|
Deyimler Sözlüğü (60)
Deyimler Sözlüğü (60. Sayfa)
-
ipin ucunu kaçırmak
:
-
(Teklifsiz Konuşma) yönetimde veya bir şeyi kullanmada gereken öl ...
-
ipini kırmak
:
-
azmak, ele avuca sığmaz bir durum almak.
-
ipini koparmak
:
-
başıboş kalmak.
-
iple çekmek
:
-
sabırsızlıkla beklemek:
-
ipliği pazara çıkmak
:
-
kötü nitelik ve suçları ortaya çıkmak.
-
iplik çekmek
:
-
1) kumaştan iplik çıkarmak; 2) iplik eğirmek
-
ipoteği çözmek (kaldırmak)
:
-
tutudan kurtarmak:
-
ipotek altında tutmak
:
-
1) tutuda tutmak; 2) baskı altına almak
-
ipten kazıktan kurtulmuş
:
-
her türlü kötülüğü yapacak yaradılışta olan (kimse):
-
ipten kuşak kuşanmak
:
-
yoksul düşmek.
-
ipucu vermek
:
-
aranılan gerçeğe ulaştırabilecek şeyle ilgili, onu bulmaya yaraya ...
-
irapta mahalli yok
:
-
hiçbir değeri ve önemi yok.
-
iraptan mahalsiz
:
-
hiçbir değeri ve önemi yok.
-
irtibat kurmak
:
-
bağlantı sağlamak:
-
irtihal etmek
:
-
ölmek.
-
isabet almak
:
-
vurulmak, yaralanmak:
-
isabet oldu
:
-
yerinde, tam isteğe uygun' anlamında kullanılan bir söz.
-
isim yapmak
:
-
ad yapmak.
-
iskambil kâğıdı gibi devrilmek
:
-
birer birer ve birbiri ardı sıra devrilmek.
-
iskâna açmak
:
-
kadastrosunu, planlarını ve altyapısını bitirip bir bölgeyi inşaa ...
-
iskandil etmek
:
-
1) deniz derinliğini ölçmek; 2) soruşturmak, araştırmak:
-
iskele almak
:
-
1) gemi merdivenleri kaldırılıp harekete hazırlanmak; 2) (Argo) b ...
-
iskelet gibi
:
-
çok zayıf.
-
iskelete dönmek
:
-
çok zayıflamak.
-
iskeleti çıkmak
:
-
çok zayıflamak.
-
islim tutmak
:
-
gerekli koşulların olgunlaşmasını beklemek.
-
-
ismi (bile) olmamak
:
-
adı (bile) olmamak.
-
ismi çıkmak
:
-
adı çıkmak:
-
ismi geçmek
:
-
adı geçmek.
-
ismi gibi bilmek
:
-
adı gibi bilmek.
-
ismi lazım değil
:
-
adının anılması gerekmiyor' anlamında kullanılan bir söz.
-
ismi var cismi yok
:
-
1) sözü edilen ancak gerçekte var olmayan; 2) adı olmasına karşın ...
-
ismini bağışlamak
:
-
adını bağışlamak.
-
ismini cismini almak
:
-
adını, kimliğini belirleyip kaydetmek:
-
ismini cismini bilmemek
:
-
tanımamak.
-
israfa kaçmak
:
-
gereksiz yere aşırı harcamalarda bulunmak.
-
istasyon yapmak
:
-
duraklamak, beklemek:
-
istavroz çıkarmak
:
-
haç çıkarmak:
-
istediği gibi at koşturmak (oynatmak)
:
-
keyfince, istediği gibi davranmak.
-
istek duymak
:
-
bir şeye karşı eğilim duymak, arzulamak.
-
istek uyandırmak
:
-
istemesine, arzu duymasına yol açmak:
-
istifayı basmak
:
-
herhangi bir sebeple görevinden ani bir kararla çekilmek.
-
istifini bozmamak
:
-
aldırış etmeyip durum ve davranışını değiştirmemek:
-
istihareye yatmak
:
-
girişilecek bir işin hayırlı olup olmadığını göreceği rüyadan anl ...
-
istikamet vermek
:
-
yön vermek, yöneltmek:
-
istikrar bulmak
:
-
1) karar kılmak; 2) yerleşmek
-
istim üstünde olmak
:
-
1) buharla işleyen araçlar kalkmaya hazır duruma gelmek: 2) (Meca ...
-
istirhamda bulunmak
:
-
istirham etmek.
-
isyan bayrağı (bayrağını) açmak (çekmek)
:
-
karşı gelmek, başkaldırmak:
-
isyanları oynamak
:
-
isyan etmek.
-
iş (birinde) bitmek
:
-
işin bitmesi veya sorunun çözümü birine bağlı olmak.
