağlamak:
-
imlaya gelmemek
:
-
bir şey veya düşünce düzenlenemeyecek kadar karışık olmak, yöntem ...
-
imtihan vermek
:
-
1) sınanmak; 2) tehlikeli ve zor bir durumdan zarar görmeden iyi ...
-
imtihana çekmek
:
-
1) bilgisini ölçmek; 2) denemek, sınamak
-
imza toplamak
:
-
bir dilekçeyi veya öneriyi, destekleyenlere imzalatmak.
-
imza vermek
:
-
imza atmak.
-
imzayı basmak (çakmak)
:
-
(Teklifsiz Konuşma) imzalamak, imza etmek.
-
in cin top oynamak
:
-
hiçbir canlı varlık bulunmamak:
-
in cin yok
:
-
hiç kimse yok.
-
in gibi
:
-
dar ve karanlık (yer).
-
inadı tutmak
:
-
çok direnmek.
-
inadım inat olmak
:
-
söylediğinden veya yaptığından vazgeçmemek, çok direnmek.
-
inan olsun
:
-
bana inanınız' anlamında kullanılan bir söz:
-
inanca vermek
:
-
güvence vermek.
-
inanılır gibi (şey) değil
:
-
çok şaşırılan, hayret edilen veya hayranlık duyulan bir olayla ka ...
-
-
inayette bulunmak
:
-
inayet etmek.
-
ince eleyip (eğirip) sık dokumak
:
-
bir şeyi en küçük ayrıntılarına kadar araştırmak, gözden veya eld ...
-
inceldiği yerden kopmak
:
-
sonucu neye varırsa varsın:
-
inci (inciler) döktürmek
:
-
bir konuda önemli, anlamlı ve güzel söz söylemek.
-
inci gibi
:
-
küçük, temiz, güzel ve düzgün:
-
incir çekirdeği doldurmamak
:
-
çok az veya çok önemsiz olmak:
-
infial uyandırmak
:
-
kızgınlığa yol açmak, öfke yaratmak.
-
infiale kapılmak
:
-
kızgınlık, öfke duymak.
-
infilak etmek
:
-
1) patlamak; 2) (Mecaz) birdenbire şiddetle ortaya çıkmak:
-
İngiliz ipi ile asılmak
:
-
İngiliz sicimi ile asılmak.
-
İngiliz sicimi ile asılmak
:
-
bir işi ustasına yaptırmak.
-
inhisara (inhisarına) almak
:
-
tekeline almak.
-
inim inim inlemek
:
-
sürekli olarak inlemek, çok sıkıntıda olmak.
-
inim inim inletmek
:
-
birini büyük sıkıntıya sokmak.
-
inisiyatifi ele almak (geçirmek)
:
-
karar verme yetkisini kullanmak:
-
inisiyatifini kullanmak
:
-
gerekli kararları öncelikle almak.
-
inkârdan gelmek
:
-
inkâr etmek.
-
inkıraz bulmak
:
-
batmak, çökmek, dağılmak, yok olmak, son bulmak.
-
inkıraz gelmek
:
-
çökmek, dağılmak:
-
inkıraza uğramak
:
-
batmak, dağılmak, çökmek, yok olmak.
-
inkıtaya uğramak
:
-
kesilmek.
-
inkisarı tutmak
:
-
ilenci gerçekleşmek.
-
insafa gelmek
:
-
acımasız ve haksız tutumdan vazgeçmek.
-
insafına kalmış
:
-
bir şeyin bir kimsenin doğruluğuna, adaletine ve isteğine bağlı o ...
-
insaflı çıkmak
:
-
anlayışlı, hoşgörülü olduğu belli olmak:
-
-
insafsızlık etmek
:
-
acımamak, insafsızca davranmak.
-
insan ayağı değmemiş (basmamış)
:
-
içine insan girmemiş, içinde insan olmayan:
-
insan eli değmemiş (dokunmamış)
:
-
bakımsız kalmış yer.
-
insan eti yemek
:
-
birini çekiştirmek.
-
insan gibi
:
-
insanlara yaraşır biçimde.
-
insan içine çıkmak
:
-
toplum içine karışmak, başkalarıyla ilişki kurmak.
-
insan kuş misali
:
-
uzakça bir yere gidildiğinde söylenen bir söz.
-
insanda akıl bırakmamak (koymamak)
:
-
düşünceleri karmakarışık yapmak, kararsızlığa yol açmak.
-
insaniyet namına
:
-
insanlığa yakışır duygulara uyarak' anlamında kullanılan bir söz:
-
insanlıktan çıkmak
:
-
1) çok zayıflamış olmak; 2) insana özgü niteliklerini yitirmek:
-
inşallahla maşallahla
:
-
çaba harcamadan' anlamında kullanılan bir söz.
-
inşirah bulmak
:
-
iç açılmak, ferahlamak.
-
intikam almak
:
-
öç almak:
-
inzivaya çekilmek
:
-
toplumdan kaçıp hiçbir şeyle ilgilenmeyerek tek başına yaşamak.
-
ipe dizmek
:
-
boncuk vb.ni ipliğe geçirmek.
-
ipe gitmek
:
-
ölüme gitmek:
-
ipe sapa gelmemek
:
-
akla yakın olmamak veya birbirini tutmamak:
-
ipe un sermek
:
-
geçersiz birtakım nedenler ileri sürerek istenilen işi yapmaktan ...
-
ipek gibi
:
-
1) çok ince, parlak ve yumuşak; 2) güzel, iyi huylu
-
ipi (birinin) eline geçmek
:
-
yönetimi başkasının eline geçmek, kontrolü başkasının elinde bulu ...
-
ipi çözmek
:
-
(Halk Dili) ilgisini kesmek.
-
ipi kırmak
:
-
(Halk Dili) savuşup gitmek.
-
ipi koparmak
:
-
bağlı bulunduğu kuruluşla veya yakınlığı bulunan kişi ile ilişkis ...
-
ipi sapı yok
:
-
birbirini tutmaz, yersiz, anlamsız.
Deyimler Sözlüğü İçerisinde Arama
|