-
-
iş (birinden) bitmek
:
-
işin sonuçlanması ondan beklenilmek.
-
iş (birine) kalmak
:
-
işin bitmesi için asıl gayret birine düşmek:
-
iş açmak
:
-
uğraştırıcı, gereksiz bir durumun ortaya çıkmasına sebep olmak.
-
iş almak
:
-
yapılması kesinleşen bir işi üstlenmek, taahhüt altına girmek:
-
iş ayağa düşmek
:
-
iş, sorumsuz ve yetkisiz olanların elinde kalmak.
-
iş başa düşmek
:
-
kendi işini kendi görme zorunda kalmak.
-
iş bırakmak
:
-
çalışanlar toplu hâlde işlerini terk etmek, çalışmayı durdurmak.
-
iş bilmek
:
-
becerikli olmak:
-
iş bitirmek
:
-
bir işi iyi bir sonuca ulaştırmak.
-
iş çatallanmak
:
-
bir işte güçlükle karşılaşmak.
-
iş çevirmek
:
-
gizli, dolambaçlı bir iş yapmak:
-
iş çığırından çıkmak
:
-
amacından saparak düzeltilmesi güç bir durum almak.
-
iş çıkarmak
:
-
1) çok iş yapmak: 2) gereksiz, uğraştırıcı bir işe yol açmak, sor ...
-
iş dayıya düştü
:
-
gayret dayıya düştü.
-
iş değil
:
-
1) bir şeyin çok kolay olduğunu belirten bir söz; 2) kınama belir ...
-
iş edinmek
:
-
1) bir şeyi görev, meslek olarak kabul etmek: 2) bir şeyi kendi u ...
-
iş görmek
:
-
1) iş yapmak: 2) iş yapmaya uygun olmak
-
iş göstermek
:
-
yapması için birine iş vermek, iş buyurmak.
-
iş inada binmek
:
-
1) bir işi yapmakta direnmek; 2) zıt görüş ve davranışta ısrar ed ...
-
iş işten geçmek
:
-
bir işi gerçekleştirme imkânı kalmamış olmak:
-
iş karıştırmak
:
-
1) fesat sokmak; 2) zararlı bir iş yapmak
-
iş ki
:
-
yeter ki:
-
iş mi?
:
-
yapılan bir şeyin beğenilmediğini, küçümsendiğini bildiren bir sö ...
-
iş ola
:
-
yaptığı iş beğenilmediğinde 'sanki iş görmüş gibi' anlamında kull ...
-
iş olsun diye
:
-
gereksiz bir hareketi belirtmek için kullanılır.
-
-
iş sarpa sarmak
:
-
iş, içinden çıkılması zor bir duruma girmek.
-
iş şirazesinden çıkmak
:
-
düzenini kaybetmek, çığırından çıkmak.
-
iş tutmak
:
-
1) iş yapmak, çalışmak: 2) (Kaba) cinsel ilişkide bulunmak
-
iş vermek
:
-
1) birine yapacak iş göstermek; 2) (Argo) gönlü olduğunu gösterec ...
-
iş yapmak
:
-
çalışmak.
-
işaret vermek
:
-
bir araç kullanarak bir şeyi belli etmek:
-
işbaşı yapmak
:
-
iş yerinde işe başlamak:
-
işbaşına gelmek
:
-
yönetici olmak.
-
işe bak!
:
-
şaşırılacak bir durum karşısında kullanılan bir söz.
-
işe girmek
:
-
göreve, çalışmaya başlamak.
-
işe karışmak
:
-
1) herhangi bir konuda katkıda bulunmak, görev almak: 2) herhangi ...
-
işe yaramak
:
-
elverişli olmak:
-
işi (bir şeye) vurmak
:
-
işi değiştirmek:
-
işi ...-e dökmek
:
-
işi değiştirip bir başka biçime çevirmek:
-
işi ...-e vurmak
:
-
gerekenden başka biçimde davranmak, ... gibi görünmek:
-
işi ahbaplığa dökmek
:
-
yerli yersiz yakınlık göstermek:
-
işi aksi gitmek
:
-
istenilen sonucu elde edememek.
-
işi Allah'a kalmak
:
-
güç şartlar altında, kimseden yardım umudunun kalmadığı bir durum ...
-
işi azıtmak
:
-
yanlış ve aşırı yollara sapmak:
-
işi bitmek
:
-
1) işi sona ermek; 2) hâli, gücü kalmamak
-
işi bozmak
:
-
yapılan anlaşmayı, verilen sözü tutmamak:
-
işi bozulmak
:
-
yapmakta olduğu işten gereği kadar kazanç sağlayamaz olmak.
-
işi ciddiye almak
:
-
soruna önem vermek:
-
işi çıkmak
:
-
başka bir işle meşgul olmak:
Deyimler Sözlüğü İçerisinde Arama
|